standby - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

standby

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "standby" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 41 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
standby n. sırt dayanan kimse
standby n. acil durumlarda güvenilen kimse
standby n. güvenilir kimse
standby n. güvenilir kaynak
standby n. güvenilir tercih
standby n. favori seçenek
standby n. favori kaynak
standby n. favori tercih
standby n. el altında tutulan şey
standby n. yedek şey
standby n. alternatif
standby n. standby yolcu
standby n. bekleme listesinde yer alan yolcu
standby n. son dakika bilet bulmaya çalışan yolcu
standby n. bekleme modu
standby n. uyku modu
standby n. standart şey
standby n. sıklıkla kullanılan şey
standby n. denenmiş şey
standby n. kanıtlanmış şey
standby v. beklemek
standby v. beklemede olmak
standby adj. son dakikada olan (rezervasyon)
standby adj. son dakika rezervasyonu ile ilgili
standby adj. standby yolcuya özgü
standby adj. standby yolcu ile ilgili
standby adj. bekleme listesinde yer alan (yolcu)
standby adj. standby yolcuyu kabul eden (araç)
standby adj. bekleyen
standby adj. bekleme sürecine ait
standby adj. bekleme süreci ile ilgili
standby adv. hemen
standby adv. kullanıma hazır bir şekilde
standby adv. hazır olarak
Technical
standby n. bekleme
standby n. destek
standby adj. hazır
standby adj. hazırda bekleyen
standby adj. yedek
standby adj. yedek
Computer
standby n. bekleme konumu

Bedeutungen, die der Begriff "standby" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 82 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
standby fare n. standby tarifesi
old standby n. eskiden beri kullanılıp popüler olan şey
standby equipment n. yedek teçhizat
hot standby n. en iyi yedek
hot standby n. favori yedek
even at standby state adv. bekleme durumunda dahi
even at standby state adv. bekleme durumunda bile
Colloquial
on standby expr. yedekte
on standby expr. uçakta/trende/otobüste yer açılmasını bekleyerek
on standby expr. sıra bekleyerek
on standby expr. yer boşalmasını bekleyerek
on standby expr. hazır ve nazır
on standby expr. tetikte
on standby expr. hazır konumda
on standby expr. elde
on standby expr. mevcutta
on standby expr. el altında
on standby expr. yedek yolcu olarak
Idioms
on standby expr. beklemede/hazırda
Trade/Economic
standby equipment n. belirli üretim hacminde ya da belirli zamanlarda kullanılan makine ve teçhizat
standby credit n. destek kredisi
standby underwriting n. destekleme alımı
standby agreements n. destekleme anlaşması
standby letters of credit n. geçerli kredi teminat mektubu
standby underwriting n. kesin satış yükümlülüğü
standby underwriting n. menkul değerlerin satın alınacağını taahhüt
standby cost n. sabit gider
standby cost n. sabit masraf
standby letters of credit n. sınırlı süreli teminat akredifi
standby letter of credit n. standby akreditif
standby letter of credit n. teminat akreditifi
standby arrangement n. taahhüt sözleşmesi
standby fare n. yedek yolcu ücreti
Technical
standby block n. hazır blok
standby register n. hazırlık yazmacı
standby state n. hazır bekleme durumu
standby block n. hazır öbek
standby time n. hazırlık zamanı
hot standby n. sıcak bekleme
cold standby n. soğuk yedekte bekleme
standby power unit n. standby güç ünitesi
standby fan n. yedek yelvuran
standby register n. yedek yazmaç
standby fan n. yedek vantilatör
standby system n. yedek sistem
standby system n. yedek dizge
standby pump n. yedek pompa
standby power unit n. yedek güç ünitesi
standby redundancy n. yedek artıklık
standby battery n. yardımcı akümülatör
Computer
standby server n. yedek sunucu
standby register n. hazırlık yazmacı
standby block n. hazır blok
standby time n. hazırlık zamanı
standby block n. hazır öbek
cold standby n. kapalı yedekte bekleme
hot standby n. otomatik yedekleme
computer standby n. sistem beklemesi
system standby n. sistem bekleme konumu
standby system n. yedek dizge
standby register n. yedek yazmaç
standby system n. yedek sistem
cancel standby expr. beklemeyi iptal et
standby now expr. şimdi beklemeye geç
Informatics
standby mode n. bekleme kipi
standby power system n. yedek güç sistemi
standby line n. yedek hat
Telecom
standby time n. bekleme süresi
standby mode n. bekleme modu
standby and receive mode n. bekleme ve alma modu
standby state n. bekleme durumu
standby output power n. bekleme konumundaki çıkış gücü
standby line n. yedek hat
Transportation
standby fare n. (yedek yolculara yönelik) indirimli tarife
Aeronautic
local standby point n. mahalli bekleme noktası
full emergency standby point n. tam acil bekleme noktası
Medical
standby doctor n. icapçı doktor
doctor on standby n. icapçı doktor
doctor on standby service n. icapçı doktor
doctor on standby duty n. icapçı doktor
Military
standby reserve n. ikinci derecede hazır ihtiyat
standby force n. ihtiyat kuvveti