what not - Türkisch Englisch Wörterbuch

what not

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "what not" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Speaking
what not expr. daha sair şeyler
what not expr. filan falan
what not expr. ve daha neler neler

Bedeutungen, die der Begriff "what not" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 95 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
not know what to do v. ne yapacağını bilmemek
General
what-not n. etajer
not what it looks like v. göründüğü gibi olmamak
not find what he expected v. beklediğini bulamamak
not find what he expected v. umduğunu bulamamak
can not believe what one hear v. kulaklarına inanamamak
can not believe what one hear v. kulaklarına inanmamak
not know what one is saying v. ne dediğini bilmemek
not what it appears to be v. göründüğü gibi olmamak
and what not adv. ve benzeri şeyler
and what not adv. üstelik
not but what conj. ve fakat
not but what conj. ve yine
not but what conj. mamafih
Phrases
not but what expr. o demek değildir ancak
not but what expr. o demek değildir ki
what does not kill me, makes me stronger expr. beni öldürmeyen şey beni güçlendirir
it's not what you know but who you know expr. ne bildiğin değil, kimi bildiğin/tanıdığın önemli
it's not what you know but who you know expr. ne kadar bilgili olduğun değil kimi bildiğin/tanıdığın önemli
do what I say not what I do! (dwisnwid) expr. dediğimi yap, yaptığımı yapma
Colloquial
not know what to do with (oneself) v. ne yapacağını bilememek
not know what to do with (oneself) v. nasıl oyalanacağını bilmemek
not know what to do with (oneself) v. (kendini) nasıl yatıştıracağını bilememek
not know what to do with (oneself) v. ne yapacağını şaşırmak
not know what to do with (oneself) v. nasıl vakit geçireceğini şaşırmak
not know what (one is) missing v. neler/ne kaçırdığını bilmemek
not know what (one is) missing v. nasıl bir şey kaçırdığını bilmemek
not know what to do with (oneself) v. (kendiyle) nasıl baş edeceğini bilememek
life is not what it seems expr. hayat göründüğü gibi değildir
not what it is cracked up to be expr. söylenildiği kadar iyi değil
if that's not (something), (then) I don't know what is expr. bu (bir şey) değil de ne?
if that's not (something), (then) I don't know what is expr. bu da (bir şey) değilse, ben de bir şey bilmiyorum demektir
Idioms
not know what to make of someone v. (birinin yaptığı şeye) anlam verememek/anlamamak
not know what hit you v. şokta ve kafası karışmış hissetmek
not know what hit someone v. neye uğradığını şaşırmak
be not what it's cracked up to be v. sanıldığı kadar iyi olmamak
be not what it's cracked up to be v. söylendiği kadar iyi olmamak
not know what to make of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) ne anlam çıkaracağını bilememek
not know what you're missing v. neler kaçırdığının farkında olmamak
not know what to do with yourself v. sıkıntıdan ne yapacağını bilememek
not know what to make of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) pek anlamamak
not know what hit (one) v. şokta ve kafası karışmış hissetmek
not know what to do with yourself v. (kendiyle) nasıl baş edeceğini bilememek
not know what to do with yourself v. ne yapacağını şaşırmak
not know what to make of v. '-den ne anlam çıkaracağını bilememek
not know what hit (one) v. neye uğradığını şaşırmak
not know what you're missing v. neler kaçırdığını bilmemek
not know what to do with yourself v. ne yapacağını bilememek
not know what to do with yourself v. nasıl oyalanacağını bilmemek
not know what to make of v. (birinin yaptığı şeye) anlam verememek/anlamamak
not know what to make of (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir anlam verememek
not know what to do with yourself v. (kendini) nasıl yatıştıracağını bilememek
not know what to do with yourself v. nasıl vakit geçireceğini şaşırmak
do not lick what you have spat expr. tükürdüğünü yalama
not what something is cracked up to be expr. sanıldığı kadar iyi değil
not what something is cracked up to be expr. söylenildiği kadar iyi değil
not know what hit someone expr. başına ne geldiğini bilmeden
not know what hit someone expr. kendisine neyin çarptığını bilmeden
not what (someone or something) is cracked up to be expr. söylendiği kadar iyi değil
not what (someone or something) is cracked up to be expr. söylendiği kadar yok
not what (someone or something) is cracked up to be expr. sanıldığı kadar iyi değil
not what (someone or something) is cracked up to be expr. sanıldığı kadar yok
Speaking
I knew not what expr. bilmem ne
what you do not want done to yourself do not do to others expr. kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma
this is not what you think expr. düşündüğün gibi değil
that's not what i meant expr. onu demek istemedim
you do not have the slightest idea what I am talking expr. ne konuştuğum hakkında en ufak bir fikrin bile yok
this is not what it looks like expr. göründüğü gibi değil
that's not what it looks like expr. öyle görünmüyor
I'm not really sure what we're supposed to be doing expr. ne yapmamız gerektiğinden tam olarak emin değilim
that's not what i asked expr. benim sorduğum bu değildi
that is not what I meant expr. demek istediğim bu değildi
that's not what I meant expr. demek istediğim bu değildi
what percentage of people did not vote? expr. insanların yüzde kaçı oy kullanmadı?
I am not interested in what you're going to say expr. söyleyeceğin şeylerle ilgilenmiyorum
it's who you know, not what you know expr. neyi bildiğin değil, kimi tanıdığın önemli
it's not what you think expr. düşündüğün gibi değil
don't tell me what to say and what not to say expr. bana ne söyleyip ne söylemeyeceğimi söyleme
that's not what I heard expr. ben o şekilde duymadım
that's not what I heard expr. ben öyle duymadım
that's not what he meant at all expr. öyle demek istemedi
that's not what she meant at all expr. öyle demek istemedi
are you really not going to tell me what you do? expr. gerçekten de ne iş yaptığını bana söylemeyecek misin?
it is not what you think expr. senin düşündüğün gibi değil
this is not what we do expr. bizim işimiz bu değil
I did not know what to do expr. ne yapacağımı bilmiyordum
it's not what I'm looking for expr. aradığım bu değildi
it's not what I'm looking for expr. aradığım şey bu değildi
you do not know what you are missing expr. neler kaçırdığını bir bilsen
it is not what you think it is expr. senin düşündüğün bir şey değil
I can not understand what you are saying expr. dediğini anlayamıyorum
that's not what i meant expr. kastettiğim bu değildi
life is not what happens to you expr. hayat başınıza gelen şey değildir
you are not what you seem expr. göründüğün gibi değilsin
that's not what you were saying on the phone expr. telefonda öyle konuşmuyordun ama