|
- I wish I were mistaken.
- Keşke yanılsam.
- Tom said that he was mistaken.
- Tom yanıldığını söyledi.
- Tom said that Mary was mistaken.
- Tom, Mary'nin yanıldığını söyledi.
- Tom thought Mary was mistaken.
- Tom, Mary'nin yanıldığını düşündü.
- Perhaps she is mistaken.
- Belki de o yanılıyor.
- I was mistaken and I'm glad I was.
- Yanılmışım ve yanıldığıma da memnunum.
- Tom told me he was mistaken.
- Tom bana yanıldığını söyledi.
- Tom has to be mistaken.
- Tom yanılmış olmalı.
- Tom had to have been mistaken.
- Tom yanılmış olmalı.
- I think Tom is mistaken.
- Bence Tom yanılıyor.
- Tom and Mary were mistaken.
- Tom ve Mary yanılıyorlardı.
- It appears to me that you're mistaken.
- Bana öyle geliyor ki yanılıyorsunuz.
- Tom couldn't rule out the possibility that he was mistaken.
- Tom yanılmış olma ihtimalini de göz ardı edemiyordu.
- You were mistaken.
- Yanıldın.
- Boy, was I mistaken.
- Yanılmışım.
- To put it bluntly, he's mistaken.
- Açıkça söylemek gerekirse, yanılıyor.
- You were clearly mistaken.
- Açıkça yanılmışsın.
- I'm sure you're mistaken.
- Yanıldığına eminim.
- I am often mistaken.
- Sık sık yanılırım.
- I was mistaken and I'm glad I was.
- Yanıldım ve yanıldığım için memnun oldum.
- Tom and Mary are mistaken.
- Tom ve Mary yanılıyor.
- You're quite mistaken.
- Oldukça yanılıyorsun.
- Tom has to be mistaken.
- Tom yanılıyor olmalı.
- Tom is seriously mistaken.
- Tom ciddi şekilde yanılıyor.
- Tom was mistaken.
- Tom yanılmıştı.
- You're probably mistaken.
- Muhtemelen yanılıyorsun.
- Tom could've been mistaken.
- Tom yanılmış olabilir.
- I was mistaken in thinking that he was a trustworthy man.
- Onun güvenilir bir adam olduğunu düşünerek yanılmışım.
- I hope Tom isn't mistaken.
- Umarım Tom yanılmıyordur.
- It appears to me you are mistaken.
- Bana göre yanılıyorsunuz.
- I hope that Tom wasn't mistaken.
- Umarım Tom yanılmamıştır.
- I was mistaken.
- Yanıldım.
- I'm afraid you must be mistaken.
- Korkarım yanılmış olmalısınız.
- Tom said Mary was likely to be mistaken.
- Tom Mary'nin muhtemelen yanıldığını söyledi.
- If I'm not mistaken, the problem is we are out of gas.
- Yanılmıyorsam, sorun benzinimizin bitmiş olması.
- Tom and Mary were mistaken.
- Tom ve Mary yanıldılar.
- I know now that Tom was mistaken.
- Artık Tom'un yanıldığını biliyorum.
- I guess I was mistaken.
- Sanırım yanılmışım.
- You are mistaken as to what makes him so nervous.
- Onu bu kadar sinirlendiren şey konusunda yanılıyorsun.
- I wish I were mistaken.
- Keşke yanılmış olsaydım.
- I was mistaken.
- Yanılmıştım.
- I'm sure you're mistaken.
- Yanıldığınıza eminim.
- It appears that he is mistaken.
- Görünüşe göre yanılıyor.
- I am often mistaken.
- Ben sık sık yanılırım.
- Tom is either mistaken or he's a liar.
- Tom ya yanılıyor ya da bir yalancı.
- Tom may be mistaken.
- Tom yanılıyor olabilir.
- I believe Tom is mistaken about that.
- Sanırım Tom bu konuda yanılıyor.
- Tom is mistaken, isn't he?
- Tom yanılıyor, değil mi?
- I think they were mistaken.
- Bence yanıldılar.
- I could've been mistaken.
- Ben yanılmış olabilirim.
- I know that I was mistaken.
- Yanıldığımı biliyorum.
- I hope that Tom wasn't mistaken.
- Tom'un yanılmadığını umuyorum.
- Tom and Mary are mistaken.
- Tom ve Mary yanılıyorlar.
- If you do this, you're mistaken.
- Eğer bunu yaparsan, yanılırsın.
- Tom must be mistaken.
- Tom yanılmış olmalı.
- You were mistaken.
- Yanılmıştınız.
- Tom told Mary that she was mistaken.
- Tom, Mary'ye yanıldığını söyledi.
- I see now that I was mistaken.
- Şimdi anlıyorum ki yanılmışım.
- I was mistaken in thinking that he was a trustworthy man.
- Ben onun güvenilir bir adam olduğunu düşünerek yanıldım.
- Admitting what you say, I still think you are mistaken.
- Söylediklerini kabul etmekle birlikte, hala yanıldığını düşünüyorum.
- He is sadly mistaken.
- Ne yazık ki yanılıyor.
- I must've been mistaken about that.
- Bu konuda yanılmış olmalıyım.
- Tom isn't mistaken.
- Tom yanılmıyor.
- I think you must be mistaken.
- Bence yanılıyor olmalısın.
- Tom was mistaken.
- Tom yanılıyordu.
- Perhaps I am mistaken.
- Belki de yanılıyorum.
- Tom said he was mistaken.
- Tom yanıldığını söyledi.
- Have you ever known me to be mistaken?
- Hiç yanıldığımı gördün mü?
- I could be mistaken.
- Yanılabilirim.
- If I'm not mistaken, I think I've met you somewhere before.
- Yanılmıyorsam, sanırım seninle daha önce bir yerde karşılaşmıştık.
- I must've been mistaken.
- Yanılmış olmalıyım.
- I could be mistaken.
- Yanılıyor olabilirim.
- I'm sorry, but I think you're mistaken.
- Özür dilerim ama sanırım yanılıyorsunuz.
- I thought Tom was mistaken.
- Tom'un yanıldığını düşündüm.
- I'm afraid you're mistaken.
- Korkarım ki yanılıyorsun.
- Maybe Tom was mistaken.
- Belki Tom yanılmıştır.
- They said they were mistaken.
- Yanıldıklarını söylediler.
- To put it bluntly, he's mistaken.
- Açık söylemek gerekirse, o yanılıyor.
- Am I mistaken?
- Yanılıyor muyum?
- You're mistaken.
- Sen yanılıyorsun.
- You are mistaken!
- Yanılıyorsun!
- You are mistaken as to what makes him so nervous.
- Onu bu kadar sinirlendiren şeyin ne olduğu konusunda yanılıyorsun.
- It looks like Tom was mistaken.
- Görünüşe göre Tom yanılmış.
- You must be mistaken.
- Yanılıyor olmalısınız.
- Tom was mistaken, wasn't he?
- Tom yanılmıştı, değil mi?
- You're quite mistaken.
- Çok yanılıyorsunuz.
- Tom was obviously mistaken.
- Tom açıkça yanılmıştı.
- They're mistaken.
- Yanılıyorlar.
- Perhaps you are mistaken.
- Belki de yanılıyorsunuz.
- I did not say that I wasn't mistaken.
- Yanılmadığımı söylemedim.
- Everyone can be mistaken.
- Herkes yanılabilir.
- If I'm not mistaken, that is not possible.
- Yanılmıyorsam, bu mümkün değildir.
- Let's hope you're mistaken.
- Senin yanıldığını umalım.
- I believe you are mistaken.
- Yanıldığınıza inanıyorum.
- It appears that you are all mistaken.
- Görünüşe göre hepiniz yanılıyorsunuz.
- You are mistaken if you think he is wrong.
- Onun hatalı olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
- If I'm not mistaken, that is not possible.
- Yanılmıyorsam, bu mümkün değil.
- Tom thought he must be mistaken.
- Tom yanılmış olabileceğini düşündü.
- Tom's mistaken.
- Tom yanılıyor.
- Tom is likely to be mistaken.
- Tom muhtemelen yanılıyor.
- You are mistaken about that.
- Bu konuda yanılıyorsunuz.
- I may have been mistaken.
- Yanılmış olabilirim.
- Tom admitted that he'd been mistaken.
- Tom yanıldığını itiraf etti.
- Tom had to have been mistaken.
- Tom yanılmış olmak zorundaydı.
- Maybe Tom and I are both mistaken.
- Belki Tom da ben de yanılıyoruz.
- You're mistaken about that.
- Bu konuda yanılıyorsun.
- Tom could be mistaken.
- Tom yanılıyor olabilir.
- Tom thought Mary was moving to Boston, but he was mistaken.
- Tom Mary'nin Boston'a taşınacığını düşündü ama yanılmıştı.
- I'm mistaken.
- Ben yanılıyorum.
- I'm sorry, but I think that you're mistaken.
- Üzgünüm ama bence yanılıyorsunuz.
- Tom could've been mistaken.
- Tom yanılmış olabilirdi.
- I hope Tom isn't mistaken.
- Umarım Tom yanılmaz.
- I'm not mistaken.
- Yanılmıyorum.
- This is where you are mistaken.
- Yanıldığın yer budur.
- I may have been mistaken about that.
- Bu konuda yanılmış olabilirim.
- I think you're mistaken.
- Sanırım yanılıyorsunuz.
- There are a few points where you are mistaken.
- Yanıldığınız birkaç nokta var.
- You were mistaken.
- Yanıldınız.
- If I'm not mistaken, I think I've met you somewhere before.
- Yanılmıyorsam, sanırım seninle daha önce bir yerde tanışmıştık.
- She's never said that, maybe you're mistaken.
- Bunu hiç söylemedi, belki de yanılıyorsunuzdur.
- Tom told Mary that she was mistaken.
- Tom Mary'ye onun yanıldığını söyledi.
- It's quite possible that I'm mistaken.
- Yanılıyor olabilirim.
- Tom said Mary was mistaken.
- Tom, Mary'nin yanıldığını söyledi.
- I'm afraid you must be mistaken.
- Maalesef yanılıyor olmalısın.
- This is where you are mistaken.
- Yanıldığınız yer burası.
- Let's hope you're mistaken.
- Umarım yanılıyorsundur.
- I'm afraid you're mistaken.
- Korkarım yanılıyorsunuz.
- You are mistaken if you think he is wrong.
- Onun hatalı olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun.
- We were mistaken.
- Yanılmışız.
- That's where you're mistaken.
- Yanıldığınız yer orası.
- Tom is mistaken.
- Tom yanılıyor.
- Tom must be mistaken.
- Tom yanılıyor olmalı.
- He was mistaken, this road does not lead to the castle.
- Yanılmış, bu yol şatoya çıkmıyor.
- I believe you're mistaken.
- Sanırım yanılıyorsun.
- Tom was mistaken, wasn't he?
- Tom yanılıyordu, değil mi?
- Tom was obviously mistaken.
- Tom açıkça yanılıyordu.
- You're sadly mistaken.
- Ne yazık ki yanılıyorsun.
- Tom thought Mary was moving to Boston, but he was mistaken.
- Tom, Mary'nin Boston'a taşınacağını sanıyordu ama yanılmıştı.
- Excuse me, but you're mistaken.
- Affedersiniz, ama yanılıyorsunuz.
- Have you ever known me to be mistaken?
- Sen hiç benim yanıldığımı gördün mü?
- It appears to me you're mistaken.
- Bana öyle geliyor ki yanılıyorsunuz.
- Tom was mistaken, of course.
- Tom yanılıyordu, tabii ki.
- Neither you nor I are mistaken.
- Ne sen ne de ben yanılıyoruz.
- I was mistaken about that.
- Bu konuda yanılmışım.
- I could've been mistaken.
- Yanılmış olabilirim.
Show More (142)
|