able to make (something) - English Turkish Sentences
English Turkish
able to make (something) (bir şeye, toplantıya, etkinliğe) katılabilmek v.
  • All things being equal, I should be able to make the reunion next month.
  • Bir aksilik yaşanmazsa gelecek ayki buluşmaya katılabilirim.
Show More (-2)