|
- This is where the business angel, the friendly adviser, the non-executive director become essential.
- İşte bu noktada iş meleği, dost danışman ve icracı olmayan direktör çok önemli hale gelmektedir.
- Because first prize is an antique glass angel, hand-blown thousands of years ago.
- Çünkü birincilik ödülü binlerce yıl önce elle üflenmiş antika bir cam melek.
- Because first prize is an antique glass angel, hand-blown thousands of years ago.
- Çünkü birincilik ödülü binlerce yıl önceden kalma üfleme camdan antik bir melek heykeli.
- God led Israel through the wilderness by an Angel, who was constantly with them by day and night.
- Tanrı çöl boyunca İsraillilere, gece gündüz onlarla olan bir Melek aracılığı ile kılavuzluk etti.
- God led Israel through the wilderness by an Angel, who was constantly with them by day and night.
- Tanrı İsrail'i çölde, gece gündüz sürekli onlarla birlikte olan bir Melek aracılığıyla yönlendirdi.
- She's an angel coming down from Heaven.
- O cennetten inen bir melek.
- If he had been an angel and not a human being, he could not have been a leader or a guide for human beings.
- Bir beşer değil de, bir melek olsaydı, insanlara önder olamazdı, rehberlik edemezdi.
- Because first prize is an antique glass angel, hand-blown thousands of years ago.
- Çünkü birincilik ödülü, binlerce yıl önce elle üflenmiş antika bir cam melek.
- God led Israel through the wilderness by an Angel, who was constantly with them by day and night.
- Tanrı, gece gündüz sürekli onlarla birlikte olan bir Melek aracılığıyla İsrail'i çölden geçirdi.
- Dan is no angel.
- Dan bir melek değil.
- The face of an angel appeared in his dream.
- Rüyasında bir meleğin yüzü göründü.
- She's an absolute angel.
- O tam bir melektir.
- You look like an angel.
- Bir meleğe benziyorsun.
- I'm not an angel.
- Ben melek değilim.
- Your son is an angel.
- Senin oğlun bir melek.
- This morning, I saw an angel.
- Bu sabah bir melek gördüm.
- I'm no angel.
- Ben melek değilim.
- I'm not an angel.
- Ben bir melek değilim.
- The little girl played an angel in the Christmas play.
- Küçük kız Noel oyununda bir meleği oynadı.
- The protagonist of the new film is a child angel.
- Yeni filmin kahramanı bir çocuk melek.
- I'm not your angel anymore.
- Artık senin meleğin değilim.
- Tom is an angel.
- Tom bir melek.
- She's an absolute angel.
- O tam bir melek.
- The little girl played an angel in the Christmas play.
- Küçük kız, Noel oyununda bir meleği oynadı.
- Have you become an angel?
- Melek mi oldun sen?
- Sami was no angel.
- Sami melek değildi.
- You are my angel.
- Meleğimsin.
- You aren't an angel as well.
- Sen de bir melek değilsin.
- A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it.
- Bir insan bir şeyi ödünç alırken melek yüzlü olur, ama geri verirken şeytan yüzlü olur.
- Yes, my angel.
- Evet, meleğim.
- The face of an angel appeared in his dream.
- Rüyasında bir meleğin yüzü belirdi.
- Not every grandchild is an angel; sometimes grandchildren are enemies.
- Her torun bir melek değildir; bazen torunlar düşmandır.
- Why do you call me an angel?
- Neden bana melek diyorsun?
- Sami was an angel.
- Sami bir melekti.
- Your son is an angel.
- Oğlunuz bir melek.
- I love you, my angel.
- Seni seviyorum, meleğim.
- You can't argue with an angel.
- Bir melekle tartışamazsınız.
- Tom is not an angel.
- Tom bir melek değil.
- Are you an angel?
- Sen melek misin?
- Not every grandchild is an angel; sometimes grandchildren are enemies.
- Her torun melek değildir; bazen torunlar düşmandır.
- Have you become an angel?
- Melek oldun mu?
- Tom is no angel.
- Tom bir melek değil.
- Are you an angel?
- Sen bir melek misin?
- The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel.
- Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.
- I'm not your angel anymore.
- Artık ben senin meleğin değilim.
- Angela is not an angel.
- Angela bir melek değildir.
- She looks just like an angel.
- Tıpkı bir meleğe benziyor.
- Tom isn't an angel.
- Tom bir melek değil.
- Mary made an angel in the snow.
- Mary karda bir melek yaptı.
- Have you ever seen an angel?
- Hiç melek gördün mü?
- She's an angel.
- O bir melek.
- Tom is an angel.
- Tom bir melektir.
- You are my angel.
- Sen benim meleğimsin.
- Tom is no angel.
- Tom melek değil.
- Tom made an angel in the snow.
- Tom karda bir melek yaptı.
- The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel.
- Bebek arabasında uyuyan bebek bir melek kadar sevimli.
- Angela is not an angel.
- Angela bir melek değil.
- You can't argue with an angel.
- Sen bir melekle tartışamazsın.
Show More (55)
|