| 1 |
be dismissed |
işten çıkarılmak |
v. |
|
- Henry was dismissed because he was old.
- Yaşlı olduğundan dolayı işten çıkarıldı.
- There is no reason why he should be dismissed.
- İşten çıkarılması için hiçbir sebep yok.
- Tom was dismissed.
- Tom işten çıkarıldı.
- He was dismissed without notice.
- Kendisine tebligat yapılmadan işten çıkarıldı.
- I was dismissed.
- İşten çıkarıldım.
- Henry was dismissed because he was old.
- Henry yaşlı olduğu için işten çıkarıldı.
- He was dismissed without notice.
- Haber verilmeksizin işten çıkarıldı.
- It is strange for him to be dismissed.
- İşten çıkarılması çok garip.
- He was dismissed by the boss of the factory.
- Fabrikanın patronu tarafından işten çıkarıldı.
- The short term contract employees were dismissed without notice.
- Kısa dönemli sözleşmeli çalışanlar haber verilmeden işten çıkarıldı.
- The short term contract employees were dismissed without notice.
- Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
- The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.
- Tezgahtar, kaba davranışları nedeniyle işten çıkarıldı.
Show More (9)
|
| 2 |
be dismissed |
görevden alınmak |
v. |
|
- There was once a great war, and after the war many soldiers were dismissed.
- Bir zamanlar büyük bir savaş vardı ve savaştan sonra birçok asker görevden alındı.
- I've been dismissed.
- Görevden alındım.
- Between ourselves, he was dismissed for bribery.
- Aramızda kalsın, o rüşvet nedeniyle görevden alındı .
- Tom was dismissed.
- Tom görevden alındı.
Show More (1)
|
| 3 |
be dismissed |
atılmak |
v. |
|
- Did you hear that Fred was dismissed?
- Fred'in işten atıldığını duydun mu?
- I've been dismissed.
- İşten atıldım.
Show More (-1)
|
