Turkish - English Sentences
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Sentences
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Hide
Details
Clear
History :
pass an opinion
carboxylic acid
History
English
Turkish
1
be unfair
adil olmamak
v.
Tom said it
was unfair.
Tom bunun
adil olmadığını
söyledi.
He said the treaty
was unfair.
Anlaşmanın
adil olmadığını
söyledi.
Tom said Mary was likely to
be unfair.
Tom Mary'nin muhtemelen
adil olmadığını
söyledi.
Tom is likely to
be unfair.
Tom muhtemelen
adil olmayacak.
Tom will probably
be unfair.
Tom muhtemelen
adil olmayacak.
Show More (2)
2
be unfair
haksızlık etmek
v.
It would
be unfair
if we treated him so badly.
Ona bu kadar kötü davransak,
haksızlık etmiş
olurduk.
We're
being unfair.
Haksızlık ediyoruz.
Tom told Mary that she was
being unfair.
Tom, Mary'ye
haksızlık ettiğini
söyledi.
You're
being unfair.
Haksızlık ediyorsunuz.
Tom is
being unfair.
Tom
haksızlık ediyor.
Show More (2)