|
- Tom said Mary was optimistic.
- Tom, Mary'nin iyimser olduğunu söyledi.
- Tom said Mary is optimistic.
- Tom Mary'nin iyimser olduğunu söyledi.
- I think Tom is optimistic.
- Tom'un iyimser olduğunu düşünüyorum.
- Tom said Mary is optimistic.
- Tom, Mary'nin iyimser olduğunu söyledi.
- I have to be optimistic.
- İyimser olmak zorundayım.
- We have a very good team, so we have every reason to be optimistic.
- Çok iyi bir ekibimiz var bu yüzden iyimser olmak için her türlü nedenimiz var.
- Tom knew that I was optimistic.
- Tom iyimser olduğumu biliyordu.
- Tom said that he was optimistic.
- Tom iyimser olduğunu söyledi.
- Try to be optimistic.
- İyimser olmaya çalışın.
- Tom said that Mary was optimistic.
- Tom Mary'nin iyimser olduğunu söyledi.
- Tom told me that he was optimistic.
- Tom bana iyimser olduğunu söyledi.
- Let's be optimistic.
- İyimser olalım.
- I tried to be optimistic.
- İyimser olmaya çalıştım.
- I try to be optimistic.
- İyimser olmaya çalışıyorum.
- They said they were optimistic.
- İyimser olduklarını söylediler.
- Tom never was optimistic.
- Tom hiç iyimser olmadı.
- You have to be optimistic.
- Sen iyimser olmak zorundasın.
- We have a very good team, so we have every reason to be optimistic.
- Çok iyi bir takımımız var, bu yüzden iyimser olmak için her türlü nedenimiz var.
- Tom said Mary was trying to be optimistic.
- Tom, Mary'nin iyimser olmaya çalıştığını söyledi.
- Tom said that Mary was optimistic.
- Tom, Mary'nin iyimser olduğunu söyledi.
- Tom told me that he thought Mary was optimistic.
- Tom bana Mary'nin iyimser olduğunu düşündüğünü söyledi.
- I never was optimistic.
- Hiçbir zaman iyimser olmadım.
- Tom said Mary was optimistic.
- Tom Mary'nin iyimser olduğunu söyledi.
- You have to be optimistic.
- İyimser olmalısın.
- Tom and Mary said they were optimistic.
- Tom ve Mary iyimser olduklarını söylediler.
- I continue to be optimistic.
- İyimser olmaya devam ediyorum.
Show More (23)
|