| 1 |
forgiveness |
af |
n. |
|
- We're asking for forgiveness.
- Af diliyoruz.
- Tom asked Mary for forgiveness.
- Tom, Mary'den af diledi.
- Why can't you ask her for forgiveness?
- Neden ondan af dilemiyorsun?
- You knelt down, begging God for forgiveness.
- Diz çöktün, af için Tanrı'ya yalvarıyordun.
- You're asking in vain for forgiveness; your act can't be forgiven.
- Boşuna af diliyorsun; yaptığın şey affedilemez.
- I ask your forgiveness.
- Senden af diliyorum.
- Tom asked for forgiveness.
- Tom af diledi.
- Sometimes, it's easier to ask for forgiveness, than to ask for permission.
- Bazen af dilemek, izin istemekten daha kolaydır.
- Tom asked God for forgiveness.
- Tom Tanrı'dan af diledi.
- You're asking in vain for forgiveness; your act can't be forgiven.
- Sen boşuna af diliyorsun; senin hareketin affedilemez.
- It's easier to ask for forgiveness than to get permission.
- Af dilemek, izin almaktan daha kolaydır.
- Dan begged Linda for forgiveness.
- Dan Linda'dan af diledi.
- You don't have to ask for forgiveness.
- Af dilemek zorunda değilsin.
- You knelt down, begging God for forgiveness.
- Diz çöküp Tanrı'dan af diliyordunuz.
- Linda tearfully begged Dan for forgiveness.
- Linda gözyaşları içinde Dan'den af diledi.
- Tom asked Mary for forgiveness.
- Tom Mary'den af diledi.
- Tom begged Mary for forgiveness.
- Tom Mary'den yalvararak af diledi.
- You must go to Tom and beg his forgiveness.
- Tom'a gitmeli ve ondan af dilemelisin.
- There's no forgiveness for me!
- Benim için af yok!
Show More (16)
|
| 2 |
amnesty |
af |
n. |
|
- The Assembly plans to grant amnesty for some petty crimes.
- Meclis, bazı küçük suçlar için af getirmeyi planlıyor.
- Immigrants demand to be granted amnesty on their illegal status.
- Göçmenler yasadışı konumları ile ilgili af talebinde bulunuyor.
- And so amnesty for the revolutionaries is indeed important.
- Ve bu nedenle devrimciler için af gerçekten de önemlidir.
- A period of bloody repression followed, in which, according to Amnesty, hundreds of people were killed.
- Af Örgütü'ne göre bunu yüzlerce insanın öldürüldüğü kanlı bir baskı dönemi takip etti.
- I don't support amnesty.
- Affı desteklemiyorum.
- I've asked for amnesty.
- Af istedim.
Show More (3)
|
| 3 |
pardon |
af |
n. |
|
- We are not calling for a pardon.
- Biz af çağrısında bulunmuyoruz.
- More than this, the end result of instances of torture in Spain has been a pardon for torturers.
- Bunun da ötesinde, İspanya'daki işkence vakalarının nihai sonucu işkenceciler için bir af olmuştur.
- Tom's pardon was granted by the governor.
- Tom'un affı vali tarafından onaylandı.
- The president granted a general pardon.
- Cumhurbaşkanı genel bir af ilan etti.
- He asked for my pardon.
- Benden af diledi.
Show More (2)
|
