bassoon - English Turkish Sentences
English Turkish
bassoon fagot n.
  • I think Tom plays the bassoon just about as well as Mary.
  • Tom'un hemen hemen Mary kadar iyi fagot çaldığını düşünüyorum.
  • Tom might know how to play the bassoon.
  • Tom nasıl fagot çalacağını bilebilir.
  • It's very hard to play Vivaldi's bassoon concerto on the saxophone.
  • Saksafonda Vivaldi'nin fagot konçertosunu çalmak çok zor.
Show More (16)