apportionment - English Turkish Sentences
English Turkish
apportionment paylaştırma n.
  • The apportionment of resources was a complex task.
  • Kaynakların paylaştırılması karmaşık bir görevdi.
Show More (-2)
apportionment dağıtım n.
  • The accountant handled the apportionment of expenses.
  • Muhasebeci masraf dağıtımıyla uğraşıyordu.
Show More (-2)