Tureng - be over - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	be over	bitmek	v.
	It must also be crystal clear to all parties concerned that it will really be over after 2006. Ayrıca ilgili tüm taraflar için 2006'dan sonra bu işin gerçekten biteceği çok açık olmalıdır. Will the EU continue to limit itself to expressing its deep concern over what is going on? AB, olup bitenlerden duyduğu derin endişeyi ifade etmekle yetinmeye devam edecek mi? We should also be stating what is to happen once the war is over. Savaş bittikten sonra ne olacağını da belirtmeliyiz. In the North people think it is all over where AIDS is concerned. Kuzeyde insanlar AIDS konusunda her şeyin bittiğini düşünüyor. The practice of preparing lists of writers which should not be published reminds one of times we all believed were over. Yayınlanmaması gereken yazarlar listesi hazırlama uygulaması, hepimizin bittiğine inandığı zamanları hatırlatıyor. The war is not over; we cannot pretend it is and talk just of the future and reconstruction. Savaş bitmedi; bitmiş gibi davranıp sadece gelecekten ve yeniden yapılanmadan bahsedemeyiz. As soon as this round of enlargement is over, we must reconsider our policies to other countries in Europe. Bu genişleme turu biter bitmez, Avrupa'daki diğer ülkelere yönelik politikalarımızı yeniden gözden geçirmeliyiz. Well, I'll be off then, since it's all over between us. Tamam, ben gidiyorum o zaman, madem aramızdaki her şey bitti. Pumpkin season's over, and I stay way the hell away from birch beer. Balkabağı mevsimi bitti ve ben huş ağacı birasından kesinlikle uzak duruyorum. When the song was over, we sat. Parça bittiğinde oturduk. Well, I'll be off then, since it's all over between us. O zaman ben gidiyorum, çünkü aramızda her şey bitti. Pumpkin season's over, and I stay way the hell away from birch beer. Balkabağı sezonu bitti ve ben huş birasından tamamen uzak duruyorum. And I'm going to go live with him there, after the season's over. Ayrıca sezon bittikten sonra da onunla birlikte yaşayacağım. And I'm going to go live with him there, after the season's over. Ve sezon bittikten sonra onunla orada yaşayacağım. Once again, the battle for freedom is not over - it may just have begun. Bir kez daha belirteyim, kurtuluş savaşı henüz bitmedi, belki de yeni başlıyor. Sunset is typically a sign that another working day is over. Gün batımı genellikle başka bir iş gününün bittiğinin işaretidir. Sunset is typically a sign that another working day is over. Gün batımı genellikle bir iş gününün daha bittiğinin işaretidir. When the war was over, the army returned home. Savaş bittiğinde, askerler de evine döndü. Once again, the battle for freedom is not over - it may just have begun. Bir kez daha belirtmek gerekirse, kurtuluş için verilen savaş bitmedi; belki de yeni başladı. When the song was over, we sat. Şarkı bittiğinde oturduk. Once again, the battle for freedom is not over - it may just have begun. Bir kez daha söylüyorum, kurtuluş mücadelesi henüz bitmedi; daha yeni başlamış olabilir. When the song was over, we sat. Şarkı bitince oturduk. Well, I'll be off then, since it's all over between us. Aramızdaki her şey bittiğine göre, ben gideyim o zaman. When the war was over, the army returned home. Savaş bitince ordudakiler de ülkesine döndü. The evening isn't over. Akşam bitmedi. Our troubles aren't over. Dertlerimiz bitmedi. I'll be glad when this is over. Bu iş bittiğinde memnun olacağım. I'm happy the game is over. Oyun bittiği için mutluyum. My shift's over in a couple of hours. Vardiyam birkaç saat içinde bitiyor. Tom will be over. Tom bitecek. My lunch break's almost over. Öğle yemeği molam neredeyse bitti. The meeting is almost over. Toplantı nerdeyse bitmek üzere. Anyhow, I'm relieved the test is over. Her neyse, sınav bittiği için rahatladım. I'm glad this is all over. Her şeyin bittiğine sevindim. I thought the nightmare was over. Kabusun bittiğini sanıyordum. Tatoeba Day is now over. Tatoeba Günü artık bitti. The war with France was over. Fransa ile savaş bitmişti. Our problems aren't over. Sorunlarımız bitmedi. It'll be over soon. O yakında bitecek. The sooner it's over, the better. Ne kadar çabuk biterse o kadar iyi. Tom knows it's over. Tom onun bittiğini biliyor. The exams are finally over. Sınavlar nihayet bitti. Is it over? Bitti mi? I was happy when it was over. O bittiği zaman mutluydum. Can you believe that October is almost over? Ekim ayının bitmek üzere olduğuna inanabiliyor musun? The day isn't over yet. Gün henüz bitmedi. Tom told Mary that it was over. Tom Mary'ye onun bittiğini söyledi. The audience clapped when the concert was over. Konser bittiğinde seyirciler alkışladı. School is finally over. Sonunda okul bitti. That's over now. O artık bitti. School is over now. Okul şimdi bitti. Tom knew that it was over. Tom her şeyin bittiğini biliyordu. This might be over soon. Bu yakında bitebilir. The day is almost over. Gün neredeyse bitmek üzere. He told me it was over. Bana bittiğini söyledi. The revolution is over. Devrim bitti. Tom knew that it was over. Tom onun bittiğini biliyordu. My shift's over soon. Vardiyam yakında bitiyor. It ain't over yet. Henüz bitmedi. This isn't over. Bitmedi. The drought is over. Kuraklık bitti. Now the story is over. Şimdi hikaye bitti. I'll let you know when it's over. Bittiğinde sana haber veririm. My financial worries are over. Mali sorunlarım bitti. Let me know when it's over. Bittiğinde bana haber ver. His troubles are not over. Onun sorunları bitmedi. October is over. Ekim bitti. My shift is over. Vardiyam bitti. I'm glad the whole process is over. Bütün sürecin bittiğine seviniyorum. It may not be over. Bitmemiş olabilir. The game is not over. Oyun bitmedi. The meeting was almost over. Toplantı neredeyse bitmek üzereydi. Tom's trial isn't over yet. Tom'un duruşması henüz bitmedi. The auction is over. Açık artırma bitti. Tom's trial isn't over yet. Tom'un davası henüz bitmedi. After the Christmas party was over, we all went out caroling. Noel partisi bittikten sonra hepimiz Noel şarkısı söylemeye gittik. His troublemaking days are over. Sıkıntı yarattığı dönem bitti. Sami's trial isn't over. Sami'nin davası bitmedi. It was all over in a matter of seconds. Her şey birkaç saniye içinde bitti. The nightmare is finally over. Kabus sonunda bitti. It's all over for us. Bizim için her şey bitti. The danger is over. Tehlike bitti. He longed for the winter to be over. O kışın bitmesini epeydir özledi. You said it was over. Onun bittiğini söyledin. Don't think this is over. Bunun bittiğini sanmayın. The game was over. Oyun bitmişti. As soon as the lesson was over, they rushed out of the room. Ders biter bitmez, sınıftan fırlayarak çıktılar. It may not be over. Bitmeyebilir. The interrogation is over. Sorgulama bitti. The wait is finally over. Bekleyiş sonunda bitti. Playtime is over, Dan. Teneffüs bitti, Dan. Our vacation is almost over. Tatilimiz neredeyse bitti. Your time is over now. Artık zamanın bitti. He rose to his feet before the meal was over. O, yemek bitmeden önce ayağa kalktı. The hunt is over. Av bitti. Tell me this is over. Bana bunun bittiğini söyle. Our troubles aren't over. Sorunlarımız bitmedi. The meeting is almost over. Toplantı bitmek üzere. Tom's troubles aren't over yet. Tom'un sıkıntıları henüz bitmedi. I don't think it is over. Bunun bittiğini sanmıyorum. Tom left before the concert was over. Tom konser bitmeden önce ayrıldı. The wait is almost over. Bekleyiş neredeyse bitti. He longed for the winter to be over. Kışın bitmesini özlemle bekliyordu. Tom is very glad that school is over. Tom okul bittiği için çok mutlu. This class will be over in ten minutes. Bu dersin bitmesine 10 dakika kaldı. We were greatly relieved to find that the worst dangers were over. Biz en kötü tehlikelerin bittiğini anladığımızda çok rahatladık. Our marriage is over. Evliliğimiz bitti. Summer isn't over yet! Yaz henüz bitmedi! Once more, the night is over and a new morning begins. Bir defa daha, gece bitti ve yeni bir sabah başlıyor. It will be over in a moment. Birazdan bitecek. I think we agree, the past is over. Sanırım hemfikiriz, geçmiş bitti. The season isn't over with. Mevsim bitmedi. The experiment is over. Deney bitti. Now the story is over. Artık hikaye bitti. Tom is glad the school year is finally over. Tom okul yılının nihayet bittiğine seviniyor. I'll let you know when it's over. Bittiğinde size bildireceğim. Another season is over. Bir sezon daha bitti. It seems that the rainy season is finally over. Görünüşe göre yağmur mevsimi sonunda bitti. It'll never be over. Asla bitmeyecek. Is it all over? Her şey bitti mi? I'm just glad it's all over. Her şey bittiği için mutluyum. Rest time's over! Dinlenme zamanı bitti! I'm glad the whole process is over. Tüm bu sürecin bittiğine sevindim. It seems that the rainy season is finally over. Görünüşe göre yağışlı mevsim sonunda bitti. The week is over. Hafta bitti. Tom had to leave the movie theater before the movie was over. Tom film bitmeden sinemadan ayrılmak zorunda kaldı. I think the movie is almost over. Sanırım film neredeyse bitti. The wait is almost over. Bekleme neredeyse bitti. I'm happy that it's over. Bittiği için mutluyum. The week is finally over. Hafta sonunda bitti. I'll be glad when this is over. Bu bittiğinde memnun olacağım. The sooner it's over, the better. Ne kadar erken biterse o kadar iyi. In 48 hours, everything will be over! 48 saat içinde her şey bitecek! It still isn't over. Hâlâ bitmedi. The game isn't over yet. Oyun henüz bitmedi. Tom's legal troubles aren't over yet. Tom'un yasal sorunları henüz bitmedi. The meeting isn't over. Toplantı henüz bitmedi. Our lunch break's over. Öğle yemeği aramız bitti. Tom told Mary that their relationship was over. Tom Mary'ye ilşkilerinin bittiğini söyledi. Tom went home as soon as the concert was over. Tom konser biter bitmez eve gitti. I think the movie is almost over. Sanırım film bitmek üzere. When the vacation is over, I will catch up with a lot of work. Tatil bittiğinde bir sürü işe yetişeceğim. The nightmare is finally over. Kâbus nihayet bitti. It is finally all over. Sonunda her şey bitti. Fadil's senseless cruelty wasn't over. Fadıl'ın anlamsız zulmü bitmedi. I'm glad it's over. Bittiğine sevindim. At last, the end-of-term exams are over. Nihayet, dönem sonu sınavları bitti. I want to know when the meeting will be over. Toplantının ne zaman biteceğini bilmek istiyorum. Tom left the cemetery before Mary's funeral was over. Tom, Mary'nin cenazesi bitmeden mezarlıktan ayrıldı. We pray to God when there is a crisis - then forget God when it is over. Bir kriz olduğunda Tanrı'ya dua ediyoruz, sonra kriz bittiğinde Tanrı'yı unutuyoruz. I really don't think it's over. Gerçekten bittiğini sanmıyorum. The meetings are over. Toplantılar bitti. The school year is almost over. Okul yılı neredeyse bitti. When's it over? Ne zaman biter? The party will be over soon. Parti yakında bitecek. My shift is over. Benim vardiyam bitti. Daylight savings is over today. Yaz saati bugün bitti. I need your answer before the day's over. Gün bitmeden cevabına ihtiyacım var. My lunch break's almost over. Öğle yemeği molam bitmek üzere. We'll go out when this shower is over. Bu yağış bittiğinde dışarı çıkarız. I felt exhausted when the game was over. Oyun bittiğinde kendimi bitkin hissettim. The party is over. Parti bitti. The evening's not over yet. Gece henüz bitmedi. I thought the festival was over. Festivalin bittiğini sanıyordum. What time is your last class over? Son dersin ne zaman bitiyor? We knew it was all over. Her şeyin bittiğini biliyorduk. Their ordeal is over. Onların çilesi bitti. We clean our classroom after the class is over. Dersler bittikten sonra sınıfımızı temizleriz. The summer vacation is over. Yaz tatili bitti. We felt happy when the examination was over. Sınav bittiğinde kendimizi mutlu hissediyorduk. Layla's ordeal isn't over. Leyla'nın çilesi bitmedi. Is basketball season over yet? Basketbol sezonu daha bitmedi mi? The wait is over. Bekleme bitti. Are you saying it's over? Bittiğini mi söylüyorsun? People are saying that the crisis is over. İnsanlar krizin bittiğini söylüyorlar. Please don't say your birthday is over. Lütfen doğum gününün bittiğini söyleme. It's all over between us. Aramızdaki her şey bitti. That's all over. Her şey bitti. The time for talking is over. Konuşma zamanı bitti. It's all over now. Artık her şey bitti. School is over. Okul bitti. School begins at nine and is over at six. Okul dokuzda başlar ve altıda biter. What are you planning to do after this is over? Bu bittikten sonra ne yapmayı planlıyorsun? I think our relationship is over. Sanırım ilişkimiz bitti. School being over, we went home. Okul bittiği için eve gittik. After class is over, our teacher usually sticks around to answer any questions we may have. Ders bittikten sonra öğretmenimiz genellikle sorularımızı yanıtlamak için etrafta dolaşır. I can hardly believe it's over. Bittiğine inanmakta zorlanıyorum. The investigation is over. Soruşturma bitti. This will all be over soon. Yakında bunların hepsi bitecek. Yet, his troubles are not over. Yine de sıkıntıları bitmedi. Is basketball season over yet? Basketbol sezonu bitti mi? Thank God the storm is over. Tanrıya şükür fırtına bitti. All my problems are over. Tüm sorunlarım bitti. Thank goodness that's over. Tanrıya şükür bitti. The bloody European conflict was over. Kanlı Avrupa çatışması bitti. Sami's affair is over. Sami'nin ilişkisi bitti. Tom's problems aren't over. Tom'un sorunları bitmedi. The worst is probably over. En kötüsü muhtemelen bitti. This summer's day will be over all too soon! Bu yaz günü çok yakında bitecek! The party was almost over. Parti, neredeyse bitmek üzereydi. When is school over? Okul ne zaman bitiyor? Tom told Mary that it was over. Tom Mary'e bittiğini söyledi. This should be over very soon. Bu çok yakında bitecek. I just want all this to be over, you know. Ben sadece tüm bunun bitmesini istiyorum, biliyorsun. Is the party over? Parti bitti mi? School being over, we went home. Okul bitince eve gittik. Layla's nightmare was over. Leyla'nın kabusu bitti. After the work day was over, Tom went home to his wife. İş günü bittikten sonra, Tom eve karısına gitti. It ain't over till it's over. Henüz her şey bitmedi. The game's almost over. Maç neredeyse bitti. He came here before school was over. Okul bitmeden önce o buraya geldi. The day is not over yet. Gün henüz bitmedi. I guess this is over. Sanırım bitti. Tom figured it was over. Tom bittiğini anladı. Tom's troubles aren't over. Tom'un sorunları bitmedi. The match was over. Maç bitti. The break is over. Mola bitti. Tom left before the meeting was over. Tom toplantı bitmeden ayrıldı. This isn't over yet. Bu henüz bitmedi. Can you believe that October is almost over? Ekim'in neredeyse bittiğine inanabiliyor musun? People are saying that the crisis is over. İnsanlar krizin bittiğini söylüyor. I just want this to be over. Sadece bunun bitmesini istiyorum. He lingered in the classroom after school was over. Okul bittikten sonra sınıfta oyalandı. The honeymoon is over. Balayı bitti. It isn't over. Bitmedi. He lingered in the classroom after school was over. O, okul bittikten sonra sınıfta oyalandı. Another season is over. Bir mevsim daha bitti. It ain't over yet. Bu henüz bitmedi. The hardest part is over now. En zor kısmı şimdi bitti. I felt like my life was over. Hayatım bitmiş gibi hissettim. This isn't over. Bu bitmedi. Dinner is almost over. Akşam yemeği bitmek üzere. The worst is already over. En kötüsü çoktan bitti. The emergency's not over yet. Acil durum henüz bitmedi. The dream is over. Rüya bitti. The audience clapped when the concert was over. Konser bittiğinde seyirci alkışladı. There is no telling when the rainy season will be over. Yağmurlu sezonun ne zaman biteceğini tahmin etmek mümkün değil. I thought this was over. Bunun bittiğini sanmıştım. America's war with Spain was over. Amerika'nın İspanya ile savaşı bitmişti. Thank God that day's over. Tanrı'ya şükür o gün bitti. I did that as soon as school was over. Okul biter bitmez bunu yaptım. The war isn't over yet. Savaş henüz bitmedi. There is no telling when the rainy season will be over. Yağmur mevsiminin ne zaman biteceği belli değil. It'll be over in a moment. Birazdan bitecek. I'm glad this is all over. Bunun hepsinin bittiğine memnun oldum. When will the rainy season be over? Yağmur mevsimi ne zaman bitecek? I hope our troubles are over. Umarım dertlerimiz biter. It still isn't over. O hâlâ bitmedi. This summer's day will be over all too soon! Bu yaz günü çok çabuk bitecek! This meeting isn't over. Bu toplantı bitmedi. I need your answer before the day's over. Gün bitmeden önce cevabını istiyorum. I just wanted it to be over. Sadece onun bitmesini istiyordum. This discussion is over. Bu tartışma bitmiştir. It'll be over in a minute. Bir dakika içinde bitecek. Layla's ordeal isn't over. Layla'nın çilesi bitmedi. The danger is apparently over. Görünüşe göre tehlike bitti. Still, the war was not over. Yine de, savaş bitmedi. I want it to be over. Bunun bitmesini istiyorum. I felt exhausted when the game was over. Oyun bittiğinde kendimi çok bitkin hissettim. I thought the nightmare was over. Kabusun bittiğini sanmıştım. I'm going back to Boston as soon as this meeting is over. Bu toplantı biter bitmez Boston'a döneceğim. It'll all be over soon. Yakında her şey bitecek. Playtime is over, Dan. Oyun zamanı bitti, Dan. The holidays aren't over yet. Tatil henüz bitmedi. The party was over at nine. Parti dokuzda bitti. The honeymoon was over. Balayı bitmişti. You may have good reason to think that your youth is over. Gençliğinin bittiğini düşünmek için iyi bir nedenin olabilir. The race is over. Yarış bitti. Tom is glad it's all over. Tom her şeyin bittiğine memnun. The play is over. Oyun bitti. The rainy season will be over in another two weeks or so. Yağışlı mevsim iki hafta sonra falan biter. Once more, the night is over and a new morning begins. Bir kez daha, gece bitti ve yeni bir sabah başladı. It's almost over. Neredeyse bitti. The meeting is over. Toplantı bitti. Tom's shift is over. Tom'un vardiyası bitti. I told you it wasn't over. Sana bitmediğini söylemiştim. School is finally over. Okul nihayet bitti. The meeting isn't over. Toplantı bitmedi. The game's almost over. Oyun neredeyse bitti. Tom left before the meeting was over. Tom toplantı bitmeden gitti. The battle was virtually over. Savaş neredeyse bitti. I don't think it is over. Bittiğini sanmıyorum. When's it over? Ne zaman bitiyor? That's over. O bitti. Winter is over and spring has come. Kış bitti ve bahar geldi. My shift's over. Vardiyam bitti. I felt like singing loudly when the exam was over. Sınav bittiğinde içimden avaz avaz şarkı söylemek geldi. Tom thought that the worst was over. Tom en kötüsünün bittiğini düşünüyordu. It's a nice victory, but it's not over yet. Güzel bir zafer ama henüz bitmedi. What time will your last class be over? Son dersin ne zaman bitecek? The day is almost over. Gün hemen hemen bitti. Hunting season is over. Av sezonu bitti. The evening's not over yet. Akşam henüz bitmedi. I guess this is over. Sanırım bu bitti. When is school over? Okul ne zaman biter? Nothing is over yet. Henüz hiçbir şey bitmedi. The Battle of North Africa was over. Kuzey Afrika Savaşı bitti. I am very glad school is over. Okulun bittiğine çok memnunum. I wanted to get it over with. Bir an önce bitsin istedim. Rest time's over! Teneffüs bitti. It's not yet over. O henüz bitmedi. October is over. Ekim ayı bitti. We clean our classroom after the class is over. Ders bittikten sonra sınıfımızı temizliyoruz. Is it entirely over? O tamamen bitti mi? It seems that the rainy season is over at last. Yağış mevsimi nihayet bitti gibi görünüyor. She said everything will be over between us. Aramızdaki her şeyin biteceğini söyledi. This thing isn't over yet. Bu şey henüz bitmedi. Tom's worries are over. Tom'un endişeleri bitti. The war is essentially over. Savaş aslında bitti. I'll be happy when this is over. Bu bittiği zaman mutlu olacağım. The show is over. Gösteri bitti. I'm happy the game is over. Ben oyunun bittiğine mutluyum. Visiting hours are almost over. Ziyaret saati bitmek üzere. It hurts to know that everything between us is over. Aramızdaki her şeyin bittiğini bilmek acı veriyor. It isn't over yet. Henüz bitmedi. Our ordeal isn't over. Çilemiz bitmedi. Tom said it's not over. Tom bitmediğini söyledi. The recession is over. Durgunluk bitti. Tom left before the concert was over. Tom konser bitmeden ayrıldı. My life is over! Benim hayatım bitti! The rain being over, they went on with the game. Yağmur bitince oyuna devam ettiler. I just want all this to be over, you know. Bütün bunların bitmesini istiyorum. He told me it was over. Bana her şeyin bittiğini söyledi. My life is over! Hayatım bitti! Here it's August and our summer vacation is nearly over. İşte Ağustos ayı geldi ve yaz tatilimiz bitmek üzere. Break time's over. Mola zamanı bitti. Dinner is almost over. Akşam yemeği neredeyse bitti. Tom's troubles are far from over. Tom'un sorunları bitmekten çok uzak. This will all be over soon. Bunun hepsi yakında bitecek. My dancing career isn't over. Dans kariyerim bitmedi. As soon as the lesson was over, they rushed out of the room. Ders biter bitmez, koşarak odadan çıktılar. When is this crisis going to be over? Bu kriz ne zaman bitecek? The Second World War is still not over. İkinci Dünya Savaşı hala bitmedi. It's still not over. Hâlâ bitmedi. I just want to get it over with. Bir an önce bitsin istiyorum. And the war between France and Britain was over. Fransa ve İngiltere arasındaki savaş bitmişti. It will all be over soon. Yakında her şey bitecek. The hardest part is already over. En zor kısmı çoktan bitti. Tom told Mary that their relationship was over. Tom, Mary'ye ilişkilerinin bittiğini söyledi. Summer is almost over. Yaz neredeyse bitti. It will be over soon. Yakında bitecek. Tom is glad it's over. Tom bunun bittiğine memnun. The search is over. Araştırma bitti. How soon the summer holiday is over. Yaz tatili ne kadar çabuk bitti. I played tennis after school was over. Okul bittikten sonra tenis oynadım. Your problems are over. Sorunların bitti. The Second World War isn't over yet. İkinci Dünya Savaşı henüz bitmedi. But their troubles weren't over yet. Ama onların sıkıntıları henüz bitmedi. I felt like singing loudly when the exam was over. Sınav bittiğinde yüksek sesle şarkı söylemek istedim. I thought this was over. Bunun bittiğini düşündüm. The holidays aren't over yet. Tatiller henüz bitmedi. Lincoln was glad the celebrations were over. Lincoln kutlamaların bittiğine sevinmişti. It's going to be over in a minute. Bir dakika içinde bitecek. Tom left before the meeting was over. Tom toplantı bitmeden önce gitti. It's not yet over. Henüz bitmedi. It will be over soon. Bu yakında bitecek. It's not over. Bitmedi. Sami's freedom is over. Sami'nin özgürlüğü bitti. Is it entirely over? Tamamen bitti mi? Halloween is over! Cadılar Bayramı bitti! Is it really all over? Gerçekten her şey bitti mi? He came here before school was over. Okul bitmeden buraya geldi. Vacation's already over. Tatil çoktan bitti. Don't think this is over. Bunun bittiğini düşünme. This interview is over. Bu görüşme bitti. I was happy when it was over. Bittiğinde mutluydum. The surgery, performed at our clinic, is over in half an hour. Kliniğimizde yapılan ameliyat yarım saat içinde bitecek. Tom is glad it's over. Tom bittiğine memnun. I want it to be over. Bitmesini istedim. I'm glad it's over. Bittiğine memnun oldum. The honeymoon was over. Balayı bitti. The week is finally over. Hafta nihayet bitti. The school year is over. Okul yılı bitti. This class will be over in ten minutes. Bu ders on dakika içinde bitecek. Eighteen minutes later, the battle was over. On sekiz dakika sonra savaş bitmişti. It's all over for you. Senin için her şey bitti. And the war between France and Britain was over. Fransa ile İngiltere arasındaki savaş bitti. Summer isn't over yet! Yaz daha bitmedi! My shift's over soon. Nöbetim birazdan bitecek. Classes are over. Dersler bitti. The vacation is over now. Şimdi tatil bitti. Tom is glad the school year is finally over. Tom sonunda okul yılının bittiğine memnun. The age of nuclear power is not yet over. Nükleer enerji çağı henüz bitmedi. The semester exams are finally over. Sömestr sınavları nihayet bitti. We'll go home as soon as this is over. Bu biter bitmez eve gideceğiz. It'll be over in a moment. Bu çabucak bitecek. We'll go home as soon as this is over. Bu iş biter bitmez eve gideceğiz. Tell me this is over. Bana bittiğini söyle. Tom knows it's over. Tom her şeyin bittiğini biliyor. The honeymoon's not over yet. Balayı henüz bitmedi. It's finally over. Sonunda bitti. Her dream is over. Onun rüyası bitti. My life is almost over. Hayatım neredeyse bitti. He rose to his feet before the meal was over. Yemek bitmeden ayağa kalktı. This discussion is over. Bu görüşme bitti. This interview is over. Bu görüşme bitmiştir. Tom said that the emergency was over. Tom acil durumun bittiğini söyledi. Your time is over. Vaktin bitti. It's not over yet. Henüz bitmedi. You said it was over. Bittiğini söylemiştin. I didn't know it was over. Bittiğini bilmiyordum. Someone let me know when this nightmare is over. Bu kabus bittiğinde biri bana haber versin. The performance was almost over. Performans neredeyse bitmek üzereydi. I can't believe this is really over. Gerçekten bittiğine inanamıyorum. I'll be glad when it's over. O bittiğinde mutlu olacağım. It's all over for you. Sizin için her şey bitti. You must be hungry after school is over. Okul bittikten sonra aç olmalısın. It's going to all be over soon. Yakında her şey bitecek. Everyone rushed over to the other side of the ship to see what was happening. Herkes ne olup bittiğini görmek için aceleyle geminin diğer tarafına gitti. I know the game is over. Oyun bittiğini biliyorum. Your story isn't over yet. Hikâyen henüz bitmedi. His troubles are not over. Sorunları bitmedi. This isn't over yet. Bu iş henüz bitmedi. Tom left the cemetery before Mary's funeral was over. Tom Mary'nin cenaze töreni bitmeden mezarlıktan ayrıldı. I know the game is over. Oyunun bittiğini biliyorum. The mass is over. Ayin bitti. The meeting is obviously over. Toplantı açıkça bitti. The war is essentially over. Aslında savaş bitti. I'm happy that it's over. Onun bittiğine sevindim. It's not over yet. O henüz bitmedi. The debt crisis is not over. Borç krizi bitmedi. Our lunch break's over. Öğle yemeği molamız bitti. My shift's over in a couple of hours. Birkaç saat içinde vardiyam bitti. Someone let me know when this nightmare is over. Bu kâbus bittiğinde birisi bana bildirsin. Tom told me it was over. Tom bana bunun bittiğini söyledi. The play's over. Oyun bitti. It's going to be over soon. Yakında bitecek. Your problems are over. Sorunlarınız bitti. It was over too quickly. Çok çabuk bitmişti. I know it's over. Bunun bittiğini biliyorum. That's over. Bitti. Tom told me it was over. Tom bana her şeyin bittiğini söyledi. Layla's ordeal isn't over. Leyla'nın sıkıntısı bitmedi. Tom said it's not over. Tom daha bitmedi dedi. We felt happy when the examination was over. Sınav bittiğinde mutlu hissettik. Everything is over. Her şey bitti. The concert's over. Konser bitti. My shift's almost over. Vardiyam neredeyse bitti. Your story isn't over yet. Hikayen henüz bitmedi. It's not over. O bitmedi. It'll be over soon. Yakında bitecek. The show's almost over. Gösteri neredeyse bitti. I guess it's all over. Sanırım her şey bitti. Are you sure it's all over? Her şeyin bittiğine emin misin? Spring is over and summer has come. Bahar bitti ve yaz geldi. After the work day was over, Tom went home to his wife. İş günü bittikten sonra Tom eve, karısının yanına gitti. At last, the end-of-term exams are over. Sonunda, dönem sonu sınavları bitti. Are you saying it's over? Sen onun bittiğini mi söylüyorsun? The vacation is over now. Tatil bitti artık. Tom's ordeal isn't over. Tom'un çilesi bitmedi. Tom had to leave the movie theater before the movie was over. Tom film bitmeden önce sinemadan ayrılmak zorunda kaldı. Tom's career is over. Tom'un kariyeri bitti. The exams are finally over. Sınavlar sonunda bitti. The worst is over. En kötüsü bitti. It seems that the rainy season is over at last. Görünüşe göre, yağmur mevsimi sonunda bitti. Tom's career was over. Tom'un kariyeri bitmişti. The school year is almost over. Öğretim yılı bitmek üzere. I just wanted it to be over. Sadece bitmesini istedim. It's not over till the fat lady sings. Henüz her şey bitmedi. I hope that our troubles are over. Umarım dertlerimiz biter. I'm going back to Boston as soon as this meeting is over. Bu toplantı biter bitmez Boston'a geri gidiyorum. That's over now. Artık bitti. Spring is over and summer has come. İlkbahar bitti ve yaz geldi. I can't believe this is really over. Bunun gerçekten bittiğine inanamıyorum. Finally, it was over. Sonunda bitmişti. The semester exams are finally over. Dönem sınavları nihayet bitti. Yet, his troubles are not over. Oysa, onun sıkıntıları bitmedi. I'll be glad when it's over. Bittiğinde memnun olacağım. My shift's over. Benim vardiyam bitti. When will the rainy season be over? Yağışlı sezon ne zaman bitecek? Visiting hours are almost over. Ziyaret saatleri neredeyse bitti. This might be over soon. Bu kısa süre içinde bitebilir. What are you planning to do after this is over? Bu iş bittikten sonra ne yapmayı planlıyorsunuz? I think the worst is over now. Sanırım en kötüsü şimdi bitti. The party was almost over. Parti, neredeyse bitti. Tom's ordeal isn't over. Tom'un çilesi daha bitmedi. Tom's troubles aren't over yet. Tom'un sorunları henüz bitmedi. My life is over. Hayatım bitti. Tom's shift isn't over yet. Tom'un vardiyası henüz bitmedi. The concert is over. Konser bitti. You must be hungry after school is over. Okul bittikten sonra acıkmış olmalısınız. I want this to be over. Bunun bitmesini istiyorum. The wait is finally over. Bekleyiş nihayet bitti. Our work is almost over. İşimiz neredeyse bitti. Tom's time behind bars is over. Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti. I thought the show was over. Gösterinin bittiğini düşündüm. Those days are over. O günler bitti. The hardest part is already over. En zor kısmı zaten bitti . Tom left before the meeting was over. Tom toplantı bitmeden önce ayrıldı. Can you believe that October is almost over? Ekim ayının neredeyse bittiğine inanabiliyor musun? Our work is almost over. İşimiz bitmek üzere. I'll be happy when this is over. Bu iş bittiğinde mutlu olacağım. I thought the show was over. Gösterinin bittiğini sanıyordum. After the Christmas party was over, we all went out caroling. Noel partisi bittikten sonra hepimiz şarkı söyleyerek dışarı çıktık. My marriage is over. Evliliğim bitti. The feud is over. Kan davası bitti. Now that school is over, you can go home. Okul bittiğine göre artık eve gidebilirsin. Dan told Linda that their relationship was over. Dan, Linda'ya ilişkilerinin bittiğini söyledi. Now that school is over, you can go home. Artık okul bitti, eve gidebilirsiniz. Can you believe that summer is almost over? Yazın neredeyse bittiğine inanabiliyor musun? The season isn't over with. Sezon daha bitmedi. This thing isn't over yet. Bu iş henüz bitmedi. The Battle of Fort Sumter was over. Fort Sumter Savaşı bitti. The programme is over. Program bitti. I really don't think it's over. Bunun bittiğini gerçekten düşünmüyorum. My shift's almost over. Benim vardiyam neredeyse bitti. Is it over yet? Daha bitmedi mi? The show's almost over. Gösteri bitmek üzere. Show More (505)
2	be over	sona ermek	v.
	His troublemaking days are over. Onun sorun çıkarma günleri sona erdi. Daylight savings is over today. Yaz saati uygulaması bugün sona erdi. The hiring freeze is over. İşe alımların dondurulması sona erdi. The wait is over. Bekleyiş sona erdi. All my problems are over. Bütün sorunlarım sona erdi. Sami's freedom is over. Sami'nin özgürlüğü sona erdi. At last, this never-ending day is over. Sonunda, bu hiç bitmeyen gün sona erdi. Let us pray that this violent crisis would soon be over. Bu şiddetli krizin yakında sona ermesi için dua edelim. The war with France was over. Fransa ile savaş sona erdi. The party is over. Parti sona erdi. Eighteen minutes later, the battle was over. On sekiz dakika sonra, savaş sona erdi. For her, the honeymoon is over. Onun için balayı sona erdi. It's going to be over in a minute. Bir dakika içinde sona erecek. The revolution is over. Devrim sona erdi. The fight is over. Savaş sona erdi. The Battle of North Africa was over. Kuzey Afrika Savaşı sona ermişti. Tom's troublemaking days are over. Tom'un sorun çıkarma günleri sona erdi. The danger is over. Tehlike sona erdi. Winter is over and spring has come. Kış sona erdi ve ilkbahar geldi. And the war between France and Britain was over. Ve Fransa ve İngiltere arasındaki savaş sona erdi. The free ride is over. Bedava yolculuk sona erdi. The recession is over. Durgunluk sona erdi. The search is over. Arama sona erdi. Tom's worries are over. Tom'un endişeleri sona erdi. And the war between France and Britain was over. Fransa ve İngiltere arasındaki savaş da sona ermişti. By the summer of 1920, the Red Scare was over. 1920 yazında Kızıl Korku sona erdi. The dream is over. Rüya sona erdi. My financial worries are over. Finansal endişelerim sona erdi. The war was over at the price of many lives. Savaş pek çok can pahasına sona erdi. The week is over. Bu hafta sona erdi. The investigation is over. Soruşturma sona erdi. The fight is over. Kavga sona erdi. The honeymoon is over. Balayı sona erdi. The show is over. Gösteri sona erdi. The game was over. Oyun sona erdi. Layla's nightmare was over. Layla'nın kabusu sona erdi. It was over too quickly. Çok hızlı sona ermişti. The Battle of Fort Sumter was over. Sumter Kalesi Savaşı sona ermişti. I want to know when the meeting will be over. Toplantının ne zaman sona ereceğini bilmek istiyorum. The bloody European conflict was over. Avrupa'daki kanlı çatışma sona ermişti. I hope our troubles are over. Umarım sıkıntılarımız sona ermiştir. The free ride is over. Serbest sürüş sona erdi. America's war with Spain was over. Amerika'nın İspanya ile savaşı sona erdi. It's going to be over soon. Yakında sona erecek. The long wait is over. Uzun bekleyiş sona erdi. I hope that our troubles are over. Umarım sıkıntılarımız sona ermiştir. The meetings are over. Toplantılar sona erdi. Tom's time behind bars is over. Tom'un parmaklıklar ardındaki zamanı sona erdi. Show More (45)
3	be over	geçmek	v.
	Mrs Klein is over 80, but she's still very active. Bayan Klein 80 yaşını geçti ama hâlâ çok aktif. That lady is over eighty. O hanımefendi seksenini geçti. I suspect Tom is over thirty. Bence Tom otuzunu geçmiştir. She was over thirty when her artistic talent emerged. Sanatsal yeteneği ortaya çıktığında otuzunu geçmişti. It's been over a year since I've seen Tom. Tom'u gördüğümden beri bir yıl geçti. I suspect that Tom is over thirty. Bence Tom otuzunu geçmiştir. Tom's gross income last year was over thirty thousand dollars. Tom'un geçen yılki brüt geliri otuz bin doların üzerindeydi. I suspect that Tom is over thirty. Tom'un otuzunu geçtiğinden şüpheleniyorum. I just want this day to be over. Sadece bu günün geçmesini istiyorum. She must have been over thirty when she got married. Evlendiğinde otuzunu geçmiş olmalı. Tom must be over thirty by now. Tom şimdiye kadar otuzunu geçmiş olmalı. Tom said he thought Mary was over thirty. Tom, Mary'nin otuzunu geçtiğini düşündüğünü söyledi. How soon the summer holiday is over. Yaz tatili ne kadar çabuk geçti. It is over ten years since she last went back to her country. Ülkesine en son döndüğünden beri on yıldan fazla zaman geçti. The man must be over sixty, for his hair is gray. Adam altmışını geçmiş olmalı, çünkü saçları ağarmış. Though he is over eighty, he is still healthy. Seksen yaşını geçmiş olmasına rağmen hala sağlıklı. Tom is over thirty, isn't he? Tom otuzunu geçti, değil mi? He must be over forty by now. Şimdi kırkını geçmiş olmalı. Show More (15)
4	be over	bitmiş olmak	v.
	It will be over before you know it. Siz farkına bile varmadan bitmiş olacak. This should be over very soon. Bu çok yakında bitmiş olmalı. The rainy season will be over in another two weeks or so. Yağmur mevsimi yaklaşık wiki hafta sonra bitmiş olacak. I wish this job was over. Keşke bu iş bitmiş olsaydı. In 48 hours, everything will be over! 48 saat içinde her şey bitmiş olacak! I wish this was over. Keşke bitmiş olsaydı. It will be over before you know it. Sen bunu öğrenmeden önce bitmiş olacak. Life will already be over before you know it. Sen farkına varmadan hayat çoktan bitmiş olacak. Show More (5)
5	be over	aşmak	v.
	Tom thinks Mary is over forty. Tom, Mary'nin kırkını aştığını düşünüyor. I suspect Tom is over thirty. Tom'un otuzunu aştığından şüpheleniyorum. He must be over forty by now. Şimdiye kadar kırkını aşmış olmalı. Tom is over thirty, but he's still financially dependent on his parents. Tom otuzunu aştı ama hala maddi açıdan ailesine bağımlı. He told me that his grandfather is over ninety. Bana dedesinin doksan yaşını aştığını söyledi. Tom said he thought Mary was over thirty. Tom Mary'nin otuzu aştığını düşündüğünü söyledi. Tom said he thought that Mary was over thirty. Tom Mary'nin otuzu aştığını düşündüğünü söyledi. Show More (4)
6	be over	dolmak	v.
	Your time is over. Zamanın doldu. Your time is over now. Artık zamanın doldu. Show More (-1)
7	be over	atlatmak	v.
	We think we are over the worst. En kötüsünü atlattığımızı düşünüyoruz. Show More (-2)