|
- Because of the bad weather, my piano teacher suggested that I go home early.
- Piyano hocam kötü hava nedeniyle erkenden eve gitmemi tavsiye etti.
- They made up their minds to go by car in spite of bad weather.
- Onlar, kötü havaya rağmen arabayla gitmeye karar verdiler.
- Why actually do people fret about bad weather?
- Aslında neden insanlar kötü hava koşulları için endişelenir ki?
- Bad weather prevented them from sailing.
- Kötü hava yelkenli ile gitmelerini engelledi.
- You had better not go out in this bad weather.
- Bu kötü havada dışarı çıkmasanız iyi olur.
- The bad weather delayed the plane for two hours.
- Kötü hava uçağı iki saat geciktirdi.
- Thanks to the bad weather, the game was canceled.
- Kötü havadan dolayı oyun iptal edildi.
- Tom came in spite of the bad weather.
- Tom, kötü hava koşullarına rağmen geldi.
- Bad weather kept us from going out.
- Kötü hava bizi dışarı çıkmaktan alıkoydu.
- We've had enough of this bad weather.
- Bu kötü havadan usandık.
- The special lecture was put off until the next day due to the bad weather.
- Kötü hava koşulları nedeniyle özel konferans ertesi güne ertelendi.
- The bad weather is responsible for the delay.
- Gecikmenin sorumlusu kötü hava koşulları.
- There's no bad weather, there's bad clothing.
- Kötü hava yoktur, kötü kıyafet vardır.
- The roads are closed as a result of bad weather.
- Kötü hava koşulları nedeniyle yollar kapalı.
- The bad weather prevented us from leaving.
- Kötü hava gitmemizi engelledi.
- The plane was delayed on account of bad weather.
- Uçak kötü hava nedeniyle gecikti.
- They couldn't swim because of bad weather.
- Kötü hava yüzünden yüzemediler.
- The bad weather delayed the plane's departure by two hours.
- Kötü hava koşulları uçağın kalkışını iki saat geciktirdi.
- The plane was three hours late due to bad weather.
- Uçak kötü hava yüzünden üç saat geç kalmıştı.
- Bad weather hindered the air raid.
- Kötü hava hava saldırısını engelledi.
- Bad weather prevented them from sailing.
- Kötü hava yelken açmalarını engelledi.
- The plane was three hours late due to bad weather.
- Kötü hava yüzünden uçak üç saat rötar yaptı.
- Tom came in spite of the bad weather.
- Tom kötü havaya rağmen geldi.
- He plans to go in spite of the bad weather.
- Kötü havaya rağmen gitmeyi düşünüyor.
- The bad weather marred the ceremony.
- Kötü hava törene bozdu.
- Mother was in a bad mood since she could not play golf because of bad weather.
- Annem kötü havadan dolayı golf oynayamadığı için kötü bir ruh hali içindeydi.
- The bad weather delayed the plane.
- Kötü hava uçağı geciktirdi.
- He was forced to go back because of the bad weather.
- Kötü hava yüzünden geri dönmek zorunda kaldı.
- I postponed my trip because of the bad weather.
- Kötü hava nedeniyle gezimi erteledim.
- What bad weather!
- Ne kötü hava!
- Due to the bad weather, the plane was ten minutes late.
- Kötü hava nedeniyle uçak on dakika gecikti.
- For this bad weather I don't feel like going out.
- Bu kötü havada dışarı çıkmak istemiyorum.
- The match was cancelled due to the bad weather.
- Maç kötü hava nedeniyle iptal edildi.
- In spite of the bad weather, they decided to go by car.
- Onlar kötü havaya rağmen arabayla gitmeye karar verdiler.
- He attributed the accident to the bad weather.
- Kazayı kötü hava koşullarına bağladı.
- Bad weather will ground the plane.
- Kötü hava uçağı yere indirecek.
- The bad weather delayed the plane's departure by two hours.
- Kötü hava uçağın kalkışını iki saat geciktirdi.
- Owing to the bad weather, the garden party was called off.
- Kötü hava koşulları nedeniyle bahçe partisi iptal edildi.
- We are sorry about the bad weather.
- Kötü hava hakkında üzgünüz.
- I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
- Kötü hava yüzünden şehrin turistik yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
- Bad weather prevented us from departing.
- Kötü hava yola çıkmamızı engelledi.
- The bad weather is responsible for the delay.
- Bu gecikmeden kötü hava sorumludur.
- There's no bad weather, there's bad clothing.
- Kötü hava yoktur, kötü elbise vardır.
- Due to the bad weather, the game was cancelled.
- Kötü hava nedeniyle maç iptal edildi.
- Due to the bad weather, the plane was ten minutes late.
- Kötü hava nedeniyle uçak 10 dakika gecikti.
- This bad weather will affect the crops.
- Bu kötü hava ekinleri etkileyecek.
- The football game was postponed on account of bad weather.
- Futbol maçı, kötü hava koşulları nedeniyle ertelendi.
- The bad weather's preventing me from leaving.
- Kötü hava gitmemi engelliyor.
- In spite of the bad weather, they decided to go by car.
- Kötü havaya rağmen arabayla gitmeye karar verdiler.
- What bad weather!
- Ne kadar da kötü hava!
- He plans to go in spite of the bad weather.
- Kötü havaya rağmen gitmeyi planlıyor.
- This bad weather will affect the crops.
- Bu kötü hava mahsulleri etkileyecek.
- Owing to bad weather, I didn't go.
- Kötü hava yüzünden gidemedim.
- Because of the bad weather, he couldn't come.
- Kötü hava yüzünden, o gelemedi.
- I can't leave due to the bad weather.
- Kötü hava yüzünden gidemiyorum.
- Bad weather prevented us from leaving.
- Kötü hava ayrılmamızı engelledi.
- The bad weather prevented our ship from arriving on time.
- Kötü hava gemimizin zamanında varmasını engelledi.
- Due to the bad weather, the game was called off.
- Kötü hava şartları nedeniyle oyun iptal edildi.
- The bad weather prevented me from leaving.
- Kötü hava koşulları gitmemi engelledi.
- Because of the bad weather, the plane's departure was delayed by two hours.
- Kötü hava koşulları nedeniyle uçağın kalkışı iki saat gecikti.
- We stayed home because of bad weather.
- Kötü hava yüzünden evde kaldık.
- The bad weather frustrated our plans.
- Kötü hava planlarımızı boşa çıkardı.
- The plane was late due to bad weather.
- Uçak kötü hava yüzünden geç kaldı.
- I postponed my trip because of the bad weather.
- Kötü hava yüzünden seyahatimi erteledim.
- Because of the bad weather, the game was cancelled.
- Kötü hava yüzünden maç iptal edildi.
- The bad weather prevented Tom from attending the play.
- Kötü hava Tom'un oyuna katılmasını engelledi.
- He attributed the accident to the bad weather.
- Kazayı kötü havaya bağladı.
- He came in spite of bad weather.
- Kötü havaya rağmen geldi.
- Bad weather prevented us from starting.
- Kötü hava koşulları başlamamızı engelledi.
- The special lecture was put off until the next day due to the bad weather.
- Özel konferans, kötü hava koşulları nedeniyle bir sonraki güne ertelendi.
- Regardless of the bad weather, I decided to go out.
- Kötü havaya aldırmadan dışarı çıkmaya karar verdim.
- The bad weather affected his health.
- Kötü hava sağlığını etkiledi.
- We've had enough of this bad weather.
- Bu kötü havadan bıktık artık.
- The match was cancelled due to the bad weather.
- Kötü hava koşulları nedeniyle maç iptal edildi.
- He came in spite of bad weather.
- O, kötü havaya rağmen geldi.
- The bad weather prevented me from leaving.
- Kötü hava benim gitmemi engelledi.
- Bad weather delayed takeoff for two hours.
- Kötü hava kalkışı iki saat geciktirdi.
- Bad weather prevented us from starting.
- Kötü hava başlamamızı engelledi.
- Because of the bad weather, he couldn't come.
- Kötü hava yüzünden gelemedi.
- I couldn't go out on account of the bad weather.
- Kötü hava yüzünden dışarı çıkamadım.
- The plane was delayed for two hours on account of the bad weather.
- Uçak kötü hava koşulları nedeniyle iki saat rötar yaptı.
- The party set out regardless of the bad weather.
- Parti kötü havaya bakılmaksızın düzenlendi.
- The bad weather kept me from leaving.
- Kötü hava gitmemi engelledi.
- Because of the bad weather, the game was cancelled.
- Kötü hava koşulları nedeniyle oyun iptal edildi.
- The bad weather prevented me from going fishing.
- Kötü hava balığa gitmemi engelledi.
- The meeting was postponed due to the bad weather.
- Toplantı kötü hava koşulları nedeniyle ertelendi.
- The roads are closed as a result of bad weather.
- Kötü hava sonucu yollar kapalı.
- The bad weather prevented us from leaving.
- Kötü hava koşulları yola çıkmamızı engelledi.
- The bad weather kept us from leaving.
- Kötü hava bizim gitmemizi engelledi.
- It's dangerous to climb a mountain in bad weather.
- Kötü havada dağa tırmanmak tehlikelidir.
- There is bad weather in the north.
- Kuzeyde kötü hava var.
- Owing to the bad weather, the garden party was called off.
- Kötü hava koşulları nedeniyle, bahçe partisi iptal edildi.
- The plane was late because of bad weather.
- Kötü havadan dolayı uçak geç kaldı.
- We are sorry about the bad weather.
- Kötü hava koşulları için üzgünüz.
- Unfortunately, Brian met with bad weather.
- Ne yazık ki, Brian kötü hava ile karşılaştı.
- Due to the bad weather, the game was called off.
- Kötü hava koşulları nedeniyle oyun iptal edildi.
- Owing to the bad weather, the game was put off.
- Kötü hava nedeniyle oyun ertelendi.
- There is no such thing as bad weather, only the wrong clothes.
- Kötü hava diye bir şey yoktur, sadece yanlış kıyafetler vardır.
- Because of the bad weather, the plane was delayed three hours.
- Kötü hava koşullarından dolayı, uçak üç saat gecikti.
- The bad weather marred the ceremony.
- Kötü hava törene gölge düşürdü.
- Mother told me that I had better not go out in such bad weather.
- Annem bana böyle kötü havalarda dışarı çıkmamamın iyi olacağını söyledi.
- Bad weather is no obstacle.
- Kötü hava engel değildir.
- Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
- Kötü hava yüzünden şehri gezme fikrinden vazgeçildi.
- They made up their minds to go by car in spite of bad weather.
- Kötü havaya rağmen arabayla gitmeye karar verdiler.
- The plane was late because of bad weather.
- Uçak kötü hava koşulları yüzünden gecikti.
- The bad weather frustrated our plans.
- Kötü hava planlarımızı bozdu.
- Bad weather delayed takeoff for two hours.
- Kötü hava kalkışı iki saat erteledi.
- Because of the bad weather, I didn't go.
- Kötü havadan dolayı, gitmedim.
- The bad weather's preventing me from leaving.
- Kötü hava benim gitmemi engelliyor.
- The bad weather prevented me from going to work.
- Kötü hava benim işe gitmemi engelledi.
- Due to the bad weather, the game was cancelled.
- Kötü hava şartlarından dolayı oyun iptal edildi.
- Bad weather doesn't last forever; human suffering will not endure forever.
- Kötü hava sonsuza dek sürmez; insanların acıları da sonsuza dek sürmez.
- The meeting was postponed due to the bad weather.
- Toplantı kötü hava nedeniyle ertelendi.
- Bad weather prevented me from setting out.
- Kötü hava yola çıkmamı engelledi.
- The bad weather prevented Tom from attending the play.
- Kötü hava, Tom'un oyuna girmesini engelledi.
- The party set out regardless of the bad weather.
- Parti kötü hava koşullarına aldırmadan başladı.
- There is no such thing as bad weather, only the wrong clothes.
- Kötü hava yoktur, yanlış kıyafet vardır.
- The bad weather kept us from leaving.
- Kötü hava bizi gitmekten alıkoydu.
- Tom plans to go in spite of the bad weather.
- Tom kötü havaya rağmen gitmeyi planlıyor.
- Bad weather forced us to call off the picnic.
- Kötü hava pikniği iptal etmemize neden oldu.
- They couldn't swim because of bad weather.
- Kötü hava nedeniyle yüzemediler.
- The plane was delayed for two hours on account of the bad weather.
- Uçak kötü hava yüzünden iki saat ertelendi.
- The bad weather prevented me from going to work.
- Kötü hava işe gitmemi engelledi.
- Because of the bad weather, my piano teacher suggested that I go home early.
- Kötü hava yüzünden piyano öğretmenim eve erken gitmemi önerdi.
- In bad weather, one can easily catch a cold.
- Kötü havalarda insan kolayca üşütebilir.
- The roads are blocked due to the bad weather.
- Kötü hava koşulları yüzünden yollar kapandı.
- Owing to bad weather, I didn't go.
- Kötü hava nedeniyle, ben gitmedim.
- The senior citizens' spirits were high in spite of the bad weather.
- Kötü havaya rağmen yaşlıların morali yüksekti.
- Because of the bad weather, the plane's departure was delayed by two hours.
- Kötü hava yüzünden, uçağın kalkışı iki saat ertelendi.
- Bad weather forced us to call off the picnic.
- Kötü hava pikniği iptal etmemiz için bizi zorladı.
- The bad weather will affect the yield.
- Kötü hava verimi etkileyecek.
- The plane was delayed on account of bad weather.
- Uçak kötü hava koşulları nedeniyle rötar yaptı.
- The plane was late due to bad weather.
- Uçak kötü hava koşulları yüzünden gecikti.
- For this bad weather I don't feel like going out.
- Bu kötü havadan dolayı canım dışarı çıkmak istemiyor.
- Because of the bad weather, the plane was delayed three hours.
- Kötü hava koşulları yüzünden uçak üç saat rötar yaptı.
- Bad weather prevented us from leaving.
- Kötü hava gitmemizi engelledi.
- The bad weather affected his health.
- Kötü hava onun sağlığını etkiledi.
- Mother was in a bad mood since she could not play golf because of bad weather.
- Annem kötü hava yüzünden golf oynayamadığı için morali bozuktu.
- The bad weather kept me from leaving.
- Kötü hava benim gitmemi engelledi.
- Thanks to the bad weather, the game was canceled.
- Kötü hava koşulları yüzünden maç iptal edildi.
- The bad weather prevented me from going fishing.
- Kötü hava balık tutmaya gitmemi engelledi.
- Bad weather hindered the air raid.
- Kötü hava koşulları hava saldırısını engelledi.
- I couldn't go out on account of the bad weather.
- Kötü havadan dolayı dışarı çıkamadım.
Show More (140)
|
