|
- Tom was angry with himself.
- Tom kendine kızmıştı.
- I think that Tom will be angry.
- Bence Tom kızacak.
- She was angry to find the door locked.
- Kapıyı kilitli bulduğuna kızmıştı.
- Please don't be angry.
- Lütfen kızma.
- There is nothing for you to be angry about.
- Kızacağınız bir şey yok.
- I was angry that she had deceived my children.
- Çocuklarımı kandırdığı için çok kızmıştım.
- If you eat that, Tom will be angry.
- Eğer onu yersen, Tom kızar.
- The boss is angry at me for not attending the last meeting.
- Patron son toplantıya katılmadığım için bana kızıyor.
- If she had told me the truth, I wouldn't be angry.
- Bana doğruyu söyleseydi, kızmazdım.
- The boss will be angry at me.
- Patron bana kızacak.
- Sami was angry about that.
- Sami buna çok kızdı.
- Don't be angry with Tom.
- Tom'a kızma.
- Tom knew Mary would be angry.
- Tom, Mary'nin kızacağını biliyordu.
- They have no reason to be angry.
- Kızmaları için bir sebep yok.
- I have a right to be angry.
- Kızmaya hakkım var.
- If you had told me the truth, I would not be angry now.
- Bana doğruyu söylemiş olsaydın, şimdi kızmazdım.
- Don't be angry with her.
- Ona kızma.
- He was angry with his son.
- O, oğluna kızmıştı.
- I don't want her to be angry.
- Onun kızmasını istemiyorum.
- Tom won't be angry if Mary doesn't do that.
- Mary bunu yapmazsa Tom kızmaz.
- I thought Tom would be angry.
- Tom'un kızacağını düşünmüştüm.
- He always shouts when he is angry.
- Kızdığında hep bağırır.
- Why should I be angry?
- Neden kızayım ki?
- Tom was angry with Mary because she was in his parking space.
- Tom, Mary'ye kızmıştı çünkü onun park alanındaydı.
- If Tom does that, Mary will be angry.
- Tom bunu yaparsa, Mary kızar.
- You shouldn't be angry.
- Kızmamalısın.
- I was angry at myself.
- Kendime kızmıştım.
- Tom was angry at himself.
- Tom kendine kızmıştı.
- Tom will be angry since we didn't stay in our rooms like he told us to.
- Tom bize söylediği gibi odalarımızda kalmadığımız için kızacak.
- Tom will be angry.
- Tom kızacak.
- Tom had every right to be angry.
- Tom kızmakta haklıydı.
- Tom was angry with himself for being late.
- Tom geç kaldığı için kendine kızmıştı.
- Are you sure Tom won't be angry?
- Tom'un kızmayacağından emin misin?
- Tom won't be angry.
- Tom kızmayacak.
- Tom will be angry if Mary does that.
- Mary bunu yaparsa Tom kızar.
- I know the reason why he is angry with them.
- Onlara kızma sebebini biliyorum.
- Tom won't be angry if Mary does that.
- Mary bunu yaparsa Tom kızmaz.
- Tom must be angry with me.
- Tom bana kızmış olmalı.
- Tom is going to be angry if Mary doesn't do that.
- Mary bunu yapmazsa Tom çok kızacak.
- There is nothing for you to be angry about.
- Kızmanızı gerektirecek bir şey yok.
- Tom was angry with his son.
- Tom oğluna kızmıştı.
- I don't want him to be angry.
- Onun kızmasını istemiyorum.
- Tom isn't going to be angry if Mary doesn't do that.
- Mary bunu yapmazsa Tom kızmaz.
- Sami was angry that Layla quit the band.
- Sami, Leyla'nın gruptan ayrılmasına kızmıştı.
- I knew you'd be angry.
- Kızacağını biliyordum.
- I think Tom might be angry with me.
- Bence Tom bana kızmış olabilir.
- He arrived half an hour late, so everyone was angry with him.
- Yarım saat geç geldi, bu yüzden herkes ona kızdı.
- Tom was angry about that.
- Tom buna çok kızdı.
- You always shout when you are angry, don't you?
- Kızdığın zaman hep bağırırsın, değil mi?
- Tom will be angry if Mary does that.
- Mary bunu yaparsa Tom çok kızacak.
- Tom isn't going to be angry if Mary does that.
- Mary bunu yaparsa Tom kızmaz.
- Tom will be angry if Mary doesn't do that.
- Mary bunu yapmazsa Tom çok kızacak.
- Tom had every right to be angry.
- Tom'un kızmaya hakkı vardı.
- Don't be angry with him.
- Ona kızma.
- He has the habit of standing up when he is angry.
- Kızdığı zaman ayağa kalkmak gibi bir alışkanlığı var.
- Tom isn't going to be angry if Mary doesn't do that.
- Mary bunu yapmazsa Tom kızmayacaktır.
- I don't want Tom to be angry.
- Tom'un kızmasını istemiyorum.
- Tom thinks Mary will be angry.
- Tom, Mary'nin kızacağını düşünüyor.
- Tom says if you don't do that, Mary will be angry.
- Tom, bunu yapmazsan Mary'nin kızacağını söylüyor.
- The teacher was angry with me.
- Öğretmen bana kızdı.
- President Jefferson was angry.
- Başkan Jefferson kızmıştı.
- Tom isn't going to be angry if Mary does that.
- Mary bunu yaparsa Tom kızmayacaktır.
- I think Tom will be angry.
- Bence Tom kızacak.
- Tom is probably going to be angry.
- Tom muhtemelen kızacak.
- I know the reason why she is angry with them.
- Onlara kızma sebebini biliyorum.
- I thought they were angry with me because I didn't help them wash the car.
- Onların arabayı yıkamasına yardım etmediğim için onların bana kızdığını düşündüm.
- He was angry at what she said.
- Kadının söylediklerine kızmıştı.
- If she had told me the truth, I wouldn't be angry.
- Eğer o bana doğruyu söyleseydi kızmazdım.
- I'm sure Tom will be angry.
- Tom'un kızacağından eminim.
- Sami was angry that Layla quit the band.
- Sami, Layla'nın grubu bırakmasına kızdı.
- Tom can't blame Mary for being angry.
- Tom kızdığı için Mary'yi suçlayamaz.
- Don't be angry.
- Kızmayın.
- I think that Tom might be angry with me.
- Tom'un bana kızmış olabileceğini düşünüyorum.
- Tom is angry with us.
- Tom bize kızıyor.
- He always yells at me when he is angry.
- Kızdığı zaman bana hep bağırır.
- Please don't be angry with me.
- Lütfen bana kızma.
- I thought you'd be angry.
- Kızacağını düşünmüştüm.
- I know the reason why you are angry with them.
- Onlara kızma sebebini biliyorum.
- Tom pretended to be angry.
- Tom kızmış gibi yaptı.
- Tom says if you don't do that, Mary will be angry.
- Tom, onu yapmazsan Mary'nin kızacağını söylüyor.
- Don't be angry; I was just asking.
- Kızma, sadece sordum.
- Mary has no reason to be angry.
- Mary'nin kızması için bir neden yok.
- Are you sure Tom won't be angry?
- Tom'un kızmayacağına emin misin?
- Please don't be angry with me.
- Lütfen bana kızmayın.
- Why would Tom be angry at you?
- Tom sana neden kızsın ki?
- I know the reason why she was angry with them.
- Onlara kızma sebebini biliyorum.
- When was the last time you were angry?
- En son ne zaman kızdın?
- They did not like it and were angry.
- Ondan hoşlanmadı ve kızdı.
- Tom was angry with himself for being late.
- Tom geç kaldığı için kendine kızıyordu.
- I have no reason to be angry.
- Kızmak için bir nedenim yok.
- It's Tom you should be angry with.
- Kızman gereken kişi Tom.
- You didn't have any reasons to be angry.
- Senin de kızmak için bir nedenin yoktu.
- The British government was angry.
- İngiliz hükümeti kızmıştı.
- She had no reason to be angry.
- Kızmasını gerektirecek hiçbir neden yoktu.
- Sami shouldn't be angry.
- Sami kızmamalıydı.
- I know the reason why he was angry with them.
- Onlara kızma sebebini biliyorum.
- Tom told me that he thought Mary would be angry.
- Tom bana Mary'nin kızacağını düşündüğünü söyledi.
- Tom had no reason to be angry.
- Tom'un kızması için bir neden yoktu.
- It wasn't Tom that Mary was angry with.
- Mary'nin kızdığı Tom değildi.
- If Tom does that, Mary will be angry.
- Tom onu yaparsa Mary kızacaktır.
- They did not like it and were angry.
- Bundan hoşlanmadılar ve kızdılar.
- I know the reason why you were angry with them.
- Onlara kızma sebebini biliyorum.
- Tom is going to be angry if Mary does that.
- Mary bunu yaparsa Tom kızar.
- Tom has no reason to be angry.
- Tom'un kızması için bir sebep yok.
- Please don't be angry.
- Lütfen kızmayın.
- Don't be angry with me.
- Bana kızma.
- Tom is going to be angry if Mary does that.
- Mary bunu yaparsa Tom çok kızacak.
- She had no reason to be angry.
- Kızması için bir neden yoktu.
- If you eat that, Tom will be angry.
- Onu yersen Tom kızar.
- Don't be angry with me, for I did it for your sake.
- Bana kızma, çünkü bunu senin iyiliğin için yaptım.
- He was angry with his daughter.
- Kızına çok kızmıştı.
- Tom is going to be angry.
- Tom kızacak.
- They didn't have any reasons to be angry.
- Kızmak için hiçbir sebepleri yoktu.
Show More (110)
|