Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
Hide
Details
Clear
History :
reef heron
allow someone
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
History
Sentences
Meanings of
"allow someone"
in Turkish English Dictionary : 1 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
allow someone
v.
birine izin vermek
Meanings of
"allow someone"
with other terms in English Turkish Dictionary : 70 result(s)
Category
English
Turkish
Phrasals
1
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine izin vermek
Did you tell Tom he's not
allowed in
this room?
Bu odaya
girmesine izin verilmediğini
Tom'a söyledin mi?
More Sentences
2
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine izin vermek
Dan's lawyer demanded to be
allowed into
the room where Dan was being questioned.
Dan'in avukatı, Dan'in sorgulandığı odaya
girmesine izin verilmesini
talep etti.
More Sentences
3
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine izin vermek
Tom's dog isn't
allowed in
the house.
Tom'un köpeğinin eve
girmesine izin verilmiyor.
More Sentences
4
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine izin vermek
Tom wasn't
allowed into
Mary's hospital room.
Tom'un Mary'nin hastane odasına
girmesine izin verilmedi.
More Sentences
General
5
General
not to allow anybody to speak ill of someone
v.
toz kondurmamak
6
General
allow someone freedom
v.
özgürlük tanımak
7
General
allow someone in
v.
içeri girmesine müsaade etmek
8
General
allow someone into a place
v.
birisini içeri almak
9
General
allow someone into a place
v.
içeri girmesine müsaade etmek
10
General
allow someone up
v.
kalkmasına izin vermek
11
General
allow someone in
v.
birisini içeri almak
12
General
allow someone to pass
v.
geçmesine izin vermek
Phrasals
13
Phrasals
allow for someone
v.
birini hesaba katmak
14
Phrasals
allow for someone
v.
birini hesaba katarak davranmak/hareket etmek
15
Phrasals
allow for someone
v.
birine de yetecek şekilde planlamak
16
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birinin/bir şeyin bir yere girmesine izin vermek
17
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birini/bir şeyi bir yere almak
18
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birini/bir şeyi içeri almak
19
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birini/bir şeyi bir yere kabul etmek
20
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birini/bir şeyi içeri kabul etmek
21
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek
22
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birinin/bir şeyin içeri geçmesine izin vermek
23
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birinin/bir şeyin bir yere girmesine izin vermek
24
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birini/bir şeyi bir yere almak
25
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birini/bir şeyi içeri almak
26
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birini/bir şeyi bir yere kabul etmek
27
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birini/bir şeyi içeri kabul etmek
28
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek
29
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birinin/bir şeyin içeri geçmesine izin vermek
30
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) almak
31
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri almak
32
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek
33
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek
34
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek
35
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) içeri geçmesine izin vermek
36
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) almak
37
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri almak
38
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek
39
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek
40
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek
41
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) içeri geçmesine izin vermek
42
Phrasals
allow for someone
v.
birini hesaba katmak
43
Phrasals
allow for someone
v.
birini hesaba katarak davranmak/hareket etmek
44
Phrasals
allow for someone
v.
birine de yetecek şekilde planlamak
45
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birinin/bir şeyin bir yere girmesine izin vermek
46
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birini/bir şeyi bir yere almak
47
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birini/bir şeyi içeri almak
48
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birini/bir şeyi bir yere kabul etmek
49
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birini/bir şeyi içeri kabul etmek
50
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek
51
Phrasals
allow someone or something into a place
v.
birinin/bir şeyin içeri geçmesine izin vermek
52
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birinin/bir şeyin bir yere girmesine izin vermek
53
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birini/bir şeyi bir yere almak
54
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birini/bir şeyi içeri almak
55
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birini/bir şeyi bir yere kabul etmek
56
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birini/bir şeyi içeri kabul etmek
57
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek
58
Phrasals
and allow someone or something in
v.
birinin/bir şeyin içeri geçmesine izin vermek
59
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) almak
60
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri almak
61
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek
62
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek
63
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek
64
Phrasals
allow (someone or something) in (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) içeri geçmesine izin vermek
65
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) almak
66
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri almak
67
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek
68
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek
69
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek
70
Phrasals
allow (someone or something) into (something or some place)
v.
(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) içeri geçmesine izin vermek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of allow someone
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy