Verlauf

to do well

Bedeutungen, die der Begriff "to do well" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 40 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	well-to-do family n.	varlıklı aile
2	General	well-to-do man n.	zengin adam
Phrases
3	Phrases	it's never too late to do well expr.	iyi yapmak için hiçbir zaman çok geç değildir
Colloquial
4	Colloquial	be (just) as well (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) akıllıca olmak
5	Colloquial	be (just) as well (to do something) v.	(bir şeyi yapmakta) yarar olmak
6	Colloquial	be (just) as well (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) mantıklı olmak
7	Colloquial	be (just) as well (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) iyi olmak
8	Colloquial	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	bir şey için/bir şeyi yapmak için iyi, ideal, daha iyi konumda olmak
9	Colloquial	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	bir şey için/bir şeyi yapmak için iyi bir fırsatı/şansı olmak
10	Colloquial	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	bir şey için/bir şeyi yapmak için uygun konumda/yerde olmak
11	Colloquial	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	yeri güzel, uygun, iyi olmak
12	Colloquial	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	yeri rahat, elverişli, yakın olmak
13	Colloquial	do well to do something v.	bir şeyi yapmak iyi olmak
14	Colloquial	do well to do something v.	bir şeyi yapmak mantıklı olmak
15	Colloquial	do well to do something v.	bir şeyi yapmak akıllıca olmak
16	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi hoş ama…
17	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
18	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
19	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi hoş da...
20	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi hoş ama…
21	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
22	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
23	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi hoş da...
Idioms
24	Idioms	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	avantajlı, iyi bir konumda olmak
25	Idioms	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	ideal, elverişli bir konumda olmak
26	Idioms	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	konumu iyi, uygun olmak
27	Idioms	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	yeri iyi, uygun olmak
28	Idioms	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	iyi, uygun yerde olmak
29	Idioms	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	iyi, uygun bir konumda olmak
30	Idioms	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	iyi, uygun konumlandırılmış olmak
31	Idioms	be well, ideally, better placed for something/to do something v.	iyi yere dükkan açmış olmak
32	Idioms	well-to-do adj.	müreffeh
33	Idioms	well-to-do adj.	rahatı yerinde
34	Idioms	well-to-do adj.	tuzu kuru
35	Idioms	well-to-do adj.	varlıklı
36	Idioms	well-to-do adj.	zengin
37	Idioms	(well) worth your while (to do something) adj.	(bir şey yapmak) harcadığı zamana değer
38	Idioms	(well) worth your while (to do something) adj.	(bir şey yapmak) ayırdığın zaman değer
39	Idioms	well-to-do expr.	hali vakti yerinde
40	Idioms	(one) would do well to (do something) expr.	(bir şeyi) yapsan iyi olur