|
- Consequently, almost all of the amendments tabled were incorporated into the text.
- Sonuç olarak, sunulan değişiklik önergelerinin neredeyse tamamı metne dahil edilmiştir.
- Almost all of it is covered by Natura 2002.
- Bunun neredeyse tamamı Natura 2002 kapsamındadır.
- Almost all ordinary citizens of Israel wish to live in peace in their own country.
- İsrail'in sıradan vatandaşlarının neredeyse tamamı kendi ülkelerinde barış içinde yaşamak istemektedir.
- The economic and social situation of almost all the new Member States is precarious, to say the least.
- Yeni Üye Devletlerin neredeyse tamamının ekonomik ve sosyal durumu en hafif tabirle istikrarsızdır.
- It is a positive sign that the Council accepted almost all Parliament's amendments at first reading.
- Konsey'in Parlamento'nun değişikliklerinin neredeyse tamamını ilk okumada kabul etmesi olumlu bir işarettir.
- I've forgotten almost all my French, but you can speak German.
- Fransızcamın neredeyse tamamını unuttum ama Almanca konuşabiliyorsun.
- Almost all these apples are rotten.
- Bu elmaların neredeyse tamamı çürümüş.
- Almost all of Tom's money goes to supporting his family.
- Tom'un parasının neredeyse tamamı ailesini geçindirmeye gider.
- Bob gave Tina almost all the stamps he had collected, and kept only a few for himself.
- Bob topladığı pulların neredeyse tamamını Tina'ya verdi ve sadece birkaçını kendine sakladı.
- Almost all of Tom's free time is spent on a golf course.
- Tom'un boş zamanlarının neredeyse tamamı golf sahasında geçiyor.
- At the time of the accident, almost all of the passengers on the bus were sleeping.
- Kaza sırasında otobüsteki yolcuların neredeyse tamamı uyuyordu.
- Almost all of Tom's money goes to supporting his family.
- Tom'un parasının neredeyse tamamı ailesini geçindirmeye gidiyor.
- Almost all of these apples are rotten.
- Bu elmaların neredeyse tamamı çürümüş.
- At the time of the accident, almost all of the passengers on the bus were sleeping.
- Kaza sırasında otobüsteki yolcuların neredeyse tamamı uyumaktaydı.
- The child who ate almost all this cake must be very fat.
- Bu pastanın neredeyse tamamını yiyen çocuk çok şişman olmalı.
- He lost almost all the stamps he had collected.
- Topladığı pulların neredeyse tamamını kaybetti.
- My daughter lost almost all the coins she had collected.
- Kızım biriktirdiği bozuk paraların neredeyse tamamını kaybetti.
- Almost all of the pupils were in the classroom.
- Öğrencilerin neredeyse tamamı sınıftaydı.
- Almost all of the passenger in the bus were asleep when the accident happened.
- Kaza olduğunda otobüsteki yolcuların neredeyse tamamı uyuyordu.
- Almost all of Atlanta was destroyed.
- Atlanta'nın neredeyse tamamı yok edildi.
Show More (17)
|
