çanta - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

çanta



Bedeutungen von dem Begriff "çanta" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
çanta bag n.
General
çanta catchall n.
çanta case n.
çanta haversack n.
çanta purse n.
çanta handbag n.
çanta satchel n.
çanta suitcase n.
çanta holdall n.
çanta briefcase n.
çanta sack n.
çanta mail [scotland] n.
çanta dorlach [scotland] n.
çanta dourlach [scotland] n.
çanta cod [obsolete] n.
çanta pock [dialect] n.
çanta grip n.
çanta sk. (sak) abrev.
Slang
çanta bung [obsolete] n.

Bedeutungen, die der Begriff "çanta" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 128 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
deri çanta leather bag n.
General
iki bölmeli çanta portmanteau n.
çuval bezinden çanta burlap bag n.
uçağın yolcu kabininde taşınmaya uygun küçük çanta cabin bag n.
bond çanta attaché case n.
bir çanta para a bag of money n.
omuzdan askılı çanta shoulder bag n.
timsah derisi çanta crocodile skin bag n.
çanta kolonu bag colon n.
bir çanta dolusu a bagload n.
çanta şirketi a bag company n.
kağıt çanta paper bag n.
çanta kayışı strap n.
silindir spor çanta duffel n.
silindir spor çanta duffel bag n.
silindir şeklinde çanta duffel n.
silindir şeklinde çanta duffel bag n.
polipropilen çanta polypropylene bag n.
bir çanta klasör markası trapper keeper n.
şeffaf çanta transparent bag n.
şeffaf çanta clear bag n.
ipten çanta sapı rope handle n.
ipten yapılmış çanta askısı/sapı/tutacağı rope handle n.
çapraz çanta courier bag n.
askılı çanta messenger bag n.
askılı çanta courier bag n.
çapraz çanta messenger bag n.
bez çanta cloth bag n.
file çanta mesh bag n.
keçe çanta felt bag n.
çanta sapı bag handle n.
silindir şeklinde çanta duffle bag n.
kumaş çanta fabric shopper n.
(genelde tablet/cep telefonu vs taşımak için kullanılan) çok gözlü orta boy çanta pocket pouch n.
portföy çanta clutch n.
portföy çanta clutch bag n.
(arabada) valiz/çanta rafı rack n.
çevre dostu çanta environmentally friendly bag n.
çevre dostu çanta eco friendly bag n.
çevre dostu çanta environmental friendly bag n.
kozmetik, mücevher gibi ürünlerin konduğu küçük çanta necessaire n.
bond çanta attaché n.
tekerlekli çanta wheelie bag n.
boston çanta boston bag n.
bitki liflerinden yapılan file çanta dilly bag [australia] n.
havayolu şirketinin adını taşıyan ince ve hafif çanta flight bag n.
oxford çanta oxford bag n.
postaların içine konulduğu kilitli çanta private bag [uk] n.
hobo çanta hobo n.
hobo çanta hobo bag n.
çuval bezi çanta gunny–bag n.
baget çanta baguette n.
(bavul, valiz, çanta) açıp boşaltan kimse unpacker n.
ufak çanta sachel n.
bir postaneden diğerine kamusal yetki ile taşınan mektup veya diğer postaları içeren çanta mail n.
kıyafet gibi eşyaları taşımaya yarayan sandık, kutu veya çanta mail n.
küçük çanta malet n.
file çanta mask [uk] [scotland] n.
şarap taşımak için kullanılan deriden yapılma bir çanta wine skin n.
içinde beyaz çamaşır renk açıcısı bulunan küçük çanta blue bag n.
postanelerde mektupları sıralama ve taşımada kullanılan büyük bez çanta hamper n.
küçük çanta hand bag n.
bileğe takmak için bir halkası bulunan cüzdan veya çanta wristlet n.
yazı malzemelerini içerip yazı yüzeyine sahip olan taşınabilir çanta writing desk n.
kağıt çanta brown bag n.
retikül çanta ridicule n.
büzme ipiyle ağzı kapanan kese biçimli çanta drawstring bag n.
bir çanta dolusu miktar satchelful n.
(çanta görevi üstlenen) deri tulum skin n.
(altın tozu veya keseği taşınan) çanta poke n.
çanta dolusu pokeful n.
bez çanta sumpter n.
çanta toplamak pack up v.
çanta karıştırmak delve into a bag v.
çanta karıştırmak ferret (around) in a bag v.
çanta karıştırmak delve in one's bag v.
çanta karıştırmak scrabble in a bag v.
çanta karıştırmak dive into a bag v.
çanta karıştırmak fumble in a bag v.
çanta hazırlamak prepare a bag v.
çanta karıştırmak rummage one's bag v.
çanta içinde sürtünerek (madeni paraların) aşınmasına neden olmak bag handle v.
çanta şeklinde bag-shaped adj.
boşaltılmamış (bavul, valiz, çanta) unpacked adj.
üstteki fermuarla kapatılan (çanta) ziptop adj.
(çanta) çapraz crossbody adj.
çanta dolusu pouchful adj.
bir çanta dolusu a bag of adv.
çanta dolusu bags of adv.
Phrasals
(çanta/çekmece vb) karıştırmak rummage through something v.
(çanta/çekmece) karıştırmak rummage through v.
Colloquial
bir çanta dolusu para a bag of money n.
bir çanta dolusu a bag-full expr.
Idioms
yalnızca bir çanta/bavul eşyayla hayatını sürdürmek live out of one's suitcase v.
yalnızca bir çanta/bavul eşyayla hayatını sürdürmek live out of a suitcase v.
çanta toplamak pack your bag v.
çanta toplamak pack your bags v.
Speaking
bu çanta ağır this bag is heavy expr.
Trade/Economic
çanta satıcısı bag seller n.
çanta imalatçısı bag manufacturer n.
ayakkabı, çanta, kemer vb. ürünlerde deriye alternatif olarak kullanılan sentetik esnek bir materyal markası corfam n.
Law
(ingiltere'de) davadaki başarısını tebrik etmek amacıyla kraliçe konseyinde yeni avukatlara verilen çanta red bag n.
(ingiltere'de) davadaki başarısını tebrik etmek amacıyla kraliçe konseyinde yeni avukatlara verilen çanta blue bag n.
Politics
gizli evrak içeren ve açılması kesinlikle yasak olan diplomatik çanta diplomatic bag n.
gizli evrak içeren ve açılması kesinlikle yasak olan diplomatik çanta valise diplomatique n.
Technical
çanta tipi toz toplayıcı bag-type dust collector n.
su geçirmez çanta waterproof bag n.
Telecom
direkt çanta direct bag n.
Textile
ince tülbentten yapılmış çanta tillot n.
boydan boya fermuarlı çanta zip-around bag n.
büzgülü çanta bucket bag n.
çanta, elbise yapmak için kullanılan rafya ipinden örülen madagaskar'a özgü dokuma rabanna n.
torba çanta bucket bag n.
üstten fermuarlı çanta top-zip bag n.
sert saplı yuvarlak gündelik çanta bermuda bag n.
çanta yapımında kullanılan kaba kumaş hopsack n.
Furniture
özel eşyaları taşımak için kullanılan büyük, silindir şeklinde bir çanta duffle [uk] n.
Transportation
otobüs, tren veya uçakta yolcunun elde taşıyabileceği büyüklükte çanta, valiz vb. carry-on n.
teleskop çanta telescope bag n.
Aeronautic
uçaklarda üstte çanta koyulan dolapçık overhead locker n.
Marine
(ip, iğne, bant gibi küçük malzemelerin koyulduğu) küçük çanta ditty bag n.
Mining
avustralyalı madencilerin altın tozunu koydukları güderi çanta shammy n.
Gastronomy
soğutucu çanta cool bag n.
Military
çanta bidon jerry can n.
askerlerin ekipmanını taşıdığı bez çanta kitbag n.
Hunting
fişeklik (çanta) cartridge bag n.
Archaic
hacı veya çobanların taşıdığı küçük çanta scrip n.
Modern Slang
saçma sapan şeylerle dolu poşet/çanta a bag full of motherfuckers n.