|
- Human remains were found during the excavation.
- Kazı sırasında insan kalıntıları bulundu.
- The murder weapon hasn't been found.
- Cinayet silahı henüz bulunamadı.
- No weapons were found.
- Hiçbir silah bulunamadı.
- Tom's body was found yesterday.
- Tom'un cesedi dün bulundu.
- Three bodies were found in the cave.
- Bir mağarada üç ceset bulundu.
- Tom can't be found.
- Tom bulunamıyor.
- Tom was found with the murder weapon.
- Tom cinayet silahıyla birlikte bulundu.
- There's not much to be found in northern Wisconsin.
- Kuzey Wisconsin'de pek bir şey bulunmaz.
- No drugs were found.
- Uyuşturucu bulunmadı.
- Unexploded ordnance is found every year in Europe.
- Avrupa'da her yıl patlamamış mühimmat bulunuyor.
- Tom was found covered in blood.
- Tom kanla kaplı bulundu.
- Tom was found shot to death.
- Tom vurularak öldürülmüş olarak bulundu.
- Sami was found naked in the closet.
- Sami dolapta çıplak bulundu.
- Three people were found murdered in Dan's home.
- Dan'in evinde üç kişi öldürülmüş olarak bulundu.
- Layla's bloated corpse was found in a river.
- Leyla'nın şişmiş cesedi bir nehirde bulundu.
- Gunshot residue was found on Dan's hands.
- Dan'in ellerinde barut kalıntıları bulundu.
- This meteorite was found in the Sahara Desert.
- Bu göktaşı Sahra Çölü'nde bulundu.
- Tom was found with the murder weapon.
- Tom cinayet silahıyla bulundu.
- Ancient coins were found inside the mysterious tomb.
- Eski paralar gizemli mezar içinde bulundu.
- Ten days later, Sami's body was found by a concerned neighbor.
- On gün sonra Sami'nin cesedi ilgili bir komşu tarafından bulundu.
- The missing cat has not been found yet.
- Kayıp kedi henüz bulunamadı.
- A two-meter-long live crocodile has been found in a garden greenhouse in Sweden's third largest city, Malmö.
- İsveç'in üçüncü büyük şehri Malmö'de bir bahçe serasında iki metre uzunluğunda canlı bir timsah bulundu.
- Sami and Layla were found shot in their room.
- Sami ve Layla odalarında vurulmuş olarak bulundu.
- No algorithm that can solve this problem in polynomial time has been found yet.
- Polinom zamanında bu problemi çözebilecek bir algoritma henüz bulunmadı.
- The body was found under the overpass.
- Ceset üst geçidin altında bulundu.
- Tom was found safe in Boston.
- Tom Boston'da güvende bulundu.
- Has a solution been found?
- Bir çözüm bulundu mu?
- Tom has been found.
- Tom bulundu.
- Sami's body was found in a pond on Layla's farm.
- Sami'nin cesedi Leyla'nın çiftliğindeki bir gölette bulundu.
- Most cities in that country are found on the coastal plain.
- O ülkedeki çoğu şehir kıyı ovasında bulunur.
- Layla's body was found Monday morning.
- Leyla'nın cesedi pazartesi sabahı bulundu.
- This flower is found in different parts of Hokkaido.
- Bu çiçek Hokkaido'nun farklı yerlerinde bulunur.
- She was nowhere to be found.
- Hiçbir yerde bulunamadı.
- Sami's car was found abandoned miles from home.
- Sami'nin arabası evden kilometrelerce uzakta terk edilmiş halde bulundu.
- Your fingerprints were found on the knife.
- Bıçağın üzerinde parmak izlerin bulundu.
- The police say that Tom's fingerprints were found on the murder weapon.
- Polis, Tom'un parmak izlerinin cinayet silahında bulunduğunu söylüyor.
- Dan's body was found handcuffed in the woods.
- Dan'in cesedi ormanda kelepçeli olarak bulundu.
- The kidnappers have not been found.
- Kaçıran kişiler bulunamadı.
- The ring couldn't be found anywhere.
- Yüzük hiçbir yerde bulunamadı.
- Sami was found just as guilty as Layla and was sentenced to life.
- Sami de Layla kadar suçlu bulundu ve ömür boyu hapse mahkum edildi.
- Nothing unusual was found.
- Olağandışı bir şey bulunamadı.
- Tom was found mortally wounded.
- Tom ölümcül şekilde yaralı bulundu.
- The survivors were found on an island, dying of starvation.
- Hayatta kalanlar açlıktan ölmek üzereyken bir adada bulundu.
- The water was found in the dead man's lungs.
- Su, ölen adamın akciğerlerinde bulunmuştur.
- Your fingerprints were found on the murder weapon.
- Cinayet silahında parmak izleriniz bulundu.
- Sami's hair was found at the scene of the crime.
- Sami'nin saçı suç mahallinde bulundu.
- Your watch has been found.
- Sizin saatiniz bulundu.
- Sami was found naked in the closet.
- Sami dolabın içinde çıplak bulundu.
- Your fingerprints were found on the gun.
- Tabancada parmak izlerin bulundu.
- Dan's body was found in a well with fifty stab wounds.
- Dan'in cesedi elli tane bıçak yarasıyla birlikte bir kuyu içinde bulundu.
- We won't quit searching until Tom is found.
- Tom bulununcaya kadar aramayı bırakmayacağız.
- Tom hasn't yet been found.
- Tom henüz bulunmadı.
- The stolen money has been found.
- Çalınan para bulundu.
- Fadil's head was found in a freezer.
- Fadıl'ın başı bir buzdolabında bulundu.
- Tom's dog was found uninjured.
- Tom'un köpeği yaralanmadan bulundu.
- She was still clinging to the hope that her dog would be found alive.
- O hâlâ köpeğinin canlı bulunabileceği umuduna tutunuyordu.
- Layla was found almost dead in the outback.
- Layla taşrada neredeyse ölü halde bulundu.
- The watch was not to be found anywhere.
- Saat hiçbir yerde bulunamadı.
- Sami was found deceased on the floor.
- Sami yerde ölü bulundu.
- This article cannot be found anywhere.
- Bu makale hiçbir yerde bulunamaz.
- An old worker was found repairing machinery in the workshop.
- Yaşlı bir işçi atölyede makineleri tamir ederken bulundu.
- The Statue of Liberty is found in New York.
- Özgürlük Heykeli New York'ta bulunur.
- Sami's car was found abandoned in the desert.
- Sami'nin arabası çölde terk edilmiş halde bulundu.
- This flower is found in different parts of Hokkaido.
- Bu çiçek Hokkaido'nun farklı bölgelerinde bulunur.
- Many monkeys are found on the hill.
- Tepe üzerinde birçok maymun bulunur.
- The whale has been found off the coast of Wakayama.
- Balina, Wakayama kıyılarının açıklarında bulundu.
- The best solution can only be found by a process of trial and error.
- En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.
- Sami's family rejoiced that he had been found alive.
- Sami'nin ailesi onun canlı bulunmasına sevinmişti.
- Sami's body was found in a pond on Layla's farm.
- Sami'nin cesedi Layla'nın çiftliğindeki bir gölette bulundu.
- The stolen car was found in the parking lot.
- Çalınan araç otoparkta bulundu.
- What can be found beyond the end of the universe?
- Evrenin sonunun ötesinde ne bulunabilir?
- Sami and Layla were found shot in their room.
- Sami ve Leyla odalarında vurulmuş bulundular.
- It was found at the bottom of the river.
- Nehrin dibinde bulundu.
- Significant differences were found.
- Önemli farklılıklar bulundu.
- Fadil's head was found in a freezer.
- Fadıl'ın başı bir dondurucuda bulundu.
- Tom was nowhere to be found.
- Tom hiçbir yerde bulunamadı.
- Sami's body was found dismembered.
- Sami'nin cesedi parçalanmış olarak bulundu.
- The missing child was found in two days' time.
- Kayıp çocuk iki gün içinde bulundu.
- I heard that footprints of an abominable snowman were found in the Himalayan mountains.
- Himalaya dağlarında korkunç bir kar adamının ayak izlerinin bulunduğunu duydum.
- Sami's body was found in the garage.
- Sami'nin cesedi garajda bulundu.
- A solution must be found.
- Bir çözüm bulunmalı.
- That kind of thing can't be found just anywhere.
- O tür şey her yerde bulunamaz.
- Sami's car was found abandoned in a residential area in Cairo.
- Sami'nin arabası Kahire'de bir yerleşim bölgesinde terk edilmiş halde bulundu.
- The stolen car was found in the parking lot.
- Çalınan araba park yerinde bulundu.
- The gallbladder is found adjacent to the liver.
- Safra kesesi karaciğerin bitişiğinde bulunur.
- He was found lying unconscious on the kitchen floor.
- O, mutfak zemininde bilinçsiz yatarken bulundu.
- The Rosetta Stone was found in 1799.
- Rosetta Taşı 1799'da bulundu.
- The best solution can only be found by a process of trial and error.
- En iyi çözüm ancak deneme yanılma süreciyle bulunabilir.
- Sami was found frozen to death in his truck.
- Sami kamyonunda donarak ölmüş bulundu.
- The missing cat has not been found yet.
- Kayıp kedi henüz bulunmadı.
- Many typographical errors were found.
- Birçok dizgi hatası bulundu.
- That kind of thing can't be found just anywhere.
- Bu tür şeyler her yerde bulunmaz.
- This can be found in any dictionary.
- Bu herhangi bir sözlükte bulunabilir.
- Tom's body was found in a swamp.
- Tom'un cesedi bir samanlıkta bulundu.
- No mechanical problems were found.
- Mekanik bir sorun bulunamadı.
- Dan's car was found outside a pub.
- Dan'ın arabası bir meyhanenin dışında bulundu.
- Many monkeys are found on the hill.
- Tepede birçok maymun bulunur.
- No correlation was found.
- Hiçbir korelasyon bulunamadı.
- She was nowhere to be found.
- O hiçbir yerde bulunmadı.
- Tom's body hasn't yet been found.
- Tom'un cesedi henüz bulunamadı.
- Sami's body was found.
- Sami'nin cesedi bulundu.
- Such plant can be found in Brazil only.
- Böyle bir bitki sadece Brezilya'da bulunur.
- My bag was nowhere to be found.
- Çantam hiçbir yerde bulunamıyordu.
- God can be found everywhere.
- Tanrı her yerde bulunabilir.
- Most cities in that country are found on the coastal plain.
- O ülkede birçok şehir kıyı düzlüğünde bulunur.
- High fructose corn syrup is found in about everything you eat these days.
- Yüksek fruktozlu mısır şurubu bugünlerde yediğiniz her şeyde bulunuyor.
- Tom's body was found by fishemen floating adrift in the sea.
- Tom'un cesedi balıkçılar tarafından denizde sürüklenirken bulundu.
- A reasonable compromise must be found.
- Makul bir uzlaşma bulunmalı.
- My briefcase was nowhere to be found.
- Evrak çantam hiçbir yerde bulunamadı.
- Tom doesn't want to be found.
- Tom bulunmak istemiyor.
- Significant differences were found.
- Anlamlı farklılıklar bulundu.
- Sami was found in the closet.
- Sami dolapta bulundu.
- Four drawers can be found in my desk.
- Masamda dört çekmece bulunmaktadır.
- Tom's lifeless body was found in a wood.
- Tom'un cansız bedeni bir ormanda bulundu.
- Albumin was found in my urine before.
- Daha önce idrarımda albümin bulundu.
- Sami's DNA was found on the glove.
- Sami'nin DNA'sı eldivenin üzerinde bulundu.
- A frozen mammoth has been found in Siberia.
- Sibirya'da donmuş bir mamut bulundu.
- Fadil's head was found in a freezer.
- Fadıl'ın kafası bir dondurucuda bulundu.
- Tom was found out drinking on the job.
- Tom iş başında içki içerken bulundu.
- The whale was found off the coast of Wakayama.
- Wakayama açıklarında balina bulundu.
- Tom's dog was found uninjured.
- Tom'un köpeği yaralanmamış bulundu .
- Good people can be found anywhere.
- İyi insanlar her yerde bulunabilir.
- The body of that man still hasn't been found.
- O adamın cesedi hâlâ bulunamadı.
- Tom can't be found.
- Tom bulunamaz.
- Sami's DNA was found on the glass.
- Bardakta Sami'nin DNA'sı bulundu.
- Tom was found covered in blood.
- Tom kanlar içinde bulundu.
- Tom was found brutally murdered.
- Tom vahşice öldürülmüş olarak bulundu.
- No animals are to be found on the island.
- Adada hiçbir hayvan bulunmuyor.
- Two years ago in the Atlantic ocean parts of the crashed plane were found.
- İki yıl önce Atlantik Okyanusu'nda düşen uçağın parçaları bulundu.
- Tom has yet to be found.
- Tom henüz bulunamadı.
- Such plant can be found in Brazil only.
- O tür bitki yalnızca Brezilya'da bulunabilir.
- Layla's body was found Monday morning.
- Layla'nın cesedi pazartesi sabahı bulundu.
- Japanese tourists can be found everywhere.
- Japon turistler her yerde bulunabilir.
- Gunshot residue was found on Dan's hands.
- Dan'ın ellerinde barut izi bulundu.
- Their traces can still be found.
- İzleri hala bulunabilir.
- The survivors were found on an island, dying of starvation.
- Hayatta kalanlar bir adada açlıktan ölmek üzereyken bulundu.
- Ten days later, Fadil's body was found by a concerned neighbor.
- On gün sonra, Fadıl'ın cesedi endişeli bir komşu tarafından bulundu.
- Tom has yet to be found.
- Tom henüz bulunmadı.
- This is the room where the body was found.
- Burası cesedin bulunduğu oda.
- 20 boxes filled with pirate CDs and DVDs were found.
- Korsan CD ve DVD dolu 20 kutu bulundu.
- They were nowhere to be found.
- Hiçbir yerde bulunamadılar.
- Three people were found murdered in Dan's home.
- Üç kişi Dan'ın evinde öldürülmüş bulundu.
- Tom's body was found in a swamp.
- Tom'un cesedi bir bataklıkta bulundu.
- Albumin was found in my urine before.
- İdrarımda daha önce albümin bulundu.
- Nothing significant was found.
- Önemli bir şey bulunamadı.
- Tom didn't want to be found.
- Tom bulunmak istemedi.
- Dan's body was found handcuffed in the woods.
- Dan'in cesedi elleri kelepçeli olarak ormanda bulundu.
- The ground beef was found to contain horse meat.
- Kıymada at eti bulundu.
- Sami's car was found abandoned in the desert.
- Sami'nin arabası çölde terk edilmiş bulundu.
- We won't quit searching until Tom is found.
- Tom bulunana kadar aramayı bırakmayacağız.
- Tom was found mortally wounded.
- Tom ölümcül olarak yaralı bulundu.
- A reasonable compromise must be found.
- Makul bir uzlaşma bulunması gerekiyor.
- Japanese tourists can be found everywhere.
- Japon turistler her yerde bulunabilirler.
- Tom's body hasn't been found.
- Tom'un cesedi bulunmadı.
- The document was nowhere to be found.
- Belge hiç bir yerde bulunamadı.
- Sami's body was found dismembered.
- Sami'nin cesedi parçalanmış halde bulundu.
- Sami was found in a terrible state.
- Sami korkunç bir halde bulundu.
- A defect was found in the water-cooling circuit.
- Su soğutma devresinde bir kusur bulundu.
- Not everything on the web can be found through Google.
- Web'deki her şey Google üzerinden bulunamaz.
- The whale was found off the coast of Wakayama.
- Balina Wakayama kıyılarında bulundu.
- I don't want to be found.
- Bulunmak istemiyorum.
- This book is still in circulation and can be found in the bookshops.
- Bu kitap hala tedavülde ve kitapçılarda bulunabilir.
- This book is still in circulation and can be found in the bookshops.
- Bu kitap hâlâ dolaşımda ve kitapçılarda bulunabilir.
- Nothing was found.
- Hiçbir şey bulunmadı.
- This meteorite was found in the Sahara Desert.
- Bu meteor Sahra Çölü'nde bulundu.
- Sami's DNA was found on the glove.
- Eldivenin üzerinde Sami'nin DNA'sı bulundu.
- Three bodies were found in the cave.
- Mağarada üç ceset bulundu.
- She was still clinging to the hope that her dog would be found alive.
- Hâlâ köpeğinin canlı bulunacağı umudunu taşıyordu.
- The city is found west of London.
- Şehir Londra'nın batısında bulunuyor.
- Tom will be found.
- Tom bulunacaktır.
- Talking about murder before a body is found is quite weird.
- Bir ceset bulunmadan cinayet hakkında konuşmak oldukça garip.
- Gunshot residue was found on Tom's hands.
- Tom'un ellerinde kurşun kalıntıları bulundu.
- Tom's body was found Monday.
- Tom'un cesedi pazartesi günü bulundu.
- Layla's bloated corpse was found in a river.
- Layla'nın şişmiş cesedi bir nehirde bulundu.
- Sami was found frozen to death in his truck.
- Sami kamyonetinde donarak ölmüş halde bulundu.
- This is the room where the body was found.
- Bu, cesedin bulunduğu oda.
- Fadil was found deceased in his apartment.
- Fadıl evinde ölü bulundu.
- 20 boxes filled with pirate CDs and DVDs were found.
- 20 kutu dolusu korsan CD ve DVD bulundu.
- He was found mysteriously murdered.
- Gizemli bir şekilde öldürülmüş olarak bulundu.
- Protons can be found at the nucleus of an atom.
- Protonlar atomun çekirdeğinde bulunur.
- Kangaroo tail soup is known as an Australian dish, because kangaroos are found in Australia.
- Kanguru kuyruğu çorbası bir Avustralya yemeği olarak bilinir, çünkü kangurular Avustralya'da bulunur.
- A defect was found in the water-cooling circuit.
- Su soğutma devresinde bir arıza bulundu.
- The murder weapon hasn't been found.
- Cinayet silahı bulunmadı.
- The body of that man still hasn't been found.
- O adamın cesedi hala bulunamadı.
- She was found mysteriously murdered.
- Gizemli bir şekilde öldürülmüş olarak bulundu.
- Nothing significant was found.
- Önemli bir şey bulunmadı.
- I'm so glad Tom was found.
- Tom bulunduğu için çok mutluyum.
- Tom's body was found yesterday.
- Dün Tom'un cesedi bulundu.
- There's not much to be found in northern Wisconsin.
- Kuzey Wisconsin'de bulunabilecek fazla şey yok.
- No drugs were found.
- Hiç uyuşturucu bulunamadı.
- The lost child was found after two days.
- Kayıp çocuk iki gün sonra bulundu.
- The city is found west of London.
- Şehir Londra'nın batısında bulunmaktadır.
- Tom's body hasn't been found.
- Tom'un cesedi bulunamadı.
- No weapons were found.
- Silah bulunamadı.
- Tom was found murdered this morning.
- Tom bu sabah öldürülmüş olarak bulundu.
- Sami's fingerprints were found on a glass.
- Sami'nin parmak izleri bir bardağın üzerinde bulundu.
- A solution had to be found.
- Bir çözüm bulunması gerekiyordu.
- Not everything on the web can be found through Google.
- İnternetteki her şey Google'da bulunmuyor.
- Sami's gun was found in a well.
- Sami'nin tabancası bir kuyunun içinde bulundu.
- Thousands of dead fish have been found floating in the lake.
- Gölde yüzen binlerce ölü balık bulundu.
- Sami's fingerprints were found on a glass.
- Sami'nin parmak izleri bir bardakta bulundu.
- That man's body still hasn't been found.
- O adamın cesedi hala bulunamadı.
- Tom is nowhere to be found.
- Tom hiçbir yerde bulunamıyor.
- Sami's family rejoiced that he had been found alive.
- Sami'nin ailesi onun canlı bulunmasına sevindi.
- No DNA evidence was found.
- DNA kanıtı bulunamadı.
- The organism was found to be capable of photosynthesis.
- Organizmanın fotosentez yapabildiği bulundu.
- There is a rumor that gold has been found in the valley.
- Vadide altın bulunduğuna dair bir söylenti var.
- Justice is found in a courtroom.
- Adalet mahkeme salonunda bulunur.
- A carcass has been found at the urban park.
- Şehir parkında bir leş bulundu.
- Talking about murder before a body is found is quite weird.
- Ceset bulunmadan cinayetten bahsetmek oldukça garip.
- It was found at the bottom of the river.
- O, nehrin dibinde bulundu.
- Tom's body hasn't yet been found.
- Tom'un cesedi henüz bulunmadı.
- Tom hasn't been found yet.
- Tom henüz bulunmadı.
- Your fingerprints were found on the knife.
- Bıçakta parmak izlerin bulundu.
- Zebras and giraffes are found at a zoo.
- Zebralar ve zürafalar hayvanat bahçesinde bulunur.
- Unexploded ordnance is found every year in Europe.
- Avrupa'da her yıl patlamamış mühimmat bulunur.
- A strange marine creature was found recently.
- Geçenlerde garip bir deniz canlısı bulundu.
- The jewel was found in an unlikely place.
- Mücevher beklenmedik bir yerde bulundu.
- Tom hasn't yet been found.
- Tom henüz bulunamadı.
- Water was found in the dead man's lungs.
- Ölen adamın akciğerlerinde su bulunmuştur.
- The police say that Tom's fingerprints were found on the murder weapon.
- Polis Tom'un parmak izlerinin cinayet silahı üzerinde bulunduğunu söyledi.
- The ring was not to be found anywhere.
- Yüzük hiçbir yerde bulunamadı.
- The saltiest water in the world is found in Antarctica in a small lake named Don Juan Pond.
- Dünyada en tuzlu su Antartika'da Don Juan Pond adında küçük bir gölde bulunmaktadır.
- Your fingerprints were found on the gun.
- Parmak izlerin silahta bulundu.
- Sami's DNA was found on the glass.
- Sami'nin DNA'sı bardağın üzerinde bulundu.
- Tom must be found immediately.
- Tom derhal bulunmalı.
- Your watch has been found.
- Saatin bulundu.
- Tom didn't want to be found.
- Tom bulunmak istemiyordu.
- Sami's gun was found in a well.
- Sami'nin silahı bir kuyuda bulundu.
- Zebras and giraffes are found at a zoo.
- Zebralar ve zürafalar bir hayvanat bahçesinde bulunurlar.
- Ancient coins were found inside the mysterious tomb.
- Gizemli mezarın içinde antik paralar bulundu.
- Sami was nowhere to be found.
- Sami hiçbir yerde bulunamadı.
- Nothing unusual was found.
- Sıradışı bir şey bulunmadı.
- Layla was found almost dead in the outback.
- Layla taşrada ölmek üzereyken bulundu.
- He was found lying unconscious on the kitchen floor.
- Mutfakta yerde baygın yatarken bulundu.
- A significant quantity of mercury was found in the mackerel.
- Uskumruda önemli miktarda cıva bulundu.
- Tom was found strangled in his apartment.
- Tom dairesinde boğulmuş olarak bulundu.
- Ten days later, Sami's body was found by a concerned neighbor.
- On gün sonra, Sami'nin cesedi endişeli bir komşu tarafından bulundu.
- The ring couldn't be found anywhere.
- Yüzük hiçbir bir yerde bulunamadı.
- No suicide note was found.
- İntihar notu bulunamadı.
- Gunshot residue was found on Tom's hands.
- Tom'un ellerinde barut izi bulundu.
- Tom's car was found in the woods.
- Tom'un arabası ormanda bulundu.
- Water was found in the dead man's lungs.
- Ölü adamın akciğerlerinde su bulundu.
- The badly decomposed body of a young girl was found on the side of a highway.
- Bir otoyolun kenarında genç bir kızın çürümüş cesedi bulundu.
- Tom hasn't been found yet.
- Tom henüz bulunamadı.
- Tom was found safe in Boston.
- Tom, Boston'da güvende bulundu.
- The kidnappers have not been found.
- Fidyeciler bulunamadı.
- Gas has been found below the sea.
- Gaz denizin altında bulundu.
- Gas has been found below the sea.
- Denizin altında gaz bulundu.
- Tom's body was found along a deserted road.
- Tom'un cesedi ıssız bir yolda bulundu.
- Dan's car was found outside a pub.
- Dan'in arabası bir barın dışında bulundu.
- The saltiest water in the world is found in Antarctica in a small lake named Don Juan Pond.
- Dünyadaki en tuzlu su Antarktika'da Don Juan Göleti adlı küçük bir gölde bulunur.
- Tom's office door was unlocked, but nothing was found missing.
- Tom'un ofis kapısı kilitli değildi ama kayıp bir şey bulunamadı.
- Tom's body was found in the swamp.
- Tom'un cesedi bataklıkta bulundu.
- Tom hasn't been found.
- Tom bulunamadı.
- Dan's body was found in a well with fifty stab wounds.
- Dan'in cesedi bir kuyuda elli bıçak yarasıyla bulundu.
- Has a solution been found.
- Bir çözüm bulundu mu?
- No body was found.
- Ceset bulunamadı.
- Sami was found abandoned in the woods.
- Sami ormanda terk edilmiş olarak bulundu.
- No weapon was found.
- Silah bulunamadı.
- The badly decomposed body of a young girl was found on the side of a highway.
- Genç bir kızın fena halde çürümüş cesedi otoyolun kenarında bulundu.
- Tom needs to be found.
- Tom'un bulunması gerekiyor.
- Sami's body was found in the ashes.
- Sami'nin cesedi küller içinde bulundu.
- No animals are to be found on the island.
- Adada hiç hayvan bulunmuyor.
- We searched for the two boys everywhere, but neither could be found.
- İki erkek çocuğu her yerde aradık ama hiçbiri bulunamadı.
- Tom needs to be found.
- Tom'un bulunması gerek.
- No algorithm that can solve this problem in polynomial time has been found yet.
- Bu problemi polinom zamanda çözebilecek bir algoritma henüz bulunamadı.
- Nothing was found.
- Hiçbir şey bulunamadı.
- Tom was rushed to the hospital after being found unconscious in his home.
- Tom evinde baygın halde bulunduktan sonra apar topar hastaneye kaldırılmıştır.
- Sami's body was found in the ashes.
- Sami'nin cesedi küllerin içinde bulundu.
- I'm so glad Tom was found.
- Tom'un bulunmasına çok sevindim.
- Many typographical errors were found.
- Birçok yazım hatası bulundu.
- The ship was searched thoroughly, but no illegal drugs were found.
- Gemi didik didik arandı ama yasadışı uyuşturucu bulunmadı.
- Tom will be found.
- Tom bulunacak.
- The way of the samurai is found in death.
- Samurayın yolu ölümde bulunur.
- We hope a solution is found.
- Umarız bir çözüm bulunur.
- No body was found.
- Hiçbir ceset bulunmadı.
- That man's body still hasn't been found.
- O adamın cesedi hâlâ bulunamadı.
- Fadil was found criminally insane.
- Fadıl cezai olarak deli bulundu.
- The wreckage of the plane was found in the desert.
- Uçağın enkazı çölde bulundu.
- Two new species of pancake batfishes have been found in the area affected by the BP oil spill.
- BP petrol sızıntısından etkilenen bölgede iki yeni krep yarasa balığı türü bulundu.
Show More (278)
|
