sunsets - Türkisch Englisch Wörterbuch

sunsets

Bedeutungen von dem Begriff "sunsets" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
sunset n. güneş batışı
Tom was on the balcony, looking at the sunset.
Tom balkonda güneşin batışına bakıyordu.

More Sentences
sunset n. gün batımı
The sunset clause means that the delegation of executive measures to the Commission lasts for no longer than four years.
Gün batımı maddesi, yürütme tedbirlerinin Komisyon'a devredilmesinin dört yıldan fazla sürmeyeceği anlamına gelmektedir.

More Sentences
General
sunset n. akşam
Tom never eats after sunset.
Tom akşam olduktan sonra hiçbir şey yemez.

More Sentences
sunset n. günbatımı
Starting at sunset, I'll fast and meditate in the holy place.
Mabette günbatımından itibaren oruç tutup meditasyon yapacağım.

More Sentences
Technical
sunset n. günbatımı
This is the most beautiful sunset that I have ever seen.
Bu, bugüne kadar gördüğüm en güzel günbatımı.

More Sentences
Meteorology
sunset n. günbatımı
We have another ten miles to walk before sunset.
Günbatımından önce yürüyecek on milimiz daha var.

More Sentences
Star Wars
sunset n. günbatımı
You love sunsets, don't you?
Günbatımını seviyorsun, değil mi?

More Sentences
General
sunset n. çöküş
sunset n. güneş batışı
sunset n. güneşin batışı
sunset n. son
sunset n. gün batısı
sunset n. güneş batımı
sunset n. güneş batması
sunset n. güneşin batması
sunset n. güneşin battığı zaman
sunset v. yasal olarak önceden belirlenen bir tarihte sona ermek
sunset v. (programı veya ajansı) sona ermesi hükmüyle sonlandırmak
sunset adj. gerileme döneminde olan
sunset adj. devlet kurum ve programlarının varlıklarını sürdürebilmeleri için periyodik olarak gözden geçirilmesini şart koşan
sunset n. gurup
Technical
sunset n. güneşin batması
Dyeing
sunset n. solgun bir turuncu tonu
Geography
sunset n. utah eyaletinde şehir
sunset n. louisiana eyaletinde yerleşim yeri

Bedeutungen, die der Begriff "sunsets" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 41 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Law
sunset clause n. sona erme hükmü
If next year payment appropriations do not meet payment needs, the sunset clause will cause a new kind of problem.
Gelecek yıl ödeneklerin ödeme ihtiyaçlarını karşılamaması halinde, sona erme hükmü yeni bir tür soruna yol açacaktır.

More Sentences
General
the colors of sunset n. akşamgüneşi
sunset glow n. şafak
sunset glow n. akşam kızıllığı
sunset prayer n. akşam namazı
sunset yellow n. günbatımı sarısı
watch the sunset v. gün batımını seyretmek
watch the sunset v. güneşin batışını seyretmek
watch the sunset v. güneşin batışını izlemek
watch sunset v. gün batımını izlemek
ls (local sunset) abrev. yerel gün batımı
Idioms
one's sunset years n. ömrünün sonbaharı
one's sunset years n. (birisinin) yaşlılığı
sunset years n. ömrün sonbaharı
sunset years n. yaşlılık yılları
sunset years n. hayatın son yılları
ride off into the sunset v. mutlu sona ulaşmak
ride off into the sunset v. mutluluğa ermek
ride off into the sunset v. ununu elemek eleğini asmak
ride off into the sunset v. rahata ermek
ride off into the sunset v. rahat edeceği/güzel günlere doğru yol almak
one's sunset years expr. (birisinin) yaşlılığında
so long after sunset and so far from dawn expr. gecenin ilerleyen saatlerinde
so long after sunset and so far from dawn expr. gecenin bu saatinde
so long after sunset and so far from dawn expr. gün batımından çok sonra ve şafaktan çok uzakta
Law
sunset provision n. belirli bir süre sonra otomatikman yürürlükten kalkan hüküm
sunset provision n. kesin dampinge karşı vergi ve fiyat taahhütleri uygulamaya konuldukları tarihten itibaren söz konusu vergi için bir gözden geçirme prosedürü başlatılmadığı takdirde belli bir süre sonra yürürlükten kaldırılacağını ifade eden hüküm
sunset clause n. kesin dampinge karşı vergi ve fiyat taahhütleri uygulamaya konuldukları tarihten itibaren söz konusu vergi için bir gözden geçirme prosedürü başlatılmadığı takdirde belli bir süre sonra yürürlükten kaldırılacağını ifade eden hüküm
sunset provision n. sigorta poliçesinde sorumluluğun düzenleme tarihinden sonraki yıllara sarkmasını engellemek için konulan kloz
sunset clause n. sigorta poliçesinde sorumluluğun düzenleme tarihinden sonraki yıllara sarkmasını engellemek için konulan kloz
sunset provision n. sona erme hükmü
Computer
early sunset n. erken gün batımı
late sunset n. geç gün batımı
late sunset n. günbatımı bitişi
early sunset n. günbatımı başlangıcı
Aeronautic
sunrise to sunset expr. gündoğumundan gün batımına
sunset to sunrise expr. gün batımından gün doğumuna
Marine Biology
sunset shell n. tellinidae familyasında yer alan deniz kabuğu türlerine verilen ad
Geography
sunset beach n. north carolina eyaletinde yerleşim yeri
sunset hills n. missouri eyaletinde şehir
Meteorology
sunrise and sunset colours n. gündoğumu ve günbatımı renkleri