tekabül eden

Bedeutungen von dem Begriff "tekabül eden" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	tekabül eden	corresponding adj.
Regional sales are down 10 percent than the corresponding period in 2020. Bölgesel satışlar 2020'nin tekabül eden dönemine göre yüzde 10 oranında düşmüştür. More Sentences
2	General	tekabül eden	parallel adj.

Bedeutungen, die der Begriff "tekabül eden" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 28 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	yaklaşık 29,57 mililitreye tekabül eden bir abd sıvı ölçüm birimi	fluid ounce n.
2	General	tekabül eden anlamında kullanılan bir son ek	-logous suf.
Trade/Economic
3	Trade/Economic	abd borsasında hisse başı bir dolara tekabül eden bir fiyatlandırma birimi	point n.
Technical
4	Technical	izometrik sistemde küpün her yüzüne tekabül eden yirmi dört eşit üçgen yüz ile sınırlandırılmış katı nesne	tetrahexahedron n.
5	Technical	izometrik sistemde küpün her yüzüne tekabül eden yirmi dört eşit üçgen yüz ile sınırlandırılmış katı nesne	tetrakishexahedron n.
6	Technical	21 ton kömüre tekabül eden bir ölçü birimi	keel n.
7	Technical	izometrik sistemde küpün her yüzüne tekabül eden yirmi dört eşit üçgen yüz ile sınırlandırılmış katı nesneye ait	tetrahexahedral adj.
Computer
8	Computer	1027 exbibayta tekabül eden bilgi birimi	zettabyte n.
9	Computer	1026 exbibayta tekabül eden bilgi birimi	zebibyte n.
10	Computer	1025 exbibite tekabül eden bilgi birimi	zibit n.
11	Computer	1028 exbibayta tekabül eden bilgi birimi	zb n.
12	Computer	1025 exbibayta tekabül eden bilgi birimi	zib n.
13	Computer	1026 exbibite tekabül eden bilgi birimi	zebibit n.
Informatics
14	Informatics	genellikle 0,01 saniyeye tekabül eden çok kısa zaman	jiffy n.
Lighting
15	Lighting	radyasyon ışık akışının tekabül eden radyan akımına oranı	luminous efficacy n.
Math
16	Math	yaklaşık 954 litreye tekabül eden bir sıvı ölçü birimi	tun n.
Astronomy
17	Astronomy	dünya'dan güneşe ortalama mesafeye denk olup yaklaşık 150 milyon kilometreye tekabül eden güneş sistemindeki diğer gezegenler arasındaki astronomik mesafeleri ölçmekte kullanılan bir uzunluk birimi	astronomical unit n.
Zoology
18	Zoology	mercanlara tekabül eden bir omurgasızlar sınıfı	polypi n.
History
19	History	günümüzdeki montenegro'ya tekabül eden ortaçağ devleti	zeta n.
20	History	yaklaşık 1000 ile 1400 yılları arasına tekabül eden, etkileri özellikle avrupa ve kuzey amerika'da hissedilen birkaç derecelik küresel sıcaklık artışı	medieval warm period n.
21	History	yaklaşık 1000 ile 1400 yılları arasına tekabül eden, etkileri özellikle avrupa ve kuzey amerika'da hissedilen birkaç derecelik küresel sıcaklık artışı	medieval warm epoch n.
Religious
22	Religious	(musevilikte) resmi takvimde onuncu aya tekabül eden, dini takvimde dördüncü ay	thammuz n.
23	Religious	(musevilikte) resmi takvimde onuncu aya tekabül eden, dini takvimde dördüncü ay	tammuz n.
24	Religious	(hristiyan inancında) 25 mart'a tekabül eden, meryem'e mesih'in annesi olacağı söylendiği gün	the annunciation n.
25	Religious	batı katolik dua kitabına tekabül eden ve günlük görevleri anlatan ayinsel bir doğu kilisesi kitabı	horologium n.
Philosophy
26	Philosophy	dilin felsefi analizinin gerçekliğin temel elementlerine tekabül eden anlam atomlarında sona erdiğini öne süren felsefi bir yaklaşım	logical atomism n.
Geography
27	Geography	tarihi bir bölge olan pomeranya'nın bir kısmına tekabül eden polonya'nın baltık kıyısında bir bölge	kashubia n.
Ornithology
28	Ornithology	kuş kanadında başparmağa tekabül eden kısa tüyler	false wing n.