adam - English Turkish Sentences
English Turkish
adam adem n.
  • The Ancestral race sent Adam to colony planet Earth with his seeds (the Angels).
  • Ataların ırkı Adem'i tohumlarıyla (Melekler) birlikte Dünya gezegenine koloni kursun diye gönderdi.
  • The Ancestral race sent Adam to colony planet Earth with his seeds (the Angels).
  • Atasal ırk Adem'i tohumlarıyla (Melekler) birlikte Dünya gezegenine koloni kurması için gönderdi.
  • Did the scientific Adam really exist?
  • Bilimsel Adem gerçekten var oldu mu?
Show More (8)
English Turkish
man adam n.
  • He sent his man to take us from the hotel.
  • Bizi otelden alması için adamını gönderdi.
  • The third man is still alive but his health is shot to pieces.
  • Üçüncü adam hala hayatta ama sağlığı berbat ötesi durumda.
  • A man approached and I asked him whether it was his bag.
  • Bir adam yaklaştı ve ona bunun kendi çantası olup olmadığını sordum.
Show More (1325)
guy adam n.
  • Jimmy is a nice guy when you get to know him.
  • Jimmy'yi tanıdığınızda iyi bir adam olduğunu anlarsınız.
  • So, you were living with this guy the whole time.
  • Yani onca zamandır bu adamla yaşıyordunuz.
  • Sarge, this guy is eating organic food, he's using green ammo and he's targeting gas guzzlers.
  • Çavuş, bu adam organik gıda yiyor, yeşil cephane kullanıyor ve benzinli araçları hedef alıyor.
Show More (626)
fellow adam n.
  • He's quite a nice fellow but I don't like him.
  • Oldukça iyi bir adam ama ondan hoşlanmıyorum.
  • Just as I was asking her to marry me, an impudent fellow jumped in.
  • Tam ona evlenme teklif ederken, küstah bir adam araya girdi.
  • How can you tolerate that rude fellow?
  • O kaba adama nasıl tahammül edebiliyorsun?
Show More (22)
him adam n.
  • Then dump him fast and meet some new men.
  • Sonra onu hemen terk et ve yeni adamlarla tanış.
  • Look at this picture of him.
  • Adamın şu resmine bak.
  • Why do all the guys like him?
  • Neden bütün adamlar onu seviyor?
Show More (7)
person adam n.
  • You're a very perceptive person.
  • Sen çok anlayışlı bir adamsın.
  • Tom is a wonderful person, isn't he?
  • Tom harika bir adam, değil mi?
  • Catch that person.
  • Yakalayın şu adamı.
Show More (1)
feller adam n.
  • The feller next door is always ready to lend a hand.
  • Yanda oturan adam her zaman yardıma hazır.
  • You're a mighty good feller.
  • Sen çok iyi bir adamsın.
Show More (-1)
one adam n.
  • Does Tom think he's still the strongest one here?
  • Tom hala buradaki en güçlü adam olduğunu mu düşünüyor?
  • He doesn't come any more, the one smoking said.
  • Sigara içen adam o artık buraya gelmiyor dedi.
Show More (-1)