yasaklı - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yasaklı



Bedeutungen von dem Begriff "yasaklı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yasaklı expurgatory adj.
yasaklı proscriptive adj.
yasaklı expurgatorial adj.
yasaklı unpermitted adj.
yasaklı banned adj.
yasaklı bluebeard adj.
yasaklı hot adj.
yasaklı taboo adj.
Idioms
yasaklı out-of-bounds adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yasaklı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 35 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yasaklı kişi prohibited person n.
yasaklı malzeme listesi index n.
yasaklı kitaplar listesi index n.
yasaklı alanlara poster asma fly-posting n.
yasaklı kimse outlaw n.
yasaklı kuruluş outlaw n.
kısmen yasaklı kimse semi-invalid n.
birinci dereceden yasaklı bir maddeyi üzerinde bulundurmaktan ötürü suçlanmak be charged with criminal possession of a controlled substance in the first degree v.
üçüncü dereceden yasaklı bir maddeyi üzerinde bulundurmaktan ötürü suçlanmak be charged with criminal possession of a controlled substance in the third degree v.
ikinci dereceden yasaklı bir maddeyi üzerinde bulundurmaktan ötürü suçlanmak be charged with criminal possession of a controlled substance in the second degree v.
(yasaklı malları) yasadışı olarak ihraç etmek contraband v.
siyaset yasaklı banned from politics adj.
siyaset yasaklı politically banned adj.
Trade/Economic
yasaklı ürünler prohibited goods n.
yasaklı mallar prohibited goods n.
(emtia) yasaklı hot adj.
Law
tanrının yasaklı adını ağzına alma blasphemy n.
yasaklı olmayan uyuşturucu madde legal high n.
kamu hizmetlerinden yasaklı barred from public service adj.
Politics
yaptırıma tabi/yaptırım uygulanan/yasaklı kişi sanctioned person n.
yasaklı örgüt banned organization n.
yasaklı parti disbanded party n.
yasaklı bölge forbidden zone n.
Computer
yasaklı kişiler banned people n.
Traffic
park yasaklı bölge towaway zone n.
Pharmaceutics
önceden obezite yönetiminde kullanılan yasaklı bir ilaç türü sibutramine n.
History
(ingiltere'de) katolik rahiplerin yasaklı olduğu dönemde evlerde saklandıkları oda priest-hole n.
(ingiltere'de) katolik rahiplerin yasaklı olduğu dönemde evlerde saklandıkları oda priest's hole n.
Religious
(teolojide) adem ve havva'nın cennet bahçesi'ndeki yasaklı meyveyi yemesi sonucu insanlığın başlangıçta var olan masumiyetini ve mutluluğunu kaybetmesi fall n.
yasaklı kitaplar listesi index librorum prohibitorum n.
resmen yasaklı kitaplar listesi the index n.
(teolojide) yasaklı meyveyle ezeli masumiyeti ve mutluluğu kaybetmek fall v.
Sport
yasaklı listesi exclusion list n.
(rugby) yasaklı bir hareket bridging n.
Librarianship
yasaklı kitaplar listesi index expurgatorius n.