Tureng - anywhere - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	anywhere	hiçbir yere	adv.
	We go there more than we do anywhere else. Biz oraya başka hiçbir yere gitmediğimiz kadar çok gidiyoruz. They are weary of participating in projects that do not lead anywhere. Hiçbir yere varmayan projelere katılmaktan bıkmış durumdalar. The tentative improvements we saw appear not to be leading anywhere. Gördüğümüz geçici iyileşmeler hiçbir yere varmıyor gibi görünüyor. She bought him a car, but he didn't have a driver's license so he couldn't drive it anywhere. Ona bir araba aldı ama ehliyeti olmadığı için arabayı hiçbir yere süremedi. Tom wouldn't go anywhere without his phone. Tom telefonu olmadan hiçbir yere gitmezdi. I do not want to go anywhere. Hiçbir yere gitmek istemiyorum. I don't walk anywhere anymore. Artık hiçbir yere yürümüyorum. We never went anywhere when I was a kid. Ben çocukken hiçbir yere gitmezdik. Tom isn't going anywhere with you. Tom seninle hiçbir yere gitmiyor. Tom said he didn't plan to go anywhere tomorrow. Tom yarın hiçbir yere gitmeyi planlamadığını söyledi. Tom said he didn't plan on going anywhere tomorrow. Tom yarın hiçbir yere gitmeyi planlamadığını söyledi. I won't go anywhere without you. Sensiz hiçbir yere gitmem. We're not going anywhere now. Artık hiçbir yere gitmiyoruz. I don't want to go anywhere. Hiçbir yere gitmek istemiyorum. Tom isn't going anywhere this afternoon. Tom bu öğleden sonra hiçbir yere gitmiyor. I never get to go anywhere without Tom. Tom olmadan hiçbir yere gidemiyorum. I'm not driving anywhere. Hiçbir yere gitmiyorum. Tom didn't have anywhere to go. Tom'un gidecek hiçbir yeri yoktu. You never seem to get anywhere on time. Hiçbir yere zamanında varamıyor gibisin. I didn't send him anywhere. Onu hiçbir yere göndermedim. Tom won't be going anywhere for a while. Tom bir süre hiçbir yere gitmeyecek. I don't walk anywhere. Hiçbir yere yürümem. Aren't you going to go anywhere this summer? Bu yaz hiçbir yere gitmeyecek misin? Don't go anywhere alone. Hiçbir yere yalnız gitme. Tom used to never walk anywhere. Tom eskiden hiçbir yere yürüyerek gitmezdi. You're not going anywhere until your room is clean. Odan temizlenene kadar hiçbir yere gitmiyorsun. Sami didn't have anywhere else to go. Sami'nin gidecek başka hiçbir yeri yoktu. I never drive anywhere. Hiçbir yere arabayla gitmem. Tom never took me anywhere. Tom beni asla hiçbir yere götürmedi. I don't intend to go anywhere today. Bugün hiçbir yere gitmeyi düşünmüyorum. I don't intend to go anywhere today. Bugün hiçbir yere gitmeye niyetim yok. I'm not going anywhere with Tom. Tom'la hiçbir yere gitmiyorum. Tom has no plans to go anywhere. Tom'un hiçbir yere gitme planı yok. Fadil didn't feel like he belonged anywhere. Fadıl kendini hiçbir yere ait hissetmiyordu. Flattery won't get you anywhere. Dalkavukluk seni hiçbir yere götürmeyecek. Tom doesn't plan on going anywhere tomorrow. Tom yarın hiçbir yere gitmeyi planlamıyor. Tom doesn't ever walk anywhere. Tom hiçbir yere yürüyerek gitmez. It wasn't safe anywhere. Hiçbir yer güvenli değildi. I can't go anywhere today. Bugün hiçbir yere gidemem. I never get to go anywhere. Hiçbir yere gidemiyorum. I can't take you anywhere. Seni hiçbir yere götüremem. Tom doesn't want to go anywhere today. Tom bugün hiçbir yere gitmek istemiyor. Tom said he isn't going anywhere. Tom hiçbir yere gitmeyeceğini söyledi. I shouldn't have gone anywhere. Hiçbir yere gitmemeliydim. I never drive anywhere. Ben asla hiçbir yere arabayla gitmem. We're not going anywhere together. Birlikte hiçbir yere gitmiyoruz. Tom couldn't go anywhere without his dog. Tom köpeği olmadan hiçbir yere gidemezdi. I didn't go anywhere. Ben hiçbir yere gitmedim. Tom doesn't walk anywhere. Tom hiçbir yere yürümez. I don't want to go anywhere today. Bugün hiçbir yere gitmek istemiyorum. Never go anywhere alone. Hiçbir yere asla yalnız gitme. We didn't go anywhere. Hiçbir yere gitmedik. I don't think Tom ever gets anywhere on time. Tom'un hiçbir yere zamanında gittiğini sanmıyorum. I never walk anywhere. Ben asla hiçbir yere yürümem. Tom never took me anywhere. Tom beni hiçbir yere götürmedi. I don't want to go anywhere tonight. Bu gece hiçbir yere gitmek istemiyorum. I'm not going to go anywhere. Hiçbir yere gitmeyeceğim. I've never really been anywhere. Gerçekten hiçbir yere gitmedim. He doesn't go anywhere without his car. Arabası olmadan hiçbir yere gitmez. Tom and I never walk anywhere anymore. Tom ve ben artık hiçbir yere yürümüyoruz. We never went anywhere when I was a kid. Ben çocukken biz hiçbir yere gitmedik. Tom doesn't want to go anywhere with you. Tom seninle hiçbir yere gitmek istemiyor. We're not going anywhere with you. Seninle hiçbir yere gitmiyoruz. Tom never walks anywhere. Tom hiçbir yere yürümez. He hasn't gone anywhere - he's at home. Hiçbir yere gitmedi, evinde. I won't go anywhere with Tom. Tom'la beraber hiçbir yere gitmem. I didn't go anywhere yesterday. Dün hiçbir yere gitmedim. I don't walk anywhere anymore. Artık hiçbir yere yürüyerek gitmem. It feels like I don't belong anywhere. Hiçbir yere ait değilmişim gibi hissediyorum. I didn't send her anywhere. Onu da hiçbir yere göndermedim. Tom never used to walk anywhere. Tom hiçbir yere yürüyerek gitmezdi. Tom isn't ready to go anywhere. Tom hiçbir yere gitmeye hazır değil. You can accelerate as much as you want, but since the car's in neutral, we won't be going anywhere. İstediğin kadar hızlanabilirsin ama araba boşta olduğu için hiçbir yere gidemeyiz. I couldn't go anywhere. Ben hiçbir yere gidemedim. Tom said he wasn't going anywhere today. Tom bugün hiçbir yere gitmeyeceğini söyledi. I don't want to go anywhere with Tom. Tom'la hiçbir yere gitmek istemiyorum. I can't go anywhere. Ben hiçbir yere gidemem. I'm not going anywhere on Monday. Pazartesi günü hiçbir yere gitmiyorum. We don't walk anywhere anymore. Artık hiçbir yere yürümüyoruz. It's been raining heavily since this morning, so I don't want to go anywhere. Sabahtan beri şiddetli yağmur yağıyor, bu yüzden hiçbir yere gitmek istemiyorum. Tom doesn't seem to be interested in going anywhere. Tom hiçbir yere gitmekle ilgilenmiyor gibi görünüyor. This debate won't get us anywhere. Bu tartışma bizi hiçbir yere getirmeyecek. Sami doesn't fit anywhere in this crazy world. Sami bu çılgın dünyadaki hiçbir yere uymuyor. I told Tom I wasn't going anywhere. Tom'a hiçbir yere gitmeyeceğimi söyledim. Tom never goes anywhere without his dog. Tom köpeği olmadan hiçbir yere gitmez. He doesn't go anywhere without his car. Hiçbir yere arabasız gitmez. Tom never goes anywhere without his phone. Tom telefonu olmadan hiçbir yere gitmez. Tom didn't go anywhere. Tom hiçbir yere gitmedi. I don't need to go anywhere today. Bugün hiçbir yere gitmeme gerek yok. Tom never goes anywhere by himself. Tom hiçbir yere tek başına gitmez. I didn't send them anywhere. Onları hiçbir yere göndermedim. Tom said that Mary wasn't going anywhere. Tom, Mary'nin hiçbir yere gitmediğini söyledi. Tom didn't want to go anywhere. Tom hiçbir yere gitmek istemedi. I couldn't go anywhere. Hiçbir yere gidemedim. We can't go anywhere today. Bugün hiçbir yere gidemeyiz. I'm not going anywhere with you. Seninle hiçbir yere gitmiyorum. I won't go anywhere with Tom. Tom ile hiçbir yere gitmeyeceğim. I don't walk anywhere. Ben hiçbir yere yürümem. Sami doesn't fit anywhere in this crazy world. Sami bu çılgın dünyada hiçbir yere uymuyor. Tom said that he wouldn't go anywhere because it was raining. Tom yağmur yağdığı için hiçbir yere gitmeyeceğini söyledi. Tom said that he wouldn't go anywhere because it was raining. Tom yağmur yağdığı için hiçbir yere gidemeyeceğini söyledi. I can't go anywhere. Hiçbir yere gidemiyorum. Tom never walks anywhere. Tom asla hiçbir yere yürüyerek gitmez. It's not going anywhere. Hiçbir yere gitmiyor. Tom didn't plan to go anywhere. Tom hiçbir yere gitmeyi planlamadı. Tom won't be going anywhere with you. Tom seninle hiçbir yere gitmeyecek. Tom said he isn't going anywhere. Tom hiçbir yere gitmediğini söyledi. You can't go anywhere today. Bugün hiçbir yere gidemezsin. We don't walk anywhere anymore. Artık hiçbir yere yürüyerek gitmiyoruz. You never seem to get anywhere on time. Asla zamanında hiçbir yere gitmiyor gibi görünüyorsun. I didn't send Tom anywhere. Tom'u hiçbir yere göndermedim. We're not going anywhere. Hiçbir yere gitmiyoruz. Tom isn't going anywhere today. Tom bugün hiçbir yere gitmiyor. Tom isn't going anywhere. Tom hiçbir yere gitmiyor. He hasn't gone anywhere - he's at home. O hiçbir yere gitmedi - o evde. I never walk anywhere. Hiçbir yere yürüyerek gitmem. Tom can't go anywhere today. Tom bugün hiçbir yere gidemez. Tom doesn't want to go anywhere. Tom hiçbir yere gitmek istemiyor. Tom doesn't plan to go anywhere tomorrow. Tom yarın hiçbir yere gitmeyi planlamıyor. You're not going anywhere. Hiçbir yere gitmiyorsun. We're not going anywhere today. Bugün hiçbir yere gitmiyoruz. Tom can't go anywhere by himself. Tom tek başına hiçbir yere gidemez. I am not going anywhere. Hiçbir yere gitmiyorum. I'm not planning to go anywhere today. Bugün hiçbir yere gitmeyi planlamıyorum. You can't go anywhere by yourself. Tek başına hiçbir yere gidemezsin. I haven't gone anywhere in a long time. Uzun zamandır hiçbir yere gitmedim. You can't go anywhere. Hiçbir yere gidemezsin. Tom doesn't usually walk anywhere. Tom genellikle hiçbir yere yürümez. Tom doesn't usually walk anywhere. Tom genellikle hiçbir yere yürüyerek gitmez. Show More (126)
2	anywhere	bir yere	adv.
	Simply saying 'never again' will not get us anywhere. Sadece "bir daha asla" demek bizi bir yere götürmez. Criminalisation will not get us anywhere. Kriminalizasyon bizi bir yere götürmez. Simply saying 'never again' will not get us anywhere. Sadece 'bir daha asla' demek bizi bir yere götürmez. I seldom walk anywhere. Bir yere nadiren yürürüm. I can't go anywhere else. Başka hiç bir yere gidemem. I have to take a bus to go anywhere. Bir yere gitmek için otobüse binmek zorundayım. This isn't getting us anywhere. Bu bizi bir yere götürmez. Tom isn't going anywhere today. Tom bugün bir yere gitmiyor. It's been raining heavily since this morning, so I don't want to go anywhere. Bu sabahtan beri şiddetli yağmur yağıyor, bu yüzden bir yere gitmek istemiyorum. Have you travelled anywhere recently? Son zamanlarda bir yere seyahat ettiniz mi? You can't buy these anywhere anymore. Bunları artık satan bir yer bulamazsın. Why does Tom have to go anywhere? Tom neden bir yere gitmek zorunda? Before we go anywhere, we should exchange some money. Biz, bir yere gitmeden önce, biraz para bozdurmalıyız. Yelling and screaming is not going to get you anywhere. Bağırmak ve çığlık atmak seni hiç bir yere götürmez. Tom can't go anywhere today. Tom bugün bir yere gidemez. Your silly talk won't get you anywhere. Aptalca konuşman seni bir yere götürmez. Have you recently taken a trip anywhere? Son zamanlarda bir yere seyahat ettin mi? Nobody is going anywhere. Kimse bir yere gitmiyor. Tom can't go anywhere by himself. Tom yalnız başına bir yere gidemez. We're not going anywhere today. Bugün bir yere gitmiyoruz. We're not going anywhere with this, are we. Bununla bir yere varamayız, değil mi? Is there anywhere private we can talk? Konuşabileceğimiz özel bir yer var mıdır? I didn't send him anywhere. Onu bir yere göndermedim. If you go anywhere, you had better tell your mother first. Bir yere gideceksen önce annene söylesen iyi olur. I didn't send Tom anywhere. Tom'u bir yere göndermedim. Tom rarely walks anywhere. Tom nadiren bir yere yürür. Tom won't let Mary go anywhere. Tom, Mary'nin bir yere gitmesine izin vermez. Just put those packages anywhere. Şu paketleri bir yere koyuver. Tom never goes anywhere without his dog. Tom köpeği olmadan asla bir yere gitmez. Tom said he didn't plan to go anywhere tomorrow. Tom yarın bir yere gitmeyi planlamadığını söyledi. Tom seldom walks anywhere. Tom nadiren bir yere yürür. Are you going anywhere? Bir yere mi gidiyorsun? Discussing the matter won't get us anywhere. Bu konuyu tartışarak bir yere varamayız. Tom doesn't want Mary to go anywhere without him. Tom Mary'nin onsuz bir yere gitmesini istemiyor. We don't have to go anywhere. Bir yere gitmek zorunda değiliz. Is there anywhere you want to go? Gitmek istediğin bir yer var mı? Tom doesn't have to go anywhere. Tom'un bir yere gitmesine gerek yok. Yelling and screaming is not going to get you anywhere. Bağırıp çağırarak bir yere varamazsın. Are we going anywhere this evening? Bu akşam bir yere gidecek miyiz? Do you feel at home anywhere? Evinizdeymiş gibi hissettiğiniz bir yer oluyor mu? I didn't send them anywhere. Onları bir yere göndermedim. I don't have anywhere to sit. Oturacak bir yerim yok. I don't have anywhere to go. Gidecek bir yerim yok. I don't think Tom is going anywhere. Tom'un bir yere gideceğini sanmıyorum. We don't have to go anywhere. Bir yere gitmemize gerek yok. I seldom walk anywhere. Nadiren bir yere yürüyerek giderim. You're not going anywhere until your room is clean. Odan temiz olana kadar hiç bir yere gitmiyorsun. Have you recently taken a trip anywhere? Yakın zamanda bir yere seyahat ettiniz mi? Tom doesn't have anywhere to go. Tom'un gidecek bir yeri yok. Are you going anywhere the day after tomorrow? Yarından sonraki gün bir yere gidecek misin? We're not going anywhere together. Biz birlikte bir yere gitmiyoruz. I'm glad I don't have anywhere to go. Gidecek bir yerim olmadığı için mutluyum. You can't go anywhere by yourself. Tek başına bir yere gidemezsin. If we continue like this, we won't get anywhere. Böyle devam edersek bir yere gelemeyeceğiz. No one could go anywhere. Kimse bir yere gidemezdi. I don't need to go anywhere today. Bugün bir yere gitmeme gerek yok. I'm never going to go anywhere. Asla bir yere gitmeyeceğim. Did you go anywhere last night? Dün gece bir yere gittin mi? Are you going anywhere? Bir yere gidiyor musun? This debate won't get us anywhere. Bu tartışma bizi bir yere götürmez. Tom will unlikely want to go anywhere with Mary. Tom, Mary ile bir yere gitmek istemeyecektir. Did you go anywhere during the summer vacation? Yaz tatili boyunca bir yere gittiniz mi? I'm never going to go anywhere. Ben asla bir yere gitmeyeceğim. Do they want to go anywhere? Bir yere gitmek istiyorlar mı? Aren't you going anywhere for vacation? Tatil için bir yerlere gitmiyor musun? We can't go anywhere today. Bugün bir yere gidemeyiz. Can I escort you anywhere? Ben sana bir yerlerde eşlik edebilir miyim? Aren't you going anywhere for vacation? Tatil için bir yere gitmiyor musun? I don't want to go anywhere tonight. Bu gece bir yere gitmek istemiyorum. Are you going anywhere this summer vacation? Bu yaz tatilinde bir yere gidiyor musun? Are you going anywhere for vacation? Tatil için bir yere gidiyor musun? Tom didn't need to go anywhere. Tom'un bir yere gitmesine gerek yoktu. I don't have anywhere I need to be. Olmam gereken bir yer yok. I won't go anywhere with Tom. Tom ile bir yere gidmeyeceğim. Are you going to go anywhere this summer? Bu yaz bir yere gidecek misin? Tom wouldn't let Mary go anywhere. Tom, Mary'nin bir yere gitmesine izin vermez. I can't imagine going anywhere without my dog. Köpeğim olmadan bir yere gitmeyi hayal bile edemiyorum. Have you traveled anywhere recently? Son zamanlarda bir yere seyahat ettiniz mi? If you go anywhere, you'd better tell your mother first. Bir yere gidersen, önce annene söylesen iyi olur. Arguing never got anyone anywhere. Tartışmak kimseyi bir yere götürmez. Before we go anywhere, we should exchange some money. Bir yere gitmeden önce biraz para bozdurmalıyız. We didn't go anywhere. Biz bir yere gitmedik. Why do we have to go anywhere? Neden bir yere gitmek zorundayız? Tom will unlikely want to go anywhere with Mary. Tom muhtemelen Mary ile bir yere gitmek istemeyecek. You can't go anywhere. Sen bir yere gidemezsin. I'd rather stay here than go anywhere with Tom. Tom'la bir yere gitmektense burada kalmayı tercih ederim. Is there anywhere special in Australia you want to go? Avustralya'da gitmek istediğin özel bir yer var mı? I never get to go anywhere without Tom. Asla Tom'suz bir yere gitmem. Flattery won't get you anywhere. Yağcılıkla bir yere varamazsınız. This isn't getting us anywhere. Bu bizi bir yere götürmüyor. Tom said he wasn't going anywhere today. Tom bugün bir yere gitmeyeceğini söyledi. I'm glad I don't have anywhere to go. Gidecek bir yerim olmadığına memnun oldum. Nobody takes me anywhere. Kimse beni bir yere götürmüyor. Never go anywhere alone. Asla yalnız bir yere gitme. Tom doesn't want to go anywhere in particular. Tom özellikle bir yere gitmek istemiyor. Tom very rarely walks anywhere. Tom çok nadiren bir yere yürür. I won't go anywhere without you. Sen olmadan bir yere gitmeyeceğim. Did you go anywhere during the summer vacation? Yaz tatilinde bir yere gittin mi? Tom very seldom walks anywhere. Tom çok nadiren bir yere yürür. We can go anywhere we like. İstediğimiz bir yere gidebiliriz. Do they want to go anywhere? Onlar bir yere gitmek istiyorlar mı? Tom doesn't want Mary to go anywhere without him. Tom, Mary'nin onsuz bir yere gitmesini istemiyor. Is there anywhere I can go to find a flea market? Bit pazarı bulabileceğim bir yer var mı? Tom doesn't plan to go anywhere tomorrow. Tom yarın bir yere gitmeyi planlamıyor. They refused to go anywhere on foot. Onlar yaya olarak bir yere gitmeyi reddettiler. They could be going anywhere. Bir yere gitmiş olabilirler. Did you go anywhere last weekend? Geçen hafta sonu bir yere gittin mi? Tom said he didn't plan on going anywhere tomorrow. Tom yarın bir yere gitmeyi planlamadığını söyledi. If you go anywhere, you'd better tell your mother first. Bir yere gideceksen, önce annene söylesen iyi olur. I don't want to go anywhere today. Bugün bir yere gitmek istemiyorum. Is there anywhere private we can talk? Konuşabileceğimiz özel bir yer var mı? Nobody's going anywhere. Kimse bir yere gitmiyor. If you go anywhere, you had better tell your mother first. Bir yere gidersen, önce annene söylesen iyi olur. I didn't send her anywhere. Onu bir yere göndermedim. Tom isn't going anywhere. Tom bir yere gitmiyor. Are you going anywhere this summer vacation? Bu yaz tatilinde bir yere gidecek misin? Show More (113)
3	anywhere	hiçbir yerde	adv.
	Do you think we would come to the conclusion that there was no corruption anywhere? Sizce hiçbir yerde yolsuzluk olmadığı sonucuna varabilir miyiz? There has not of course been a shred of proof anywhere that weapons of mass destruction exist. Elbette hiçbir yerde kitle imha silahlarının varlığına dair en ufak bir kanıt yoktur. Concepts such as 'respecting the democratic principles' are not defined anywhere precisely. Demokratik ilkelere saygı' gibi kavramlar hiçbir yerde tam olarak tanımlanmamıştır. I have not been able to find this anywhere in Europe. Bunu Avrupa'da hiçbir yerde bulamadım. In relation to the issue of a safe country of origin I do not think there is such a thing as a safe country anywhere. Güvenli menşe ülke konusuyla ilgili olarak hiçbir yerde güvenli ülke diye bir şey olduğunu düşünmüyorum. There has not of course been a shred of proof anywhere that weapons of mass destruction exist. Elbette hiçbir yerde kitle imha silahlarının varlığına dair en ufak bir kanıt bulunmamaktadır. I appreciate that the Commission cannot conjure up money from anywhere. Komisyon'un hiçbir yerden para bulamayacağını takdir ediyorum. This one has no power anywhere, therefore means nothing. Bunun hiçbir yerde etkisi yok, bu yüzden hiçbir şey ifade etmiyor. This one has no power anywhere, therefore means nothing. Bunun hiçbir yerde etkisi yok, o yüzden önemsiz. This one has no power anywhere, therefore means nothing. Bunun hiçbir yerde tesiri yok, dolayısıyla hiçbir anlamı da yok. I couldn't find Tom anywhere. Tom'u hiçbir yerde bulamadım. We never stay anywhere longer than three weeks. Biz hiçbir yerde asla üç haftadan daha uzun süre kalmayız. We couldn't find it anywhere. Hiçbir yerde bulamadık. I've never lived anywhere but Boston. Boston dışında hiçbir yerde yaşamadım. We never stay anywhere for more than three weeks. Hiçbir zaman hiçbir yerde üç haftadan fazla kalmıyoruz. I have never seen them anywhere. Onları hiçbir yerde görmedim. You won't be safe anywhere. Hiçbir yerde güvende olmayacaksın. Sami couldn't find Layla anywhere. Sami, Layla'yı hiçbir yerde bulamadı. I don't see any footprints anywhere. Hiçbir yerde ayak izi görmüyorum. We can't find a good sewing machine anywhere. Hiçbir yerde iyi bir dikiş makinesi bulamıyoruz. There was no sign of Tom anywhere. Tom hakkında hiçbir yerde iz yoktu. Sami couldn't find Layla anywhere. Sami, Leyla'yı hiçbir yerde bulamadı. I've never lived anywhere except Boston. Boston dışında hiçbir yerde yaşamadım. The ring was not to be found anywhere. Yüzük hiçbir yerde bulunamadı. I can't find my glasses anywhere. Gözlüklerimi hiçbir yerde bulamıyorum. We never stay anywhere for more than three weeks. Hiçbir yerde asla üç haftadan daha uzun süre kalmayız. Tom couldn't find his shoes anywhere. Tom, ayakkabılarını hiçbir yerde bulamadı. I haven't seen them anywhere. Onları hiçbir yerde görmedim. I can't find my red hat anywhere. Kırmızı şapkamı hiçbir yerde bulamıyorum. Tom couldn't find his shoes anywhere. Tom ayakkabılarını hiçbir yerde bulamadı. I don't see any bullet holes anywhere. Hiçbir yerde kurşun deliği görmüyorum. Sami did not feel safe anywhere. Sami kendini hiçbir yerde güvende hissetmedi. Tom doesn't stay anywhere very long. Tom hiçbir yerde uzun süre kalmıyor. That's not supposed to happen anywhere. Bunun hiçbir yerde olmaması gerekiyordu. Tom isn't currently working anywhere. Tom şu anda hiçbir yerde çalışmıyor. I can't find my keys anywhere. Anahtarlarımı hiçbir yerde bulamıyorum. I can't find my glasses anywhere. Gözlüğümü hiçbir yerde bulamıyorum. I never stay anywhere long enough to make friends. Hiçbir yerde arkadaş edinecek kadar uzun kalamıyorum. I can't find my umbrella anywhere. Şemsiyemi hiçbir yerde bulamıyorum. Tom has never lived anywhere but Australia. Tom Avustralya dışında hiçbir yerde yaşamadı. We can't find them anywhere. Onları hiçbir yerde bulamıyoruz. I couldn't find her anywhere. Onu hiçbir yerde bulamadım. We can't find him anywhere. Onu hiçbir yerde bulamıyoruz. That doesn't happen just anywhere. O hiçbir yerde olmaz. I can't find him anywhere. Onu hiçbir yerde bulamıyorum. We haven't seen him anywhere. Onu hiçbir yerde görmedik. I don't see them anywhere. Onları hiçbir yerde görmüyorum. It's no different anywhere else. Başka hiçbir yerde farklı değil. Tom doesn't stay anywhere very long. Tom hiçbir yerde çok uzun süre kalmaz. We never stay anywhere for very long. Hiçbir yerde uzun süre kalmayız. We can't find Tom anywhere. Tom'u hiçbir yerde bulamıyoruz. I couldn't find them anywhere. Onları hiçbir yerde bulamadım. We can't find her anywhere. Onu hiçbir yerde bulamayız. Tom didn't see Mary anywhere. Tom Mary'yi hiçbir yerde görmedi. I don't see Tom anywhere. Ben Tom'u hiçbir yerde görmüyorum. Tom never stays anywhere very long. Tom hiçbir yerde asla çok uzun süre kalmaz. You won't find them at this price anywhere else in Boston. Boston'da başka hiçbir yerde bu fiyata bulamazsınız. I don't have to be anywhere. Hiçbir yerde olmak zorunda değilim. Tom couldn't find Mary anywhere. Tom, Mary'yi hiçbir yerde bulamadı. I didn't see Tom anywhere. Tom'u hiçbir yerde görmedim. The watch was not to be found anywhere. Saat hiçbir yerde bulunamadı. Police couldn't find Sami anywhere. Polis, Sami'yi hiçbir yerde bulamadı. This article cannot be found anywhere. Bu makale hiçbir yerde bulunamaz. You can't buy these anywhere anymore. Bunları artık hiçbir yerde alamazsın. You can't buy these anywhere anymore. Bunları artık hiçbir yerde satın alamazsınız. Police couldn't find Sami anywhere. Polis Sami'yi hiçbir yerde bulamadı. I couldn't find it anywhere. Hiçbir yerde bulamadım. We didn't see him anywhere. Onu hiçbir yerde görmedik. We can't find her anywhere. Onu hiçbir yerde bulamıyoruz. You aren't allowed to do that anywhere. Bunu hiçbir yerde yapamazsın. Sami did not feel safe anywhere. Sami hiçbir yerde kendini güvende hissetmiyordu. You aren't allowed to do that anywhere. Bunu hiçbir yerde yapmana izin yok. We didn't see her anywhere. Onu hiçbir yerde görmedik. I can't find Tom anywhere. Tom'u hiçbir yerde bulamıyorum. There was no sign of Tom anywhere. Tom'dan hiçbir yerde iz yoktu. We never stay anywhere longer than three weeks. Hiçbir yerde üç haftadan fazla kalmayız. I don't see them anywhere. Onları hiçbir yerde göremiyorum. I've never lived anywhere but Boston. Boston'dan başka hiçbir yerde yaşamadım. Tom never stays anywhere very long. Tom hiçbir yerde uzun süre kalmaz. No news has come in from anywhere. Hiçbir yerden haber gelmedi. I didn't see Tom anywhere. Tom'a hiçbir yerde rastlamadım. We couldn't find it anywhere. Onu hiçbir yerde bulamadık. The ring couldn't be found anywhere. Yüzük hiçbir yerde bulunamadı. They sell things here that you can't get anywhere else. Başka hiçbir yerde bulamayacağın şeyleri burada satıyorlar. I couldn't find him anywhere. Onu hiçbir yerde bulamadım. I can't find it anywhere. Hiçbir yerde bulamıyorum. You can't buy these anywhere anymore. Bunları artık hiçbir yerden satın alamazsın. Tom couldn't find his key anywhere. Tom anahtarını hiçbir yerde bulamadı. I never stay anywhere longer than three days. Ben hiçbir yerde üç günden daha fazla kalmam. Tom didn't see Mary anywhere. Tom, Mary'yi hiçbir yerde görmedi. I never stay anywhere for more than three days. Hiçbir yerde üç günden fazla kalmam. I never stay anywhere for more than three days. Ben hiçbir yerde asla üç günden fazla kalmam. I don't see Tom anywhere. Tom'u hiçbir yerde göremiyorum. I never stay anywhere longer than three days. Hiçbir yerde üç günden fazla kalmam. Jesus Christ has never said anywhere that it is necessary to use the four-pronged cross or some other cross as a symbol of Christianity. İsa Mesih, Hıristiyanlığın sembolü olarak dört uçlu haçın ya da başka bir haçın kullanılması gerektiğini hiçbir yerde söylememiştir. Tom has never lived anywhere but Australia. Tom asla Avustralya dışında hiçbir yerde yaşamadı. Show More (93)
4	anywhere	her yerde	adv.
	We should not forget that violent crime can take place anywhere, in any country. Şiddet suçlarının her yerde, her ülkede işlenebileceğini unutmamalıyız. After all, we are not just talking about a few Kalashnikovs which can be bought on the market anywhere. Neticede, piyasada her yerden satın alınabilecek birkaç Kalaşnikof'tan bahsetmiyoruz. The Russians can get first-hand information in the European Union anywhere and at any time. Ruslar Avrupa Birliği'nde her yerde ve her zaman birinci elden bilgi alabilirler. An EU citizen can go out and get work anywhere. Bir AB vatandaşı dışarı çıkıp her yerde iş bulabilir. We need traceability and labelling there as much as anywhere else. Her yerde olduğu gibi burada da izlenebilirliğe ve etiketlemeye ihtiyacımız var. The truth is that this disease can strike anywhere and at any time. Gerçek şu ki, bu hastalık her yerde ve her zaman ortaya çıkabilir. We know that terrorism is a blind force that can strike anywhere and at any time. Terörizmin her yerde ve her zaman saldırabilecek kör bir güç olduğunu biliyoruz. We stand ready to do all we can, anywhere and at any time. Her yerde ve her zaman elimizden geleni yapmaya hazırız. We should not forget that violent crime can take place anywhere, in any country. Şiddet içeren suçların her yerde ve her ülkede işlenebileceğini unutmamalıyız. You can manage your store from anywhere as long as you have access to a web browser and the internet. Bir web tarayıcısına ve internete erişiminiz olduğu sürece mağazanızı her yerden yönetebilirsiniz. This is as true in the healthcare industry as it is anywhere else. Her yerde olduğu gibi sağlık alanında da bu durum geçerlidir. This is as true in the healthcare industry as it is anywhere else. Bu her yerde olduğu gibi sağlık sektöründe de geçerli. This is as true in the healthcare industry as it is anywhere else. Bu, her yerde olduğu gibi sağlık sektöründe de geçerlidir. We can't do that just anywhere. Bunu her yerde yapamayız. It could be anywhere. Her yerde olabilirdi. Terrorists can emerge anywhere. Teröristler her yerde ortaya çıkabilir. We can't do that just anywhere. Sadece bunu her yerde yapamayız. Tom says he thinks he could live anywhere. Tom her yerde yaşayabileceğini düşündüğünü söylüyor. I can work from anywhere. Her yerden çalışabilirim. That's not supposed to happen anywhere. Bunun her yerde olması gerekmiyor. The treasure could be anywhere. Hazine her yerde olabilir. They could be anywhere by now. Şu an her yerde olabilirler. Tom can sleep anywhere. Tom her yerde uyuyabilir. Good people can be found anywhere. İyi insanlar her yerde bulunabilir. That kind of thing can't be found just anywhere. O tür şey her yerde bulunamaz. I could live anywhere. Her yerde yaşayabilirim. Tom could be anywhere by now. Tom şu an her yerde olabilir. This could happen anywhere. Bu her yerde olabilir. You can find the same thing anywhere. Her yerde aynı şeyi bulabilirsin. I'll follow you anywhere. Seni her yerde takip edeceğim. I'd recognize Tom anywhere. Tom'u her yerde tanırım. I could live anywhere. Ben her yerde yaşayabilirim. Injustice anywhere is a threat to justice everywhere. Her yerdeki adaletsizlik, her yerdeki adalet için bir tehdittir. I'd follow Tom anywhere. Tom'u her yerde takip ederdim. When I was a child, I could sleep anywhere. Çocukken her yerde uyuyabilirdim. I can sleep anywhere. Her yerde uyuyabilirim. I'd recognize you anywhere. Seni her yerde tanırım. It could be anywhere. Her yerde olabilir. Can I escort you anywhere? Sana her yerde eşlik edebilir miyim? My special talent is that I become friends with anybody, anywhere, anytime. Benim özel yeteneğim herkesle, her yerde, her zaman arkadaş olabilmemdir. Tom could've been anywhere. Tom her yerde olabilirdi. I'll fight anybody, anywhere, anytime. Herkesle, her yerde, her zaman dövüşürüm. My special talent is that I become friends with anybody, anywhere, anytime. Benim özel yeteneğim, herkesle, her yerde, her zaman arkadaş olmaktır. You can find the same thing anywhere. Aynı şeyi her yerde bulabilirsiniz. That doesn't happen just anywhere. Bu her yerde olmaz. That kind of thing can't be found just anywhere. Bu tür şeyler her yerde bulunmaz. They could be anywhere by now. Şu anda her yerde olabilirler. I can hide anywhere. Her yerde saklanabilirim. My special skill is being able to sleep anywhere. Benim özel yeteneğim her yerde uyuyabilmektir. This security system allows us to trace employees movements anywhere they go. Bu güvenlik sistemi, çalışanların hareketlerini gittikleri her yerde izlememizi sağlıyor. I'll fight anybody, anywhere, anytime. Ben herkesle, her yerde, her zaman kavga ederim. I'll follow you anywhere. Seni her yerde takip ederim. Show More (49)
5	anywhere	herhangi bir yer	adv.
	The principles at the heart of European Union should be sent to areas of conflict anywhere in the world. Avrupa Birliği'nin temelinde yatan ilkeler dünyanın herhangi bir yerindeki çatışma bölgelerine gönderilmelidir. The disease could easily happen again anywhere in Europe. Bu hastalık Avrupa'nın herhangi bir yerinde kolaylıkla yeniden ortaya çıkabilir. That has to be one of the most incredible experiences I have ever had anywhere in the world. Bu, dünyanın herhangi bir yerinde yaşadığım en inanılmaz deneyimlerden biri olmalı. The principles at the heart of European Union should be sent to areas of conflict anywhere in the world. Avrupa Birliği'nin merkezinde yer alan ilkeler dünyanın herhangi bir yerindeki çatışma bölgelerine gönderilmelidir. Vicky, you could dance anywhere else in the whole world. Vicky, dünyanın herhangi bir yerinde dans edebilirsin. Tom doesn't want to go anywhere with you. Tom seninle herhangi bir yere gitmek istemiyor. You may park anywhere you want. İstediğin herhangi bir yere park edebilirsin. You may sit anywhere you want to. İstediğiniz herhangi bir yere oturabilirsiniz. Did you go anywhere for the summer? Yazın herhangi bir yere gittiniz mi? You can use English at most hotels anywhere in the world. Dünyanın herhangi bir yerindeki çoğu otelde İngilizce kullanabilirsiniz. We're not going anywhere. Herhangi bir yere gitmiyoruz. Tom could've gone anywhere in the world, but he chose to stay at home. Tom dünyanın herhangi bir yerine gidebilirdi ama o evde kalmayı seçti. They told me to park anywhere I wanted. Onlar istediğim herhangi bir yere park etmemi söyledi. You may park anywhere you want to. İstediğin herhangi bir yere park edebilirsin. I'm not planning to go anywhere today. Bugün herhangi bir yere gitmeyi planlamıyorum. Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present. Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu ya da su ve rutubetin olduğu başka herhangi bir yerin yanında kullanmayınız. I don't want to go anywhere. Herhangi bir yere gitmek istemiyorum. Tom could've gone anywhere in the world, but he chose to stay at home. Tom dünyada herhangi bir yere gidebilirdi ama evde kalmayı tercih etti. I didn't go anywhere yesterday. Dün herhangi bir yere gitmedim. You may sit anywhere you want. İstediğiniz herhangi bir yere oturabilirsiniz. Why do we have to go anywhere? Neden herhangi bir yere gitmek zorundayız? You can use English at most hotels anywhere in the world. Dünyanın herhangi bir yerinde çoğu otelde İngilizce'yi kullanabilirsiniz. You may sit anywhere you like. İstediğiniz herhangi bir yere oturabilirsiniz. I can sit anywhere, right? Herhangi bir yere oturabilirim, değil mi? If you could live anywhere in the world, where would you want to live? Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayabilecek olsaydınız, nerede yaşamak isterdiniz? Are you going anywhere the day after tomorrow? Yarından sonraki gün herhangi bir yere gidiyor musun? I'd rather stay here than go anywhere with Tom. Tom'la herhangi bir yere gitmektense burada kalmayı tercih ederim. You can put it anywhere. Onu herhangi bir yere koyabilirsin. I have to take a bus to go anywhere. Herhangi bir yere gitmek için bir otobüse binmek zorundayım. If you could live anywhere in the world, where would you live? Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayabilseydiniz, nerede yaşardınız? Have you had any persistent itching, rash, or dryness anywhere on your body? Vücudunuzun herhangi bir yerinde geçmeyen kaşıntı, kızarıklık ya da kuruluk oldu mu? Anywhere with a bed will do. Yataklı herhangi bir yer, iş görür. Have you had any persistent itching, rash, or dryness anywhere on your body? Vücudunuzun herhangi bir yerinde inatçı kaşıntı, kızarıklık veya kuruluk oldu mu? They refused to go anywhere on foot. Herhangi bir yere yere yürüyerek gitmeyi reddettiler. Aren't you going to go anywhere this summer? Bu yaz herhangi bir yere gitmeyecek misin? Fadil didn't feel like he belonged anywhere. Fadıl kendini herhangi bir yere aitmiş gibi hissetmedi. Have you travelled anywhere recently? Son zamanlarda herhangi bir yere seyahat ettin mi? A GPS device can pinpoint your location anywhere in the world. Bir küresel konumlama cihazı dünyanın herhangi bir yerinde yerini belirleyebilir. If I could go anywhere in the world, I'd go to Boston. Dünyada herhangi bir yere gidebilsem, Boston'a giderim. Tom isn't ready to go anywhere. Tom herhangi bir yere gitmeye hazır değil. Tom didn't have anywhere to go. Tom'un gidecek herhangi bir yeri yoktu. If I could go anywhere in the world, I'd go to Boston. Dünyada herhangi bir yere gidebilseydim, Boston'a giderdim. We're not going anywhere now. Şimdi herhangi bir yere gitmiyoruz. Just put it anywhere. Herhangi bir yere koy. Tom rarely walks anywhere. Tom herhangi bir yere nadiren yürür. Tom doesn't want to go anywhere today. Tom bugün herhangi bir yere gitmek istemiyor. Oh, just put it anywhere. Ah, herhangi bir yere koy. Just put those packages anywhere. Şu paketleri herhangi bir yere koy. His daughter is eager to go with him anywhere. Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir. Show More (46)
6	anywhere	bir yerde	adv.
	Is her house anywhere near the station? Evi istasyona yakın bir yerde mi? Tom claims that he wasn't anywhere near the murder scene at the time of the murder. Tom cinayet anında cinayet mahalline yakın bir yerde olmadığını iddia ediyor. Is there a brook anywhere near Green Gables? Green Gables'a yakın bir yerde bir dere var mı? The ring couldn't be found anywhere. Yüzük hiçbir bir yerde bulunamadı. Do you know if there's a steam room anywhere around here? Buralarda bir yerde bir sauna olup olmadığını biliyor musun? Is there a river anywhere near here? Buraya yakın bir yerde bir nehir var mı? I don't want Tom anywhere near his classmates right now. Tom'u şimdi sınıf arkadaşlarının yanında bir yerde istemiyorum. Do you see her anywhere? Onu bir yerde görüyor musun? I've never lived anywhere other than Boston. Boston'dan başka bir yerde hiç yaşamadım. You can't buy it anywhere but there. Oradan başka bir yerden alamazsın. Have you seen her anywhere? Onu bir yerde gördün mü? Tom has never lived anywhere but Boston. Tom Boston'dan başka bir yerde yaşamadı. Tom has never lived anywhere other than Boston. Tom Boston'dan başka bir yerde hiç yaşamadı. Have you seen them anywhere? Onları bir yerde gördün mü? Have you seen him anywhere? Onu bir yerde gördün mü? I've never lived anywhere other than Boston. Boston'dan başka hiç bir yerde yaşamadım. I think Tom doesn't live anywhere near here. Bence Tom buraya yakın bir yerde yaşamıyor. Do you see them anywhere? Onları bir yerde görüyor musun? It's a good rule to look both ways before you cross the street anywhere. Bir yerde, karşıdan karşıya geçmeden önce iki tarafa da bakmak iyi bir kuraldır. Tom has never lived anywhere other than Boston. Tom Boston'dan başka bir yerde yaşamadı. I'm not letting Tom anywhere near my car. Tom'a arabamın yanında bir yerde izin vermiyorum. I don't want Tom anywhere near me. Tom'u yakınımda bir yerde istemiyorum. Have you eaten anywhere interesting lately? Son zamanlarda ilginç bir yerde yemek yedin mi? Is her house anywhere near the station? Onun evi istasyona yakın bir yerde mi? I don't want you anywhere near the medicine cabinet. Seni ecza dolabına yakın bir yerde istemiyorum. Do you see him anywhere? Onu bir yerde görüyor musun? When I got out of prison, I couldn't find a job anywhere near my home since no one would hire an ex-con. Hapisten çıktığımda, hiç kimse eski bir mahkûmu istihdam etmediği için evime yakın bir yerde iş bulamadım. Is there a river anywhere near here? Buralarda bir yerde nehir var mı? I think Tom doesn't live anywhere near here. Sanırım Tom buraya yakın bir yerde yaşamıyor. Show More (26)
7	anywhere	her yer	adv.
	Vicky, you could dance anywhere else in the whole world. Vicky, dünyanın her yerinde dans edebilirsin. I'm willing to go anywhere you go. Gittiğin her yere gitmeye hazırım. I'll go anywhere with you. Seninle her yere giderim. It's possible to study English with a native speaker almost anywhere in the world. Dünyanın hemen her yerinde anadili İngilizce olan biriyle İngilizce çalışmak mümkün. I thought you said we could go anywhere we wanted. İstediğimiz her yere gidebileceğimizi söylediğini sanmıştım. I can go anywhere. Her yere gidebilirim. A GPS device can pinpoint your location anywhere in the world. Bir GPS cihazı dünyanın her yerinde yerinizi belirleyebilir. They could be going anywhere. Her yere gidebilirler. We can go anywhere we want. Biz istediğimiz her yere gidebiliriz . The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere. Bu elektronik sözlüğün kullanışlı yanı, her yere kolayca taşınabilmesi. They could've gone anywhere. Her yere gidebilirlerdi. You may go anywhere you like. İstediğiniz her yere gidebilirsiniz. Anywhere with a bed will do. Yatağı olan her yer olur. If you could live anywhere in the world, where would you live? Dünyanın her yerinde yaşama imkânın olsaydı nerede yaşamak isterdin? His daughter is eager to go with him anywhere. Kızı onunla birlikte her yere gitmeye hevesli. I can go anywhere I want. İstediğim her yere gidebilirim. You can go anywhere you like. İstediğin her yere gidebilirsin. Tom may go anywhere he likes. Tom istediği her yere gidebilir. His daughter is eager to go with him anywhere. Kızı onunla her yere gitmeye heveslidir. His daughter is eager to go with him anywhere. Kızı onunla her yere gitmeye hevesli. Tom seldom walks anywhere. Tom nadiren her yere yürür. It's possible to study English with a native speaker almost anywhere in the world. Neredeyse dünyanın her yerinde anadili İngilizce olan biriyle İngilizce çalışmak mümkündür. You can put it anywhere. Onu her yere koyabilirsin. Show More (20)
8	anywhere	herhangi bir yerde	adv.
	Neither Members nor anyone else should smoke anywhere other than in the designated smoking areas. Ne Üyeler ne de bir başkası belirlenmiş sigara içme alanları dışında herhangi bir yerde sigara içmemelidir. What about if plague returns to Europe or breaks out again anywhere? Peki ya veba Avrupa'ya geri dönerse ya da herhangi bir yerde tekrar patlak verirse? Vicky, you could dance anywhere else in the whole world. Vicky, koca dünyada başka herhangi bir yerde dans edebilirsin. Tom could've been anywhere. Tom herhangi bir yerde olabilirdi. Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present. Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu veya su ya da nemin bulunduğu herhangi bir yerde kullanmayın. Have you seen my glasses anywhere? Gözlüğümü herhangi bir yerde gördün mü? My special talent is that I can form a friendship at any time, anywhere, and with anyone. Benim özel yeteneğim, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde ve herhangi biriyle arkadaşlık kurabilmemdir. A lunar eclipse can be seen from anywhere on the night side of the earth. Ay tutulması dünyanın gece tarafında herhangi bir yerden görülebilir. Injustice anywhere is a threat to justice everywhere. Herhangi bir yerdeki adaletsizlik her yerdeki adalet için bir tehdittir. I can hide anywhere. Herhangi bir yerde saklanabilirim. Is there a telephone anywhere? Herhangi bir yerde telefon var mı? If you could live anywhere in the world, where would you want to live? Dünyada herhangi bir yerde yaşayabilsen, nerede yaşamak istersin? If you could live anywhere in the world, where would you live? Dünyada herhangi bir yerde yaşayabilsen, nerede yaşarsın? A lunar eclipse can be seen from anywhere on the night side of the earth. Bir ay tutulması dünyanın gece tarafındaki herhangi bir yerden görülebilir. Tom isn't currently working anywhere. Tom şu anda herhangi bir yerde çalışmıyor. I've never lived anywhere except Boston. Ben asla Boston dışında herhangi bir yerde yaşamadım. We never stay anywhere for very long. Asla herhangi bir yerde çok uzun süre kalmayız. It's a good rule to look both ways before you cross the street anywhere. Herhangi bir yerde, caddeyi geçmeden önce iki yöne bakmak iyi bir kuraldır. Tom could be anywhere. Tom herhangi bir yerde olabilir. I haven't seen them anywhere. Onları herhangi bir yerde görmedim. Show More (17)
9	anywhere	bir yer	pron.
	The names you've mentioned aren't anywhere to be found in the list. Bahsettiğin isimler, listenin hiç bir yerinde geçmiyor. Are you hurt anywhere? Bir yerin incindi mi? Show More (-1)