|
- That is, since independence on 11 November 1975 there has been a civil war in Angola, and it is still going on.
- Yani 11 Kasım 1975'teki bağımsızlıktan bu yana Angola'da bir iç savaş yaşandı ve hala devam ediyor.
- The situation of Angola is a tragic situation.
- Angola'nın durumu trajik bir durumdur.
- The situation in Angola is indeed most tragic.
- Angola'daki durum gerçekten de çok trajik.
- We have already seen this happen in Congo, Algeria, Angola and Mozambique.
- Kongo, Cezayir, Angola ve Mozambik'te bunun gerçekleştiğini gördük.
- Angola is more than diamonds and oil.
- Angola elmas ve petrolden daha fazlasıdır.
- Angola has enormous resources, huge talents and huge hopes.
- Angola'nın muazzam kaynakları, büyük yetenekleri ve büyük umutları var.
- What is the Commission's assessment of the current situation in Angola and its immediate future?
- Angola'daki mevcut durum ve yakın geleceğine ilişkin Komisyon'un değerlendirmesi nedir?
- How much longer can we continue our cooperation with Angola?
- Angola ile iş birliğimizi daha ne kadar sürdürebiliriz?
- Several times over the years this Parliament has pronounced on Angola and has criticised attitudes and behaviour.
- Bu Parlamento yıllar içinde birçok kez Angola'ya ilişkin açıklamalarda bulunmuş ve tutum ve davranışları eleştirmiştir.
- The protracted war in Angola has brought about a severe crisis and a calamitous economic and social situation.
- Angola'da uzun süredir devam eden savaş ciddi bir krize ve felaket boyutunda bir ekonomik ve sosyal duruma yol açmıştır.
- This Parliament can contribute to encouraging all those in Angola tired of war and wanting a better future.
- Bu Parlamento, Angola'da savaştan bıkmış ve daha iyi bir gelecek isteyen herkesi cesaretlendirmeye katkıda bulunabilir.
- This being the case, Angola will unfortunately remain a very rough diamond.
- Bu durumda Angola ne yazık ki potansiyelini ortaya çıkaramamış olarak kalacaktır.
- Angola could become a model of national reconciliation, normalisation and return to the rule of law.
- Angola ulusal uzlaşma, normalleşme ve hukukun üstünlüğüne dönüş konusunda bir model olabilir.
- I totally agree that the best solution for Angola is to take advantage of this country's enormous potential.
- Angola için en iyi çözümün bu ülkenin muazzam potansiyelinden faydalanmak olduğuna tamamen katılıyorum.
- When the permanent members quarrel, these difficult decisions are left to countries such as Ghana, Cameroon and Angola.
- Daimi üyeler tartıştığında bu zor kararlar Gana, Kamerun ve Angola gibi ülkelere bırakılıyor.
- We in the European Parliament are therefore keeping a close eye on events in Angola.
- Bu nedenle Avrupa Parlamentosu olarak Angola'daki gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
- Does this mean that the European Union should not support Angola?
- Bu, Avrupa Birliği'nin Angola'yı desteklememesi gerektiği anlamına mı geliyor?
- These are times of great change and challenge for Angola after many years of conflict.
- Uzun yıllar süren çatışmaların ardından Angola için büyük değişim ve zorlukların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz.
- Ostensibly, these conflicts have been based, as in Angola or Rwanda, on so-called historic divisions.
- Görünürde bu çatışmalar, Angola ya da Ruanda'da olduğu gibi, sözde tarihi bölünmelere dayanmaktadır.
- This is something I read in a book on the history and economy of Angola.
- Bu, Angola'nın tarihi ve ekonomisi üzerine bir kitapta okuduğum bir şey.
- The protracted war in Angola has brought about a severe crisis and a calamitous economic and social situation.
- Angola'daki uzun süreli savaş ciddi bir krize ve felaket boyutunda bir ekonomik ve sosyal duruma yol açmıştır.
- Once again, in this Parliament, we are discussing Angola.
- Bir kez daha bu Parlamento'da Angola'yı tartışıyoruz.
- Angola is still suffering, but it does not have to be like that.
- Angola hala acı çekiyor, ancak böyle olmak zorunda değil.
- Does this mean that Chad will follow in the footsteps of countries such as Nigeria, Angola and Sierra Leone?
- Bu, Çad'ın Nijerya, Angola ve Sierra Leone gibi ülkelerin izinden gideceği anlamına mı geliyor?
- All of those who make up the anonymous population of Angola are, quite simply, heroes and martyrs.
- Angola'nın isimsiz nüfusunu oluşturan herkes, tek kelimeyle, kahramanlar ve şehitlerdir.
- Angola's sudden and promising recovery has taught despairing Westerners an unexpected lesson.
- Angola'nın ani ve umut verici toparlanması, umutsuzluğa kapılan Batılılara beklenmedik bir ders verdi.
- We have already seen this happen in Congo, Algeria, Angola and Mozambique.
- Bunun Kongo, Cezayir, Angola ve Mozambik'te gerçekleştiğini zaten gördük.
- Angola's fishing industry is extremely interesting.
- Angola'nın balıkçılık endüstrisi son derece ilginçtir.
- This promises to be a turning point in Angola's history.
- Bu Angola tarihinde bir dönüm noktası olacağa benziyor.
- This is the umpteenth time we have discussed Angola.
- Bu Angola'yı tartıştığımız kaçıncı sefer.
- Last year Angola was among the top ten recipients of ECHO funding, receiving a total of EUR 14 million.
- Geçen yıl Angola, toplam 14 milyon Avro alarak ECHO fonlarının ilk on alıcısı arasında yer aldı.
- It is interesting to note that many who speak Angola's language are speaking today.
- Angola'nın dilini konuşan pek çok kişinin bugün de konuşuyor olması ilginçtir.
- As a matter of fact, the EP has given many moral commitments to Angola.
- Nitekim AP, Angola'ya birçok ahlaki taahhütte bulunmuştur.
- Angola does not enjoy the rule of law; Angola is a repressive dictatorship.
- Angola'da hukukun üstünlüğü yoktur; Angola baskıcı bir diktatörlüktür.
- The motion for a resolution that we will be approving today shows that the European Parliament has not forgotten Angola.
- Bugün onaylayacağımız karar önergesi Avrupa Parlamentosu'nun Angola'yı unutmadığını göstermektedir.
- Angola, Zimbabwe and Zambia also participate without scruples in the violence in this country.
- Angola, Zimbabve ve Zambiya da bu ülkedeki şiddete hiç çekinmeden katılmaktadır.
- Angola has thousands and thousands of mutilated people and millions of displaced people.
- Angola'da binlerce ve binlerce sakat insan ve milyonlarca yerinden edilmiş insan var.
- Last year Angola was among the top ten recipients of ECHO funding, receiving a total of EUR 14 million.
- Angola geçen yıl ECHO fonlarından en fazla yararlanan ilk on ülke arasında yer aldı ve toplam 14 milyon Avro aldı.
- It is absolutely necessary to discuss this with Angola.
- Bu konuyu Angola ile görüşmek kesinlikle gereklidir.
- The very best of luck, Angola.
- En iyi dileklerimle, Angola.
- Angola is a devastated country, which has experienced twenty-six long years of civil war without a break.
- Angola, yirmi altı yıl boyunca aralıksız iç savaş yaşamış, harap olmuş bir ülkedir.
- The official language of Angola is Portuguese.
- Angola'nın resmi dili Portekizce.
- Angola was once a Portuguese territory.
- Angola bir zamanlar bir Portekiz bölgesiydi.
- Angola became independent in 1975.
- Angola 1975'te bağımsız oldu.
- In 1975, Angola became a free nation.
- 1975'te Angola özgür bir ulus oldu.
- Angola was once a Portuguese territory.
- Angola bir zamanlar Portekiz bölgesiydi.
- Angola became independent in 1975.
- Angola 1975 yılında bağımsız oldu.
- Angola's official language is Portuguese.
- Angola'nın resmi dili Portekizce'dir.
Show More (45)
|