advantage - English Turkish Sentences
English Turkish
advantage avantaj n.
  • Knowing a second language is always an advantage in job applications.
  • İkinci bir dil bilmek iş başvurularında her zaman bir avantajdır.
  • In this regard, the GDP statistics have a clear advantage.
  • Bu bağlamda,GSYİH istatistikleri açık bir avantaja sahiptir.
  • Most importantly for us in Ireland, it gives us a considerable advantage in relation to the export market.
  • İrlanda'da bizim için en önemlisi, ihracat pazarında bize önemli bir avantaj sağlamasıdır.
Show More (115)
advantage fayda n.
  • What is the advantage of good doctors if there are inadequate medical facilities and resources?
  • Tıbbi tesisler ve kaynaklar yetersizse iyi doktorların ne faydası var?
  • Lastly, what advantage do we gain by having the Commission and not the European Central Bank supervising these loans?
  • Son olarak bu kredileri Avrupa Merkez Bankası'nın değil de Komisyonun denetlemesinin bize ne gibi bir faydası olacak?
  • He saw no advantage in waiting any longer.
  • Daha fazla beklemekte bir fayda görmüyordu.
Show More (2)
advantage yarar n.
  • Commuting with a bicycle has many advantages.
  • Bisikletle işe gidip gelmenin birçok yararı vardır.
  • The obligation of re-use is often to the advantage of local producers of beer or mineral water.
  • Yeniden kullanım zorunluluğu genellikle yerel bira veya maden suyu üreticilerinin yararınadır.
  • He saw no advantage in waiting any longer.
  • Daha fazla beklemenin bir yararı olmadığını gördü.
Show More (0)
advantage çıkar n.
  • Some countries have tried to exploit the situation to their own advantage.
  • Bazı ülkeler ise bu durumu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışmıştır.
  • And the most serious thing is that organised crime is using these means for their own advantage and even funding.
  • Ve en vahim olanı da organize suçların bu araçları kendi çıkarları ve hatta finansman için kullanıyor olmasıdır.
  • Some countries have tried to exploit the situation to their own advantage.
  • Bazı ülkeler bu durumu kendi çıkarları doğrultusunda istismar etmeye çalışmıştır.
Show More (0)