Tureng - be waiting - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	be waiting	beklemek	v.
	Tom has probably been waiting for hours. Tom muhtemelen saatlerdir bekliyor. It's very likely that someone will be waiting for us. Büyük ihtimalle birileri bizi bekliyor olacak. Tom is waiting for his friend. Tom arkadaşını bekliyor. I've been waiting for Tom for a long time. Tom'u çok uzun zamandır bekliyorum. I've been waiting in the wings. Ben tetikte bekliyorum. Burn the eyes that look at you and the hearts that are waiting for you! Sana bakan gözleri ve seni bekleyen kalpleri yak! Tom is waiting for you to leave. Tom gitmenizi bekliyor. The man I was waiting for didn't turn up. Beklediğim adam gelmedi. Tom is waiting for someone to help him. Tom birinin ona yardım etmesini bekliyor. I've been waiting for you for hours. Saatlerdir seni bekliyorum. I've been waiting for this day forever. Hep bu günü bekliyordum. I saw Tom while I was waiting for Mary. Mary'yi beklerken Tom'u gördüm. I was waiting for you to say that. Onu söylemeni bekliyordum. I know that you've been waiting for this. Bunu beklediğini biliyorum. Tom has been waiting for ten minutes in the car. Tom on dakikadır arabada bekliyor. I knew he was waiting for Mary. Mary'yi beklediğini biliyordum. I was waiting for Tom to talk to me. Tom'un benimle konuşmasını bekliyordum. I've been waiting the last half hour. Son yarım saattir bekliyorum. I've been waiting for someone to invite me. Birinin beni davet etmesini bekliyordum. They are waiting for you next to the long white house. Onlar uzun beyaz evin yanında seni bekliyorlar. I've been waiting for you guys. Sizi bekliyordum. You seem to be waiting for somebody. Birini bekliyor gibisin. We've been waiting a long time. Uzun zamandır bekliyoruz. I assumed that Tom was waiting for Mary. Tom'un Mary'yi beklediğini sanıyordum. We'll be waiting for you. Biz seni bekliyor olacağız. Has Tom been waiting long? Tom uzun zamandır mı bekliyor? Everyone is waiting for us. Herkes bizi bekliyor. Tom has been waiting to do that. Tom bunu yapmak için bekliyordu. We were waiting for you. Seni bekliyorduk. Do you have any idea where Tom might be waiting? Tom'un nerede bekliyor olabileceği hakkında bir fikriniz var mı? We've been waiting for an hour and the line has barely moved. Bir saattir bekliyoruz ve sıra çok az ilerledi. Tom is waiting inside, isn't he? Tom içerde bekliyor, değil mi? Sami is waiting for Layla. Sami Layla'yı bekliyor. Tom and Mary have been waiting for a long time. Tom ve Mary uzun zamandır bekliyorlar. They must be waiting for you. Onlar seni bekliyor olmalılar. You haven't been waiting all that long. O kadar uzun zamandır beklemiyordun. Tom has been waiting a long time. Tom uzun zamandır bekliyodu. Tom and Mary are waiting in the next room. Tom ve Mary bitişik odada bekliyorlar. She has been waiting for him thirty minutes. Otuz dakikadır onu bekliyor. Fadil was waiting for Layla to call him. Fadıl, Leyla'nın kendisini aramasını bekliyordu. He will be waiting for you when you get there. Sen oraya vardığında o seni bekliyor olacak. Tom was waiting for you. Tom seni bekliyordu. Sami was waiting for Layla to arrive home. Sami, Leyla'nın eve gelmesi için bekliyordu. I was waiting for the right moment. Doğru anı bekliyordum. Layla was waiting in the darkness. Leyla karanlıkta bekliyordu. I'll be waiting right here for you. Seni burada bekliyor olacağım. I've been waiting for this for a year. Bir yıldır bunu bekliyordum. Tom will be waiting for you when you get there. Oraya vardığında Tom seni bekliyor olacak. Tom is waiting for Mary outside the restaurant. Tom restoranın dışında Mary'yi bekliyor. Tom was waiting for Mary on her porch. Tom verandasında Mary'yi bekliyordu. I've been waiting for the right moment. Doğru zamanı bekliyorum. Tom has been waiting three hours now. Tom üç saattir bekliyor. I've been waiting for this for so long. Uzun süredir bunu bekliyorum. I've been waiting for the right time. Doğru zamanı bekliyorum. Tom is waiting out front. Tom ön tarafta bekliyor. I've been waiting all day to meet you. Bütün gün seninle tanışmayı bekledim. He is waiting for you now. O şimdi seni bekliyor. Jane was waiting with her back against the tree. Jane, ağaca sırtını dayamış bekliyordu. He is waiting for a telephone call. Bir telefon bekliyor. I've been waiting a long time. Uzun zamandır bekliyordum. I've been waiting for this to happen. Bunun olmasını bekliyordum. I was waiting for her. Onu bekliyordum. Tom won't be waiting for us. Tom bizi beklemeyecek. This is the moment we've been waiting for. Bu bizim beklediğimiz an. About 10 people are waiting. Yaklaşık 10 kişi bekliyor. I'll be waiting for Tom. Tom'u bekliyor olacağım. Tom is waiting for my report. Tom raporumu bekliyor. Chile is waiting for your return! Şili senin geri dönüşünü bekliyor! I've been waiting in my quarters for you. Evimde seni bekliyorum. Tom is waiting for you inside. Tom içerde sizi bekliyor. Tom is waiting for the bus. Tom otobüs bekliyor. How long have you been waiting to see me? Beni görmek için ne kadar süredir bekliyorsun? I've been waiting an hour. Bir saattir bekliyorum. Tom is waiting for you to help him. Tom ona yardım etmenizi bekliyor. How long do you think Tom has been waiting? Tom'un ne kadar zamandır beklediğini düşünüyorsun? Tom is waiting for you to leave. Tom sizin ayrılmanızı bekliyor. I've been waiting for this day forever. Bu günü sonsuza dek bekliyorum. Tom will be waiting for me. Tom beni bekliyor olacak. Tom is waiting at the bar. Tom barda bekliyor. Tom has been waiting for you. Tom seni bekliyordu. Tom is waiting for you in the conference room. Tom konferans salonunda sizi bekliyor. Tom's parents are waiting for him at the finish line. Tom'un ebeveynleri bitiş çizgisinde onu bekliyor. Do you have any idea where Tom might be waiting? Tom'un nerede bekliyor olabileceğine dair bir fikrin var mı? Men with guns were waiting for them. Silahlı adamlar onları bekliyorlardı. Tom is waiting for someone to do that for him. Tom, birinin onun için bunu yapmasını bekliyor. I've been waiting for this for months. Aylardır bunu bekliyorum. Tom and Mary are waiting for you on the porch. Tom ve Mary seni verandada bekliyorlar. Tom is waiting in the backyard. Tom arka bahçede bekliyor. Tom will be waiting for you. Tom seni bekliyor olacak. Tom has been waiting for more than three hours. Tom üç saatten daha fazla süredir bekliyor. Mary took her time choosing a dress even though Tom was waiting for her. Tom onu beklemesine rağmen Mary elbise seçmekte acele etmedi. Plenty of people were waiting for the bus. Bir sürü insan otobüs bekliyordu. I've been waiting for you since two o'clock. Saat ikiden beri seni bekliyorum. Everyone is waiting for him. Herkes onu bekliyor. Tom is waiting to pick up his nephew. Tom yeğenini almak için bekliyor. This is what you've been waiting for. Beklediğin şey budur. We've been waiting for you for an hour. Bir saattir seni bekliyoruz. Tom is waiting by the elevators. Tom asansörlerin yanında bekliyor. I've been waiting for the bus for three hours. Üç saattir otobüs bekliyorum. She was waiting at the quay as the ship came in. Gemi geldiğinde, rıhtımda bekliyordu. Tom is waiting in the hallway. Tom koridorda bekliyor. They were waiting for the go-ahead. Devam etmek için bekliyorlardı. Layla was waiting to pick up her niece. Leyla yeğenini almak için bekliyordu. We were waiting for Tom. Tom'u bekliyorduk. The sheriff is waiting for you in his office. Şerif sizi ofisinde bekliyor. It looks like Tom is waiting for someone. Tom birisini bekliyor gibi görünüyor. Do you know how long I've been waiting for her? Onu ne kadar zamandır beklediğimi biliyor musun? Tom is waiting for Mary's call. Tom Mary'nin çağrısını bekliyor. I'll be waiting for Tom downstairs. Aşağıda Tom'u bekliyor olacağım. I'll be waiting inside. Ben içeride bekliyor olacağım. I've been waiting for this moment for years. Yıllardır bu anı bekliyordum. He is waiting for me in the yard. Beni bahçede bekliyor. It's me that Tom is waiting for. Tom'un beklediği benim. Tom is waiting in your office. Tom ofisinizde bekliyor. I knew Tom was waiting for Mary. Tom'un Mary'yi beklediğini biliyordum. I've been waiting for you for a long time. Uzun zamandır seni bekliyorum. A lot of people are waiting to see what is going to happen. Pek çok insan ne olacağını görmek için bekliyor. I'll be waiting to read about you in newspapers. Gazetelerde senin hakkında bir şeyler okumak için bekliyor olacağım. My father is waiting for us at the cistern. Babam bizi sarnıçta bekliyor. I've been waiting for hours. Saatlerdir bekliyorum. Many people were waiting in line. Birçok insan sırada bekliyordu. They'll be waiting. Onlar bekliyor olacaklar. She is the person I was waiting for. O, beklediğim kişidir. While I was waiting for the streetcar, I witnessed a traffic accident. Tramvayı beklerken bir trafik kazasına şahit oldum. Many people were waiting in line. Birçok kişi sırada bekliyordu. Tom is waiting for Mary, isn't he? Tom Mary'yi bekliyor, değil mi? Tom is waiting for the ferry. Tom feribotu bekliyor. Everyone is waiting for them. Herkes onları bekliyor. I was waiting for you. Ben de seni bekliyordum. I wonder if Tom is waiting for me. Acaba Tom beni bekliyor mudur? I'll be waiting for you in the lobby. Ben de seni lobide bekliyor olacağım. Tom is waiting in your office. Tom sizin ofisinizde bekliyor. I've been waiting all morning for somebody to do that. Sabahtan beri birinin bunu yapmasını bekliyorum. Tom has been waiting here for a long time. Tom burada uzun bir süredir beklemekte. We've been waiting for quite a while. Biz bir süredir bekliyoruz. I suspect Tom and Mary are waiting for us. Tom ve Mary'nin bizi beklediğinden şüpheleniyorum. I was waiting for Tom. Tom'u bekliyordum. John is waiting for Mary on the platform. John platformda Mary'yi bekliyor. Tom is waiting for everyone else. Tom diğer herkesi bekliyor. Tom is waiting in the lobby. Tom lobide bekliyor. I saw Tom and Mary while I was waiting for John. John'u beklerken Tom ve Mary'yi gördüm. I've been waiting for them. Onları bekliyorum. Tom has been waiting for Mary for a long time. Tom uzun zamandır Mary'yi bekliyordu. I've been waiting for them. Ben onları bekliyorum. Tom is going to be waiting at the station. Tom istasyonda bekliyor olacak. Tom is waiting for Mary at the gate. Tom kapıda Mary'yi bekliyor. We've been waiting for three hours. Üç saattir bekliyoruz. We were waiting for him over a cup of coffee. Bir fincan kahve eşliğinde onu bekliyorduk. Tom is waiting downstairs. Tom alt katta bekliyor. Tom was waiting inside his cabin. Tom kamarasının içinde bekliyordu. Tom was waiting for me. Tom beni bekliyordu. Tom is waiting to speak to Mary. Tom Mary ile konuşmak için bekliyor. Tom is waiting for me right now. Tom şu anda beni bekliyor. Tom and Mary have been waiting for you. Tom ve Mary seni bekliyor. We have been waiting for hours for you to arrive. Saatlerdir gelmeni bekliyoruz. Tom has been waiting for Mary all afternoon. Tom bütün öğleden sonra Mary'yi bekledi. While I was waiting for the streetcar, I witnessed a traffic accident. Tramvayı beklerken bir trafik kazasına tanık oldum. They'll be waiting. Bekleyecekler. Tom is waiting downstairs. Tom aşağıda bekliyor. Tom is waiting for Mary's reply. Tom, Mary'nin cevabını bekliyor. I think you're the woman I've been waiting for all my life. Sizin hayatım boyunca beklediğim kadın olduğunuzu düşünüyorum. Tom is waiting for us in the lobby. Tom lobide bizi bekliyor. Sami has been waiting for days. Sami günlerdir bekliyordu. I've been waiting for you since two o'clock. Saat ikiden beri sizi bekliyorum. The prince is waiting. Prens bekliyor. Tom said he was waiting for something to happen. Tom bir şey olmasını beklediğini söyledi. Do you know how long I've been waiting for Tom? Tom'u ne kadar zamandır beklediğimi biliyor musun? I've been waiting for two hours. İki saattir beklemekteyim. Who was waiting for Tom? Tom'u kim bekliyordu? Tom is waiting for his son to come back home. Tom oğlunun eve dönmesini bekliyor. They were waiting for us. Bizim için bekliyorlardı. This is what you've been waiting for. Beklediğin şey buydu. Sami has been waiting in his car. Sami arabasında bekliyor. I'll be waiting for Tom until 6 o'clock. Saat 6'ya dek Tom'u bekleyeceğim. Tom is waiting for something to happen. Tom bir şeylerin olmasını bekliyor. How long do you think Tom has been waiting? Sence Tom ne zamandır bekliyordur? We've been waiting for Tom. Tom'u bekliyoruz. He is the person I was waiting for. O, beklediğim kişidir. I've been waiting for him. Onu bekliyorum. Tom is waiting for Mary to leave. Tom, Mary'nin gitmesini bekliyor. Father is waiting. Babam bekliyor. Tom is waiting for someone to help him. Tom ona yardım edecek birini bekliyor. I haven't been waiting so long. O kadar uzun süre beklemedim. I'll be waiting for you. Seni bekliyor olacağım. We've been waiting. Bekledik. I assumed Tom was waiting for Mary. Tom'un Mary'yi beklediğini sandım. I knew he was waiting for Mary. Onun Mary'yi beklediğini biliyordum. Tom's parents are waiting for him at the finish line. Tom'un ailesi bitiş çizgisinde onu bekliyor. Tom has been waiting for me outside. Tom beni dışarıda bekliyordu. Tom is waiting for Mary on her porch. Tom, Mary'yi verandasında bekliyor. We'll be waiting. Bekliyor olacağız. Tom is waiting for us in the park. Tom bizi parkta bekliyor. It looks as though Tom is waiting for somebody. Tom birini bekliyor gibi görünüyor. When he turned up, we had been waiting for two hours. O geldiğinde, biz iki saattir bekliyorduk. Tom and Mary were waiting for us. Tom ve Mary bizi bekliyorlardı. Tom is waiting there for you. Tom orada sizi bekliyor. A lot of people are waiting for Tom. Bir sürü insan Tom'u bekliyor. I talked to Tom and Mary while I was waiting for John. John'u beklerken Tom ve Mary ile konuştum. I've been waiting to do that. Onu yapmak için bekliyorum. We've been waiting for quite a while. Uzun süredir bekliyoruz. I've been waiting for Tom. Tom'u bekliyorum. I'll be waiting to see you on television. Seni televizyonda görmek için bekliyor olacağım. Tom has been waiting for Mary to come in. Tom, Mary'nin gelmesini bekliyordu. I was waiting for you to get back. Senin dönmeni bekliyordum. Tom is waiting for me at the station. Tom beni istasyonda bekliyor. Tom was waiting for Mary then. Tom o sırada Mary'yi bekliyordu. Tom and Mary are waiting for John and Alice. Tom ve Mary, John ve Alice'i bekliyorlar. We'll be waiting for you. Seni bekliyor olacağız. Tom has been waiting for Mary to call him. Tom, Mary'nin onu aramasını bekliyordu. Tom is waiting for Mary to get home. Tom, Mary'nin eve gelmesini bekliyor. Tom will be waiting for Mary to call him. Tom, Mary'nin onu aramasını bekleyecektir. I was waiting for a bus. Otobüs bekliyordum. We'll be waiting for you in the lobby. Sen lobide bekliyor olacağız. I've been waiting for you for hours. Saatlerdir sizi bekliyordum. About thirty people are waiting. Yaklaşık otuz kişi bekliyor. I have to go; my father is waiting for me outside. Gitmek zorundayım; babam dışarıda beni bekliyor. Dinner will be waiting. Yemek bekliyor olacak. Sami was waiting in the attic. Sami tavan arasında bekliyordu. I finally received the call I'd been waiting for for weeks. Sonunda haftalardır beklediğim telefonu aldım. Tom is going to be waiting in the lobby. Tom lobide bekliyor olacak. Tom has been waiting for half an hour. Tom yarım saattir bekliyor. This bus is the one we've been waiting for. Bu otobüs bizim beklediğimiz otobüs. Layla was waiting to pick up her niece. Layla yeğenini almayı bekliyordu. I've been waiting for half an hour. Ben yarım saattir bekliyorum. Tom is waiting for a tow truck. Tom bir çekici bekliyor. Tom is waiting by the elevators. Tom asansörlere yakın bekliyor. I'll be waiting for Tom until 6 o'clock. Ben saat altıya kadar Tom'u bekliyor olacağım. Tom is waiting for things to happen. Tom bir şeylerin olmasını bekliyor. Tom is waiting for you at the front door. Tom seni ön kapıda bekliyor. Tom is waiting for a reply. Tom cevap bekliyor. Mary is waiting for her son to come back home. Mary oğlunun eve dönmesini bekliyor. I saw Bob and Mary while I was waiting for Kate. Kate'i beklerken Bob ve Mary'yi gördüm. We've been waiting for you, Tom. Seni bekliyorduk, Tom. I assumed that Tom was waiting for Mary. Tom'un Mary'yi beklediğini varsaymıştım. Everyone is waiting in the other room. Herkes diğer odada bekliyor. In the lab, two graduate students were waiting for me. Laboratuarda iki tane lisansüstü öğrenci beni bekliyorlardı. I'll be waiting for her. Ben onu bekliyor olacağım. I'll be waiting for him until 6 o'clock. Saat altıya kadar onu bekleyeceğim. Tom hasn't been waiting very long. Tom çok uzun zamandır beklemiyor. Tom didn't tell me who he was waiting for. Tom bana kimi beklediğini söylemedi. Tom's father is waiting for him. Tom'un babası onu bekliyor. Tom is waiting for a phone call. Tom bir telefon araması bekliyor. I've been waiting for Tom to get here. Tom'un buraya gelmesini bekliyorum. How long have you been waiting? Ne kadar süredir bekliyorsun? Tom is waiting for everyone else. Tom diğerlerini bekliyor. I was waiting for a long time. Uzun zamandır bekliyordum. Ken is waiting for the arrival of the train. Ken, trenin gelişini bekliyor. Tom is waiting for Mary to come. Tom Mary'nin gelmesini bekliyor. Ken is waiting for the train to come. Ken trenin gelmesini bekliyor. Tom is waiting for you at the front door. Tom ön kapıda sizi bekliyor. Tom is waiting for Mary to leave. Tom, Mary'nin ayrılmasını bekliyor. It looks as though Tom is waiting for something. Tom sanki bir şey bekliyor gibi görünüyor. Someone called Mr Dell is waiting for you in your office, Mrs Stevens. Bayan Stevens, Bay Dell adlı biri ofisinizde sizi bekliyor. Tom is waiting patiently for Mary. Tom, sabırla Mary'yi bekliyor. We've been waiting our whole life. Hayatımız boyunca bekledik, bekliyoruz. Tom is waiting on the porch for you. Tom senin için verandada bekliyor. How long has Tom been waiting? Tom ne zamandır bekliyor? Tom is going to be waiting for us in the lobby. Tom lobide bizi bekliyor olacak. I've been waiting for years. Senelerdir bekliyorum. I've been waiting all morning for someone to do that. Sabahtan beri birinin bunu yapmasını bekledim. We've been waiting for a year. Bir yıldır bekliyoruz. Everybody is waiting for you. Herkes sizi bekliyor. We've been waiting for you. Sizi bekliyoruz. I've been waiting for you. Ben seni bekliyorum. Tom is waiting for us in the park. Tom parkta bizi bekliyor. It's very likely that someone will be waiting for us. Büyük olasılıkla birisi bizim için bekliyor olacak. You've been waiting for over three hours. Üç saatten daha fazla süredir bekliyorsunuz. Someone is waiting for you upstairs. Birisi sizi üst katta bekliyor. I'm sure that Tom is waiting for you. Tom'un seni beklediğinden eminim. We were waiting for the boat for many hours. Saatlerce tekneyi bekliyorduk. Tell her that I am waiting for her. Onu beklediğimi söyle. Tom has been waiting for over three hours. Tom üç saatten daha fazla süredir bekliyor. This is what I was waiting for. Beklediğim şey buydu. It looks like Tom is waiting for someone. Tom birini bekliyor gibi. The children were waiting for the first snowfall to build a snowman. Çocuklar kardan adam yapmak için ilk kar yağışını bekliyorlardı. He will be waiting for you about two o'clock. Saat iki gibi sizi bekliyor olacak. I've been waiting for that to happen. Bunun olmasını bekliyordum. We've been waiting our whole life. Hayatımız boyunca bekledik. Tom wondered who Mary was waiting for. Tom Mary'nin kimi beklediğini merak ediyordu. People are waiting for the sunset. İnsanlar günbatımını bekliyorlar. Tom is waiting for you at home. Tom evde sizi bekliyor. I've been waiting up. Bekliyorum. We've been waiting over two months. Biz iki aydan daha fazla bir süredir bekliyoruz. Plenty of people were waiting for the bus. Birçok insan otobüs bekliyordu. He will be waiting for you. Seni bekliyor olacak. Tom is waiting for you to finish what you're doing. Tom işini bitirmeni bekliyor. Tom is waiting on the porch. Tom sundurmada bekliyor. Tom is waiting for Mary in the parking lot. Tom otoparkta Mary'yi bekliyor. Tom is waiting for his son to come back home. Tom, oğlunun eve dönmesini bekliyor. Have you been waiting long? Uzun zamandır mı bekliyorsun? Tom, I think that girl is waiting for you. Tom, sanırım o kız seni bekliyor. People are waiting for the sunset. İnsanlar gün batımını bekliyor. I was waiting for a bus. Ben otobüs bekliyordum. I don't know what Tom is waiting for. Tom'un ne için beklediğini bilmiyorum. Sami was waiting for the cops to come. Sami, polislerin gelmesini bekliyordu. Tom is waiting for you in the parking lot. Tom seni otoparkta bekliyor. Tom is waiting for you, isn't he? Tom seni bekliyor, değil mi? Tom is waiting to take you home. Tom seni eve götürmek için bekliyor. Fadil was waiting for Layla in the parking lot. Fadıl otoparkta Leyla'yı bekliyordu. Tom just got that big promotion he's been waiting for. Tom beklediği büyük terfiyi daha yeni aldı. How long have you been waiting for me? Ne kadar zamandır beni bekliyorsun? Tom will be waiting for your call. Tom aramanı bekliyor olacak. I don't know what Tom is waiting for. Tom'un neyi beklediğini bilmiyorum. I was waiting for Tom to tell me what to do. Tom'un bana ne yapacağımı söylemesini bekliyordum. Tom has been waiting for a long time. Tom uzun zamandır bekliyor. Tom is going to be waiting. Tom bekliyor olacak. Tom is waiting in the car, isn't he? Tom arabada bekliyor, değil mi? Tom is waiting for Mary to come in. Tom, Mary'nin içeri girmesini bekliyor. Tom and Mary are waiting. Tom ve Mary bekliyorlar. Mother is waiting. Anne bekliyor. Tom is waiting with Mary, isn't he? Tom Mary ile bekliyor, değil mi? I want to go back home, where my father is waiting for me. Eve geri gitmek istedim, orada babam beni bekliyor. Tom was kidnapped on October 20, 2013, while he was waiting for a bus. Tom otobüs beklerken 20 Ekim 2013'te kaçırıldı. Tom realized Mary was waiting for him. Tom, Mary'nin onu beklediğini fark etti. I had been waiting an hour when he appeared. Ortaya çıktığında bir saattir bekliyordum. Tom is waiting in line. Tom sırada bekliyor. Tom knows everyone is waiting for him. Tom herkesin onu beklediğini biliyor. I was waiting for a taxi. Bir taksi bekliyordum. I was waiting for a long time. Uzun bir süredir bekliyordum. I was waiting for you to tell me what to do. Bana ne yapacağımı söylemeni bekliyordum. Tom has been waiting for slightly over an hour. Tom bir saatten biraz fazla bir süredir bekliyor. Tom is waiting for your call. Tom aramanı bekliyor. I'll be waiting for you at the usual place. Seni her zamanki yerde bekliyor olacağım. I've been waiting for Tom to leave. Tom'un gitmesini bekliyordum. It occurred to me while I was waiting for Tom that maybe I shouldn't have invited Mary. Tom'u beklerken belki de Mary'yi davet etmemem gerektiği aklıma geldi. The sky is waiting for sunset. Gökyüzü günbatımını bekliyor. I bet everyone is waiting. Herkesin bekliyor olduğuna bahse girerim. He has been waiting for an hour. O, bir saattir bekliyor. Do you know where Tom is waiting for us? Tom'un bizi nerede beklediğini biliyor musun? I've been waiting in my quarters for you. Odamda seni bekliyordum. I've been waiting for this day to come. Bugünün gelmesini bekliyordum. We've been waiting for this to happen. Biz bunun olmasını bekliyoruz. I've been waiting so long for this day. Bu gün için çok uzun süredir bekliyorum. Tom is waiting for you in his office. Tom ofisinde seni bekliyor. While I was waiting for the rain to stop, he kindly gave me a lift. Yağmurun dinmesini beklerken beni bırakma nezaketini gösterdi. Tom has been waiting for Mary for a long time. Tom uzun zamandır Mary'yi bekliyor. Our guest is waiting for us downstairs. Misafirimiz aşağıda bizi bekliyor. I was waiting all alone. Tek başıma bekliyordum. Sami was waiting for Layla to arrive home. Sami, Layla'nın eve gelmesini bekliyordu. That's all I was waiting for. Tüm beklediğim bu. Tom was waiting on a bench, doing a crossword puzzle. Tom bulmaca çözerek bir bankta bekliyordu. I've been waiting for this for months. Aylardır bunu bekliyordum. Tom and Mary are waiting for John and Alice. Tom ve Mary John ve Alice'i bekliyor. Tom is waiting for that to happen again. Tom bunun bir daha olmasını bekliyor. Tom and Mary have been waiting for a long time. Tom ve Mary uzun süredir bekliyor. Tom and Mary are waiting for the bus. Tom ve Mary otobüs bekliyorlar. I've been waiting for you for three hours! Üç saattir seni bekliyorum! Tom is waiting for your answer. Tom cevabını bekliyor. Mary is waiting for her daughter to come back home. Mary kızının eve dönmesini bekliyor. Tom is waiting to hear from you. Tom senden haber bekliyor. Tom is waiting in the living room. Tom oturma odasında bekliyor. My father is waiting for us at the cistern. Babam, sarnıçta bizi bekliyor. Tom is waiting for Mary to do that. Tom, Mary'nin onu yapmasını bekliyor. I'll be waiting right outside. Dışarıda bekliyor olacağım. Tom is waiting for Mary to call. Tom Mary'nin aramasını bekliyor. This is the man I've been waiting for. Beklediğim adam bu. Tom has been waiting for Mary to come home. Tom, Mary'nin eve gelmesini bekliyordu. My parents are waiting for me. Ailem beni bekliyor. I finally received the call I had been waiting for for weeks. Sonunda haftalardır beklediğim telefon geldi. I have to go; my father is waiting for me outside. Gitmem lazım, babam dışarıda beni bekliyor. We've been waiting for hours for you to show up. Saatlerdir senin gelmeni bekliyoruz. Tom will be waiting for your call. Tom aramanızı bekliyor olacak. Tom was waiting for Mary on her porch. Tom, Mary'yi verandasında bekliyordu. I've been waiting a long time for this. Bunun için uzun zamandır bekliyordum. Tom is waiting with everyone else. Tom diğer herkesle birlikte bekliyor. I've been waiting for you to tell me what to do. Bana ne yapacağımı söylemeni bekliyordum. I'll be waiting for him until 6 o'clock. Saat 6'ya kadar onu bekliyor olacağım. We’ve been waiting for hours. Saatlerdir bekliyoruz. We've been waiting for you. Seni bekliyorduk. Tom is waiting for an elevator. Tom asansör bekliyor. Sami was waiting outside the courtroom. Sami mahkeme salonunun dışında bekliyordu. Tom is waiting for your answer. Tom cevabınızı bekliyor. Do you have any idea where Tom might be waiting? Tom'un nerede beklediğini biliyor musun? Tom is waiting for you at the bar. Tom barda seni bekliyor. Tom and Mary are waiting with John. Tom ve Mary, John'la birlikte bekliyorlar. Tom has been waiting for Mary. Tom Mary'i bekliyordu. Tom is waiting at home, isn't he? Tom evde bekliyor, değil mi? I met some friends while I was waiting for a bus. Otobüs beklerken bazı arkadaşlarla karşılaştım. Nobody told me that you were waiting for me. Beni beklediğini kimse söylemedi bana. How long have you been waiting to see me? Ne zamandır beni görmeyi bekliyordun? We were waiting for the shop to open. Dükkanın açılmasını bekliyorduk. Tom has been waiting for three hours. Tom üç saattir bekliyor. Tom is going to be waiting for us. Tom bizi bekliyor olacak. Men with guns were waiting for them. Silahlı adamlar onları bekliyordu. I've been waiting for an hour. Bir saattir bekliyorum. We've been waiting three hours. Üç saattir bekliyoruz. How long have you been waiting for the bus? Ne kadar zamandır otobüs bekliyorsun? Mary is waiting for her husband to come home. Mary kocasının eve dönmesini bekliyor. I've been waiting to do that. Bunu yapmak için bekliyordum. The travelers are waiting to know the cause of the delay. Yolcular gecikmenin nedenini öğrenmek için bekliyorlar. We'll be waiting for you in the lobby. Sizi lobide bekliyor olacağız. Tom is waiting to talk to you. Tom seninle konuşmayı bekliyor. I'll be waiting for them. Ben onları bekliyor olacağım. I will be waiting for the bus at seven. Yedide otobüs bekliyor olacağım. Mary is waiting for her husband to come home. Mary kocasının eve gelmesini bekliyor. Someone called Mr Dell is waiting for you in your office, Mrs Stevens. Bay Dell adında biri sizi ofisinizde bekliyor, Bayan Stevens. We are waiting for him to make another decision. Başka bir karar vermesini bekliyoruz. I'll be waiting for you on the sidewalk in front of the concert hall. Konser salonunun önündeki kaldırımda seni bekliyor olacağım. I haven't been waiting so long. Çok uzun zamandır beklemiyorum. How long had you been waiting when we arrived? Biz geldiğimizde ne kadar zamandır bekliyordunuz? We were waiting for the shop to open. Dükkânın açılmasını bekliyorduk. Tom has been waiting to see what will happen. Tom ne olacağını görmek için bekliyor. Everyone is waiting for Tom. Herkes Tom'u bekliyor. We were waiting for them. Biz onları bekliyorduk. Tom has been waiting a while. Tom bir süredir bekliyor. Tom is waiting for you at the stables. Tom seni ahırların orada bekliyor. He is the person I was waiting for. Beklediğim kişi oydu. How long have you been waiting for the bus? Ne kadar süredir otobüs bekliyorsun? I've been waiting for over an hour. Bir saatten fazladır bekliyorum. We've been waiting for hours, but he hasn't come. Saatlerdir bekliyoruz ama o gelmedi. Tom is waiting for a friend. Tom bir arkadaş bekliyor. Tom and I are waiting for the bus. Tom ve ben otobüs bekliyoruz. Tom and a few others are waiting for you on the porch. Tom ve diğer birkaç kişi verandada sizi bekliyor. Tom is waiting at the bus stop. Tom otobüs durağında bekliyor. A young person is waiting for you outside. Genç bir adam seni dışarıda bekliyor. This is the package you've been waiting for. Beklediğin paket bu. Tom just got that big promotion he's been waiting for. Tom beklediği o büyük terfiyi az önce aldı. Tom and Mary are waiting in the next room. Tom ve Mary yan odada bekliyorlar. Tom has been waiting for me outside. Tom dışarıda beni bekliyor. Tom was waiting for Mary to come. Tom, Mary'nin gelmesini bekliyordu. I know that now, naturally, all are waiting for me to share something about my voyage. Biliyorum ki şimdi, doğal olarak, herkes yolculuğum hakkında bir şeyler paylaşmamı bekliyor. I'll be waiting. Bekleyeceğim. We've been waiting on you. Seni bekliyorduk. Everybody was waiting the same fate - death. Herkes aynı kaderi bekliyordu - ölüm. It's what I've been waiting for. İşte beklediğim şey buydu. They were waiting for Tom. Tom'u bekliyorlardı. We've been waiting over two months. İki aydan fazladır bekliyoruz. I've been waiting for you. Ben de seni bekliyordum. We were waiting for it. Biz onu bekliyorduk. Tom and Mary are waiting in the lobby. Tom ve Mary lobide bekliyorlar. Tom and Mary were waiting for us. Tom ve Mary bizim için bekliyordu. The car is waiting at the gate. Araba kapıda bekliyor. I finally received the call I had been waiting for for weeks. Ben sonunda haftalardır beklediğim çağrıyı aldım. I'll be waiting at Berlin. Berlin'de bekliyor olacağım. I've been waiting for him since early this morning. Sabahtan beri onu bekliyorum. I was waiting for them. Ben onları bekliyordum. A lot of people are waiting to see what is going to happen. Çok sayıda insan ne olacağını görmek için bekliyorlar. Tom and Mary are waiting for us. Tom ve Mary bizim için bekliyorlar. Sami was waiting for the verdict. Sami kararı bekliyordu. I've been waiting for you for over a week. Bir haftadan fazla bir süredir seni bekliyorum. Tom is waiting for Mary to get home. Tom Mary'nin eve gelmesini bekliyor. Sami was waiting for Layla to get home. Sami, Layla'nın eve gelmesini bekliyordu. Layla was waiting for trial. Layla mahkemeyi bekliyordu. Sami was waiting for the verdict. Sami karar için bekliyordu. I've been waiting. Bekliyorum. I'll be waiting in the lobby. Lobide bekliyor olacağım. We've been waiting for this for ages. Yıllardır bunu bekliyorduk. I am waiting for my driver. Şoförümü bekliyorum. Father is waiting. Baba bekliyor. That's all I was waiting for. Tek beklediğim buydu. Tom is waiting for Mary out front. Tom dışarıda Mary'yi bekliyor. I've been waiting here for Tom since this morning. Sabahtan beri burada Tom'u bekliyorum. Tom realized Mary was waiting for him. Tom Mary'nin kendisini beklediğini fark etti. That's the person I've been waiting for. İşte beklediğim kişi. I've been waiting in the wings. Gerektiğinde harekete geçmek için bekliyordum. Mary didn't know Tom was waiting for her. Mary, Tom'un onu beklediğini bilmiyordu. I've been waiting for an hour and a half. Bir buçuk saattir bekliyorum. Tom will be waiting for Mary. Tom, Mary'yi bekliyor olacak. Tom was waiting for Mary in the lobby. Tom Mary'yi lobide bekliyordu. Tom is waiting for Mary at the bar. Tom barda Mary'yi bekliyor. We were waiting for the boat for many hours. Biz saatlerdir tekneyi bekliyorduk. Tom is waiting for you. Tom seni bekliyor. I want to go back home, where my father is waiting for me. Eve dönmek istiyorum, babamın beni beklediği yere. Tom and Mary are waiting in the car. Tom ve Mary arabada bekliyorlar. Tom is waiting to see how things will develop. Tom olayların nasıl gelişeceğini görmek için bekliyor. We've been waiting for you, Tom. Seni bekliyoruz, Tom. Tom is waiting for the bus. Tom otobüsü bekliyor. Chile is waiting for your return! Şili dönüşünüzü bekliyor! I've been waiting for the bus for three hours. Ben üç saattir otobüs bekliyorum. Tom is waiting for Mary's answer. Tom Mary'nin cevabını bekliyor. Tom and Mary have been waiting for you. Tom ve Mary seni bekliyorlardı. I've been waiting for such a long time. Çok uzun zamandır bekliyordum. I'll be waiting at the station. İstasyonda bekliyor olacağım. I'll be waiting over there. Orada bekliyor olacağım. The passengers are waiting. Yolcular bekliyor. She may be waiting at the station now. Şimdi istasyonda bekliyor olabilir. Tom and Mary are waiting for the bus. Tom ve Mary otobüs bekliyor. Sami was waiting for something. Sami bir şey bekliyordu. He is waiting. O bekliyor. We've been waiting for this moment for years. Yıllardır bu anı bekliyorduk. Tom is waiting for you in your office. Tom senin ofisinde seni bekliyor. This is what I've been waiting for. İşte beklediğim şey buydu. Tom is going to be waiting for you. Tom seni bekliyor olacak. Tom and I had a long conversation while we were waiting for Mary. Tom ve ben Mary'yi beklerken uzun bir konuşma yaptık. I wonder who Tom is waiting for. Tom'un kimi beklediğini merak ediyorum. They were waiting for us. Bizi bekliyorlardı. Tom read a book while he was waiting for the bus. Tom otobüs beklerken bir kitap okudu. I have been waiting for your reply, but have not heard from you. Yanıtınızı bekliyordum ama sizden haber almadım. I was waiting for a taxi. Ben bir taksi bekliyordum. We've been waiting for a year. Bir yıldır bekliyorduk. I'll be waiting for them. Onları bekliyor olurum. I've been waiting all morning for someone to do that. Sabahtan beri birinin bunu yapmasını bekliyorum. These are the results we've been waiting for. Bunlar beklediğimiz sonuçlar. Perhaps Tom is waiting for a reply. Tom yanıt bekliyordur belki. I bet everyone is waiting. Bahse girerim ki herkes bekliyordur. Dan was waiting for the police. Dan polisi bekliyordu. I've been waiting for this. Bunu bekliyorum. I have been waiting for almost half an hour. Neredeyse yarım saattir bekliyorum. This is the man I've been waiting for. Bu beklediğim adamdır. I was waiting for the bus. Otobüs bekliyordum. Tom is waiting for us in the lobby. Tom bizi lobide bekliyor. Tom and a few others are waiting for you on the porch. Tom ve birkaç kişi daha seni sundurmada bekliyor. This is the big break I've been waiting for. Bu beklediğim büyük şans. Tom is waiting for an answer. Tom bir cevap bekliyor. Your guests are waiting. Misafirlerin bekliyor. The letter I've been waiting for has arrived at last. Beklediğim mektup sonunda geldi. And now the moment you've all been waiting for. Ve şimdi hepinizin beklediği an. Tom is waiting for us. Tom bizi bekliyor. Tom was waiting inside his cabin. Tom kulübesinde bekliyordu. Tom said Mary was likely to be waiting in the lobby. Tom, Mary'nin muhtemelen lobide bekleyeceğini söyledi. I've been waiting so long for this. Bunun için çok uzun zamandır bekliyordum. Tom is waiting for you now. Tom şimdi seni bekliyor. Tom is waiting for Mary to tell him what to do. Tom Mary'nin ona ne yapacağını söylemesi için bekliyor. I was waiting for him. Onu bekliyordum. I'll be waiting for him. Onu bekliyor olurum. She is the person I was waiting for. Beklediğim kişi o. Tom was waiting for Mary. Tom Mary'yi bekliyordu. I've been waiting all night. Bütün gece bekledim. He is waiting for a telephone call. O bir telefon görüşmesi bekliyor. She is waiting now in the sitting-room. O şimdi oturma odasında bekliyor. I was waiting for something to happen. Bir şeylerin olmasını bekliyordum. Tom is waiting, isn't he? Tom bekliyor, değil mi? Tom is waiting in the car. Tom arabada bekliyor. They were waiting for the go-ahead. Onay bekliyorlardı. Do you know how long Tom has been waiting for you? Tom'un seni ne kadar zamandır beklediğini biliyor musun? I've been waiting for her. Ben onu bekliyorum. Tom is waiting for us in the car. Tom arabada bizi bekliyor. We've been waiting for your instructions. Talimatlarınızı bekliyoruz. I've been waiting for this my whole life. Hayatım boyunca bunu bekledim. A big surprise was waiting for Fadil at home. Fadıl'ı evde büyük bir sürpriz bekliyordu. I've been waiting for over an hour. Bir saatten daha fazla süredir bekliyorum. You've been waiting for over three hours. Üç saatten fazladır bekliyorsun. I've been waiting for you for 5 hours. Beş saattir sizi bekliyorum. Fadil was waiting for Layla to come in. Fadıl, Layla'nın gelmesini bekliyordu. Tom is waiting for Mary at home. Tom Mary'yi evde bekliyor. You're the one I've been waiting for. Sen beklediğim kişisin. Tom will be waiting for us. Tom bizi bekliyor olacak. I'll be waiting for Tom until 6 o'clock. Saat 6'ya dek Tom'u bekliyor olurum. I'll be waiting for you here. Seni burada bekliyor olacağım. Tom is waiting for you and Mary. Tom seni ve Mary'yi bekliyor. We've been waiting. Bekliyoruz. I'm going to be waiting in front of the station. İstasyonun önünde bekliyor olacağım. We were waiting on him for ten minutes. On dakikadır onu bekliyorduk. I've been waiting for Tom for an hour. Tom'u bir saattir bekliyorum. I've been waiting for Tom for an hour. Bir saattir Tom'u bekliyorum. Our guest is waiting for us downstairs. Misafirimiz alt katta bizi bekliyor. Hell is waiting for you. Cehennem seni bekliyor. Tom is waiting for me there. Tom beni orada bekliyor. Sami has been waiting for days. Sami günlerdir bekliyor. Tom hasn't been waiting very long. Tom çok uzun süredir beklemiyor. We'll be waiting for them. Biz onları bekliyor olacağız. I've been waiting for you all morning. Sabah hep seni bekledim. Tom has been waiting thirty minutes. Tom otuz dakikadır bekliyor. I've been waiting for Tom to leave. Tom'un terk etmesini bekliyorum. Tom is going to be waiting for me. Tom beni bekliyor olacak. Tom is waiting for his check. Tom çekini bekliyor. We've been waiting for over two months. İki aydan fazladır bekliyoruz. Tom has been waiting for it. Tom bunu bekliyordu. I'll be waiting for Tom downstairs. Tom'u aşağıda bekliyor olacağım. Tom is going to be waiting for us in the lobby. Tom bizi lobide bekliyor olacak. Tom is waiting for Mary at home. Tom evde Mary'yi bekliyor. Tom must be waiting for Mary. Tom, Mary'yi bekliyor olmalı. Tom is waiting for you to finish getting dressed. Tom giyinmeyi bitirmeni bekliyor. Tom is waiting at home. Tom evde bekliyor. Tom and I are waiting for you. Tom ve ben seni bekliyoruz. Tom is waiting to talk to you. Tom seninle konuşmak için bekliyor. Sami was waiting in the attic. Sami çatı katında bekliyordu. I've been waiting for Tom for a long time. Tom'u uzun zamandır bekliyordum. Sami was waiting in the darkness and Layla was the prey. Sami karanlıkta bekliyordu ve Layla da avdı. She is waiting now in the sitting-room. Şu anda oturma odasında bekliyor. When I arrived at the station, my friends were waiting for me. İstasyona vardığımda arkadaşlarım beni bekliyordu. I've been waiting for Tom to tell me what to do. Tom'un bana ne yapacağımı söylemesini bekliyordum. Frank was waiting with pleasure for the date in the evening. Frank akşamki randevuyu zevkle bekliyordu. We are waiting for Tom. Biz Tom'u bekliyoruz. Tom will be waiting for you when you get there. Sen oraya vardığına Tom seni bekliyor olacak. They were waiting for him. Onu bekliyorlardı. I knew she was waiting for Tom. Onun Tom'u beklediğini biliyordum. This is the job you've been waiting for. Bu beklediğin iş. Tom was waiting for Mary to call him. Tom, Mary'nin onu aramasını bekliyordu. I was waiting for someone to say that. Birinin bunu söylemesini bekliyordum. Tom has been waiting for thirty minutes. Tom otuz dakikadır bekliyor. I've been waiting to speak with you. Sizinle konuşmak için bekliyordum. Tom said Mary was likely to be waiting in the lobby. Tom, Mary'nin lobide bekliyor olabileceğini söyledi. I thought Tom might be waiting for us in front of the station. Tom'un istasyonun önünde bizi bekleyebileceğini düşündüm. Tom is waiting to pick his nephew up. Tom yeğenini almak için bekliyor. Tom is waiting with Mary, isn't he? Tom, Mary ile bekliyor, değil mi? I'll be waiting for him until 6 o'clock. Saat 6'ya kadar onu bekleyeceğim. Tom is waiting for something to happen. Tom bir şey olmasını bekliyor. I've been waiting for such a long time. Çok uzun zamandır bekliyorum. I've been waiting for the right moment. Doğru anı bekliyordum. I suspect Tom is waiting for us. Tom'un bizi beklediğinden şüpheleniyorum. I've been waiting long enough. Yeterince uzun süredir bekliyorum. It's me that Tom is waiting for. Tom'un beklediği kişi benim. Layla was waiting for trial. Leyla duruşmayı bekliyordu. They were waiting for the signal to start. Başlamak için sinyali bekliyorlardı. My pillow is waiting for me. Yastığım beni bekliyor. Tom is waiting for everyone to leave. Tom herkesin gitmesini bekliyor. Sami was waiting in the darkness and Layla was the prey. Sami karanlıkta bekliyordu, Layla ise avdı. I am waiting for the storm to blow over. Fırtınanın dinmesini bekliyorum. Layla was waiting in the darkness. Layla karanlıkta bekliyordu. Tom is waiting for someone to pick him up. Tom birinin onu almasını bekliyor. Tom is waiting to see us. Tom bizi görmek için bekliyor. Everyone is waiting on you. Herkes seni bekliyor. I'll be waiting for you here. Ben sizi burada bekliyor olacağım. He will be waiting for her. Onu bekliyor olacak. I'll be waiting for you outside. Seni dışarıda bekliyor olacağım. A lot of people were waiting for him. Bir sürü insan onu bekliyordu. Tom is waiting for someone. Tom birini bekliyor. We've already been waiting for three hours. Biz zaten üç saattir bekliyoruz. Tom is the person I was waiting for. Tom beklediğim kişi. Tom is waiting for Mary. Tom, Mary'yi bekliyor. Has Tom been waiting long? Tom uzun süredir bekliyor mu? He will be waiting for you. O, seni bekliyor olacak. I was waiting for someone to say that. Birinin bunu demesini bekliyordum. We were waiting for him over a cup of coffee. Bir fincan kahve içerken onu bekliyorduk. Tom is waiting for Mary. Tom Mary'yi bekliyor. I think you're the woman I've been waiting for all my life. Sanırım sen hayatım boyunca beklediğim kadınsın. I've been waiting for this call. Bu çağrıyı bekliyordum. Tom has probably been waiting for hours. Tom muhtemelen saatlerdir bekliyordur. Tom is waiting on the porch for you. Tom verandada seni bekliyor. Over there is the person I've been waiting for. Beklediğim kişi orada. Tom is waiting upstairs. Tom yukarıda bekliyor. They all are waiting in the parking lot. Hepsi otoparkta beklemektedir. Those children are waiting for their mother. O çocuklar annelerini bekliyor. I am waiting my turn. Sıramı bekliyorum. I was waiting for you to get back. Geri dönmeni bekliyordum. We've been waiting a very long time. Çok uzun zamandır bekliyoruz. How long had you been waiting when we arrived? Biz geldiğimizde ne kadar süredir bekliyordun? The cat is waiting for you at home. Kedi seni evde bekliyor. It looks like Tom is waiting for someone to help him. Görünüşe göre Tom, birinin ona yardım etmesini bekliyor. I know you've been waiting a long time, but could you wait just a little bit longer? Uzun zamandır beklediğini biliyorum, ama biraz daha bekleyebilir misin? I've been waiting for this moment. Bu anı bekliyordum. Tom is waiting for you to finish getting ready. Tom hazırlanmanı bitirmeni bekliyor. This is the job you've been waiting for. Beklediğiniz iş bu. Tom is waiting for a reply. Tom bir cevap bekliyor. Tom was waiting to see what would happen. Tom ne olacağını görmek için bekliyordu. You'll be waiting till hell freezes over before Tom will admit that he's wrong. Tom'un hatalı olduğunu kabul etmesi için ilelebet bekleyeceksiniz. I didn't know that you were waiting. Beklediğini bilmiyordum. I have been waiting for your reply, but have not heard from you. Cevabını bekliyordum ama senden haber alamadım. Tom has been waiting for this. Tom bunu bekliyor. I was waiting for Tom to do that. Tom'un bunu yapmasını bekliyordum. Tom is waiting inside. Tom içeride bekliyor. I've been waiting for love to come. Aşkın gelmesini bekliyordum. Tom is waiting to talk to Mary. Tom, Mary ile konuşmak için bekliyor. I was waiting for something to happen. Bir şey olmasını bekliyordum. Tom is waiting for you to finish getting ready. Tom hazırlanmanızı bitirmenizi bekliyor. Someone is waiting for you upstairs. Yukarıda sizi bekleyen biri var. Perhaps Tom is waiting for a reply. Belki Tom cevap bekliyordur. This is what I've been waiting for. Beklediğim de buydu. Tom has been waiting for this to happen. Tom bunun olmasını bekliyordu. I was waiting for you to get here. Ben de senin gelmeni bekliyordum. We'll be waiting for them. Onları bekleyeceğiz. His friends were waiting for him at the station. Arkadaşları istasyonda onu bekliyorlardı. I finally received the call I'd been waiting for for weeks. Haftalardır beklediğim telefon sonunda geldi. How long has Tom been waiting? Tom ne kadar süredir bekliyor? Dinner will be waiting. Akşam yemeği bekliyor olacak. I was waiting for the bus at that time. O sırada otobüsü bekliyordum. I've been waiting for years. Yıllardır bekliyorum. We've been waiting for over two months. Biz iki aydan fazladır bekliyoruz. Tom is waiting for you to finish doing that. Tom bunu yapmayı bitirmeni bekliyor. The sheriff is waiting for you in his office. Şerif seni ofisinde bekliyor. They were waiting to be rescued. Kurtarılmayı bekliyorlardı. Tom is waiting with Mary. Tom, Mary ile bekliyor. This is the big break I've been waiting for. Bu benim beklediğim büyük fırsat. I've been waiting the last half hour. Ben son yarım saattir bekliyorum. We were waiting. Bekliyorduk. I'll be waiting downstairs. Aşağı katta bekliyor olacağım. I've been waiting for this moment all my life. Bu anı tüm hayatım boyunca bekledim. This is the moment I've been waiting for all my life. Hayatım boyunca beklediğim an bu. Tom is waiting for you to say something. Tom bir şey söylemeni bekliyor. Tom was waiting for you. Tom senin için bekliyordu. She has been waiting for him thirty minutes. Otuz dakikadır onu bekliyordu. Everyone is waiting for me. Herkes beni bekliyor. I'll be waiting for him. Ben onu bekliyor olacağım. Tom is waiting for Mary's answer. Tom, Mary'nin cevabını bekliyor. I've been waiting for her for an hour. Bir saattir onu bekliyorum. Tom is waiting for Mary in the lobby. Tom lobide Mary'yi bekliyor. I've been waiting for this moment all my life. Hayatım boyunca bu anı bekledim. Tom has been waiting for it. Tom bunu bekliyor. Tom has been waiting for you to get here. Tom senin gelmeni bekliyordu. Layla was waiting for Sami in her tent. Layla çadırında Sami'yi bekliyordu. Tom is waiting for Mary on the bridge. Tom köprüde Mary'yi bekliyor. Tom has been waiting for three years. Tom üç yıldır bekliyor. It looks like Tom is waiting for someone to give him a ride. Görünüşe göre Tom onu arabayla bırakacak birini bekliyor. She was waiting at the quay as the ship came in. Gemi gelirken o rıhtımda bekliyordu. Hell is waiting for you. Cehennem sizi bekliyor. I've been waiting for one and a half-hours. Bir buçuk saattir bekliyorum. We've been waiting for that. Biz de bunu bekliyorduk. Mary is waiting for her daughter to come back home. Mary kızının eve geri dönmesini bekliyor. You're the one I've been waiting for. Beklediğim tek kişisin. We are waiting for Tom. Tom'u bekliyoruz. Your friends are waiting outside for you. Arkadaşların dışarıda seni bekliyorlar. It occurred to me while I was waiting for Tom that maybe I shouldn't have invited Mary. Tom'u beklerken aklıma Mary'yi davet etmemem gerektiği geldi. We'll be waiting. Bekleyeceğiz. Tom is waiting. Tom bekliyor. I'll be waiting right outside. Hemen dışarıda bekliyor olacağım. We've already been waiting for three hours. Zaten üç saattir bekliyoruz. Tom was waiting for us. Tom bizi bekliyordu. I'll be waiting inside. İçeride bekliyor olacağım. Everyone is waiting for her. Herkes onu bekliyor. Tom is waiting for that to happen again. Tom bunun tekrar olmasını bekliyor. Tom is the one that has been waiting the longest. En uzun bekleyen kişi Tom'dur. I was waiting for Tom to tell me what to do. Tom'un bana ne yapacağımı söylemesi için bekliyordum. It looks like Tom is waiting for someone to help him. Görünüşe göre Tom birinin ona yardım etmesini bekliyor. It looks as though Tom is waiting for something. Tom bir şey bekliyor gibi görünüyor. We were waiting for it. Onu bekliyorduk. Tom will be waiting at the station. Tom istasyonda bekliyor olacak. Tom is the one that has been waiting the longest. Tom en uzun süredir bekleyen kişi. I've been waiting for two hours. İki saattir bekliyorum. Tom is waiting for his daughter to come back home from the dance. Tom kızının danstan eve dönmesini bekliyor. I'll be waiting for the answer. Cevabı bekliyor olacağım. Tom is waiting for you to help him. Tom ona yardım etmeni bekliyor. How long have you been waiting? Ne zamandır bekliyorsun? I'll be waiting for Tom downstairs. Tom'u alt katta bekliyor olacağım. I was waiting for that question. Ben de bu soruyu bekliyordum. Tom will be waiting for us in the lobby. Tom bizi Lobide bekliyor olacak. We've been waiting for this moment for years. Yıllardır bu anı bekliyoruz. I've been waiting for that question. O soruyu bekliyordum. She is waiting. O bekliyor. Neither Tom nor Mary is waiting in the lobby. Ne Tom ne de Mary lobide bekliyor. Tom was waiting for Mary in the parking lot. Tom otoparkta Mary'yi bekliyordu. When he turned up, we had been waiting for two hours. Geldiğinde iki saattir bekliyorduk. They are waiting for you in front of the door. Kapının önünde senin için bekliyorlar. He has been waiting for an hour. Bir saattir bekliyor. I know you've been waiting a long time, but could you wait just a little bit longer? Uzun süredir beklediğini biliyorum fakat sadece biraz daha bekler misin? Tom is waiting for you in the parking lot. Tom park yerinde seni bekliyor. Tom has been waiting all his life for a woman like Mary. Tom hayatı boyunca Mary gibi bir kadını bekledi. I was waiting for the bus. Ben otobüs bekliyordum. Sami was waiting for Layla to get home. Sami, Leyla'nın eve gelmesini bekliyordu. Tom is waiting to hear from me. Tom benden haber bekliyor. Tom was waiting at the gate. Tom kapıda bekliyordu. Tom is waiting for me. Tom beni bekliyor. Tom wondered who Mary was waiting for. Tom, Mary'nin kimi beklediğini merak etti. Tell Tom Mary is waiting for him in the lobby. Tom'a Mary'nin onu lobide beklediğini söyle. Tom is waiting for Mary to come in. Tom, Mary'nin gelmesini bekliyor. I assumed Tom was waiting for Mary. Tom'un Mary'yi beklediğini sanıyordum. I've already drunk half a bottle of wine while I was waiting for you. Seni beklerken yarım şişe şarap içtim bile. I've been waiting for Tom to get here. Ben de Tom'un gelmesini bekliyordum. I've been waiting for half an hour. Yarım saattir bekliyorum. The Jacksons are waiting. Jackson'lar bekliyor. I've been waiting for Tom to tell me what to do. Tom'un bana ne yapacağımı söylemesini bekliyorum. Have you been waiting for me? Beni mi bekliyordun? Tom is waiting for my report. Tom benim raporumu bekliyor. The princess is waiting. Prenses bekliyor. Your friends are waiting. Arkadaşların bekliyor. I'll be waiting for you at the station tomorrow morning. Yarın sabah seni istasyonda bekliyor olacağım. Tom was waiting for a tow truck. Tom çekici bekliyordu. I've been waiting for you guys. Sizi bekliyordum arkadaşlar. The children were waiting for the first snowfall to build a snowman. Çocuklar kardan adam yapmak için ilk karın yağmasını bekliyorlardı. Tom is waiting for Mary to make that decision. Tom, Mary'nin bu kararı vermesini bekliyor. Tom is waiting in the conference room. Tom konferans odasında bekliyor. I've been waiting all year for this. Tüm sene boyu bunu bekledim. I knew Tom was waiting for Mary. Tom'un Mary için beklediğini biliyordum. Tom is waiting for Mary in front of the supermarket. Tom süpermarketin önünde Mary'yi bekliyor. I've been waiting half an hour. Yarım saattir bekliyorum. I'll be waiting for you at the usual place. Her zamanki yerde seni bekliyor olacağım. We've been waiting in line for over an hour. Bir saattir sırada bekliyoruz. A lot of people were waiting for him. Birçok insan onu bekliyordu. Tom has been waiting a long time. Tom uzun süredir bekliyor. Tom is waiting inside, isn't he? Tom içeride bekliyor, değil mi? I met Bob and Mary while I was waiting for Kate. Kate'i beklerken Bob ve Mary ile tanıştım. His friends were waiting for him at the station. Arkadaşları onu istasyonunda bekliyorlardı. Tom is waiting for Mary to return. Tom, Mary'nin dönmesini bekliyor. I have been waiting for an hour and a half. Bir buçuk saattir bekliyorum. Tom was waiting for someone. Tom birisi için bekliyordu. Tom was waiting for Mary then. Tom o zaman Mary'yi bekliyordu. Tom was waiting for Mary in the parking lot. Tom park yerinde Mary'yi bekliyordu. I've been waiting for the right time. Doğru zamanı bekliyordum. Tom is waiting in the parking lot. Tom otoparkta bekliyor. Sami is waiting for Layla. Sami, Leyla'yı bekliyor. Tom is waiting for you in the conference room. Tom sizi konferans odasında bekliyor. They were waiting for Tom. Onlar Tom'u bekliyorlardı. Tom was waiting for Mary in the lobby. Tom lobide Mary'yi bekliyordu. I've been waiting since six o'clock and still my turn hasn't come. Saat altıdan beri bekliyordum ve yine de sıram gelmedi. They were waiting for her. Onu bekliyorlardı. I was waiting for you. Ben seni bekliyorum. Tom is waiting for Mary's call. Tom, Mary'nin aramasını bekliyor. Tom is waiting at the gate. Tom kapıda bekliyor. Tom is waiting for something. Tom bir şey bekliyor. The car is waiting in front of the gate. Araba kapının önünde bekliyor. I've been waiting seven years for you. Yedi yıldır seni bekliyordum. He will be waiting for you when you get there. Oraya vardığınızda sizi bekliyor olacak. I'll be waiting. Bekliyor olacağım. Tom and I are waiting for the bus. Tom ve ben otobüsü bekliyoruz. Tom and Mary are waiting for you in the lobby. Tom ve Mary sizi lobide bekliyorlar. Fadil was waiting for Layla to call him. Fadıl Leyla'nın kendisini aramasını bekliyordu. Tom is waiting for you inside. Tom seni içeride bekliyor. I'll be waiting to see you on television. Seni televizyonda görmek için bekleyeceğim. I've been waiting for her. Onu bekliyordum. She may be waiting at the station now. Şu anda istasyonda bekliyor olabilir. She was waiting for the bus. Otobüs bekliyordu. I've been waiting seven years for you. Yedi yıldır seni bekliyorum. Have you been waiting a long time? Uzun süredir bekliyor musun? I've been waiting for the bus for half an hour. Yarım saattir otobüs bekliyorum. I'll be waiting for you at the front gate. Seni ön kapıda bekliyor olacağım. Tom is waiting in the parking lot. Tom park yerinde bekliyor. We've been waiting a long time. Uzun süredir bekliyoruz. Tom has been waiting for over three hours. Tom üç saatten fazladır bekliyor. Tom is waiting for you in his office. Tom seni ofisinde bekliyor. I thought Tom might be waiting for us in front of the station. Tom'un bizi istasyonun önünde bekleyebileceğini düşündüm. I met a friend while I was waiting for a bus. Otobüs beklerken bir arkadaşımla tanıştım. She was waiting for the bus. Otobüsü bekliyordu. We've been waiting all morning. Bütün sabah bekledik. Tom may be waiting for us now. Tom şimdi bizi bekliyor olabilir. I've been waiting for you for three hours. Üç saattir seni bekliyorum. We've been waiting for them. Biz onları bekliyoruz. I've been waiting for him. Onu bekliyordum. Tom was waiting for Mary to come. Tom Mary'nin gelmesini bekliyordu. I've been waiting long enough. Yeterince bekledim. Tom is waiting in the conference room. Tom konferans salonunda bekliyor. I was waiting for them. Onları bekliyordum. I can't tell you how long I've been waiting for this. Bunu ne kadar uzun zamandır beklediğimi anlatamam. I've been waiting for this call. Ben de bu aramayı bekliyordum. Tom is waiting for Mary to tell him what to do. Tom, Mary'nin ona ne yapacağını söylemesini bekliyor. I've been waiting for you for hours. Ben de seni saatlerdir bekliyorum. Tom is waiting for you in your office. Tom seni ofisinde bekliyor. This is what Tom has been waiting for. Bu Tom'un beklediği şey. Tom was waiting for Mary outside the restaurant. Tom restoranın dışında Mary'yi bekliyordu. This is the moment I've been waiting for all my life. Bu tüm hayatım boyunca beklediğim an. I've been waiting so long for this. Bunun için çok uzun süredir bekliyorum. Tom is waiting for Mary to call him. Tom, Mary'nin onu aramasını bekliyor. A cab is waiting. Bir taksi bekliyor. Sami was waiting. Sami bekliyordu. Have you been waiting for me? Benim için mi bekliyordun? Sami was waiting for the cops to come. Sami polislerin gelmesini bekliyordu. In the lab, two graduate students were waiting for me. Laboratuvarda iki yüksek lisans öğrencisi beni bekliyordu. This is the package you've been waiting for. Bu beklediğin paket. We had not been waiting long when the moon appeared. Ay göründüğünde çok fazla beklememiştik. The sky is waiting for sunset. Gökyüzü gün batımını bekliyor. Tom was waiting at a bus stop. Tom bir otobüs durağında bekliyordu. I was waiting all alone. Yapayalnız bekliyordum. I wonder if Tom is waiting for me. Tom'un beni bekleyip beklemediğini merak ediyorum. I've been waiting years for this. Bunun için yıllardır bekliyorum. Tom has been waiting for us for the past thirty minutes. Tom son otuz dakikadır bizi bekliyor. Everybody was waiting the same fate - death. Herkes aynı kaderi bekliyordu - ölümü. Fadil was waiting for Layla to come in. Fadıl, Leyla'nın içeri gelmesini bekliyordu. You've been waiting for this, haven't you? Bunu bekliyordun, değil mi? Tom has been waiting for Mary to do that. Tom Mary'nin bunu yapmasını bekliyor. I've been waiting for you for over an hour. Bir saatten fazla bir süredir seni bekliyorum. We've been waiting for hours, but he hasn't come. Saatlerdir bekliyoruz ama gelmedi. Tom has been waiting for this. Tom bunu bekliyordu. I've been waiting for you for a long time. Uzun zamandır seni bekliyordum. Tom is waiting to speak to Mary. Tom, Mary ile konuşmayı bekliyor. Everyone is waiting for you. Herkes seni bekliyor. Tom is waiting at the airport. Tom havaalanında bekliyor. Tom must be waiting for Mary. Tom Mary için bekliyor olmalı. Tom is waiting for your call. Tom senin aramanı bekliyor. I've been waiting for this for a year. Bir yıldır bunu bekliyorum. Do you know how long Tom has been waiting for you? Tom'un seni ne kadar zamandır bekliyor olduğunu biliyor musun? She was waiting in front of the building. Binanın önünde bekliyordu. I've been waiting for this. Bunu bekliyordum. Two gentlemen have been waiting to see you. İki beyefendi sizi görmek için bekliyor. We've been waiting for hours for you to show up! Saatlerdir gelmenizi bekliyoruz! Your friends are waiting. Arkadaşlarınız bekliyor. I've been waiting for him since early this morning. Bu sabahın erken saatlerinden beri onu bekliyorum. They all are waiting in the parking lot. Onların hepsi otoparkta bekliyor. Tom is waiting for Mary to do that. Tom, Mary'nin bunu yapmasını bekliyor. Tom is waiting for Mary's reply. Tom, Mary'nin yanıtını bekliyor. I will be waiting for the bus at seven. Yedide otobüsü bekliyor olacağım. I am waiting my turn. Ben sıramı bekliyorum. And now the moment you've all been waiting for. Ve şimdi hepinizin beklediği an geldi. I wonder what Tom is waiting for. Tom'un neyi beklediğini merak ediyorum. I was waiting for her. Ben de onu bekliyordum. I am waiting for the storm to blow over. Ben fırtınanın dinmesini bekliyorum. We've been waiting for this for ages. Uzun zamandır bunu bekliyoruz. Tom is waiting for somebody. Tom birini bekliyor. Layla was waiting for Sami in her tent. Leyla çadırında Sami'yi bekliyordu. Tom and Mary are waiting with John. Tom ve Mary John ile birlikte bekliyorlar. Tom is waiting to see what will happen. Tom ne olacağını görmek için bekliyor. I am waiting for you to finish your homework. Ödevini bitirmeni bekliyorum. Tom has been waiting for Mary. Tom Mary'yi bekliyor. We'll be waiting for Tom. Tom'u bekliyor olacağız. Tom and Mary are waiting for us. Tom ve Mary bizi bekliyor. I'm sure that Tom is waiting for you. Eminim Tom seni bekliyordur. Tom seemed to be waiting for somebody. Tom birini bekliyor gibiydi. Tom is waiting in front of the restaurant. Tom restoranın önünde bekliyor. I've been waiting for three years. Üç yıldır bekliyorum. We've been waiting long enough. Yeterince bekledik. Tom is waiting for a bus. Tom otobüs bekliyor. I'll be waiting for her. Onu bekliyor olurum. Someone is waiting for you downstairs. Biri alt katta seni bekliyor. Tom is waiting for you now. Tom şu anda seni bekliyor. I met Bob and Mary while I was waiting for Kate. Kate'i beklerken Bob ve Mary ile karşılaştım. I was waiting for you to get here. Buraya gelmenizi bekliyordum. It's what I've been waiting for. Beklediğim de buydu. Tom is waiting for an elevator. Tom bir asansör bekliyor. Tom was kidnapped on October 20, 2013, while he was waiting for a bus. Tom 20 Ekim 2013'te otobüs beklerken kaçırıldı. We've been waiting for Tom. Tom'u bekliyorduk. Tom is waiting for you to finish what you're doing. Tom yaptığın şeyi bitirmen için bekliyor. Tom and I are waiting with Mary. Tom ve ben Mary ile bekliyoruz. I'll be waiting for Tom until 6 o'clock. Altıya kadar Tom'u bekliyor olacağım. We were waiting for him for a long time. Uzun bir süredir onu bekliyorduk. My students are waiting for me. Öğrencilerim beni bekliyor. Tom is waiting patiently for Mary. Tom sabırla Mary'yi bekliyor. I've been waiting for this moment. Ben bu anı bekliyordum. I met a friend while I was waiting for a bus. Otobüs beklerken bir arkadaşa rastladım. Tom is waiting for Mary now. Tom şimdi Mary'yi bekliyor. Tom is waiting for you to finish doing that. Tom bunu bitirmeni bekliyor. I've been waiting for this call. Bu aramayı bekliyordum. Ken is waiting for the arrival of the train. Ken, trenin gelmesini bekliyor. I know that now, naturally, all are waiting for me to share something about my voyage. Yolculuğum hakkında bir şey paylaşmak için doğal olarak şimdi herkesin beni beklediğini biliyorum. Tom is waiting for a friend. Tom bir arkadaşını bekliyor. Tom is waiting there for you. Tom orada seni bekliyor. I'll be waiting for you in the lobby. Seni lobide bekliyor olacağım. I was waiting for the bus at that time. O zaman otobüs bekliyordum. Tom is waiting for Mary out front. Tom ön tarafta Mary'yi bekliyor. I've been waiting all year for this. Bunun için bütün yıl bekledim. I've only been waiting for five minutes. Sadece beş dakikadır bekliyorum. All day long today I have been waiting impatiently for you. Bugün bütün gün sabırsızlıkla seni bekledim. Tom and Mary are waiting for you in the lobby. Tom ve Mary lobide seni bekliyor. We've been waiting thirty minutes to eat. Yemek için otuz dakikadır bekliyoruz. Tom is waiting with everyone else. Tom diğerleriyle birlikte bekliyor. I'll be waiting downstairs. Ben aşağıda bekliyor olurum. I met some friends while I was waiting for a bus. Otobüs beklerken birkaç arkadaşla tanıştım. It was an accident that was waiting to happen. Olmayı bekleyen bir kazaydı. Frank was waiting with pleasure for the date in the evening. Frank keyifle akşamki randevuyu bekliyordu. We've been waiting for your instructions. Talimatlarınızı bekliyorduk. I'll be waiting right here for you. Burada seni bekliyor olacağım. Tom has been waiting all morning for Mary. Tom sabahtan beri Mary'yi bekliyor. A young person is waiting for you outside. Dışarıda genç biri sizi bekliyor. We are waiting for him to make another decision. Başka bir karar vermek için onu bekliyoruz. Tom read a book while he was waiting for the bus. Tom otobüs beklerken kitap okudu. I've been waiting like a year for this. Bunun için bir yıldır falan bekliyordum. I've been waiting for you to wake up. Uyanmanı bekliyordum. Someone is waiting for me. Biri beni bekliyor. I've been waiting since six o'clock and still my turn hasn't come. Saat altıdan beri bekliyorum ve hala sıram gelmedi. Tom told us he'd be waiting in front of the post office. Tom bize postanenin önünde bekleyeceğini söyledi. Everybody in the lobby is waiting to talk to Tom. Lobideki herkes Tom'la konuşmak için bekliyor. Tom is waiting outside the movie theater. Tom sinemanın dışında bekliyor. They are waiting for you in front of the door. Kapının önünde seni bekliyorlar. Tom has been waiting for more than three hours. Tom üç saatten fazladır bekliyor. I've been waiting so long for this day. Bu günü çok uzun zamandır bekliyordum. Tom has been waiting patiently. Tom sabırlı bir şekilde bekliyor. I was waiting for you to get here. Buraya gelmeni bekliyordum. I was waiting for that question. Bu soruyu bekliyordum. How long have you been waiting for me? Ne kadar süredir beni beklemektesin? We've been waiting in line for over an hour. Bir saatten daha fazla süredir kuyrukta bekliyoruz. I've been waiting for you all day. Bütün gün seni bekledim. We've been waiting for this. Bunun için bekliyorduk. The actors are waiting on the stage. Aktörler sahnede bekliyor. Your guests are waiting. Misafirleriniz bekliyor. Tom is waiting for a bus. Tom bir otobüs bekliyor. Have you been waiting a long time? Uzun zamandır mı bekliyorsun? They are waiting for you next to the long white house. Uzun beyaz evin yanında seni bekliyorlar. Tom is waiting for his daughter to come back home from the dance. Tom, kızının danstan eve geri dönmesini bekliyor. Tom is waiting for you at home. Tom sizi evde bekliyor. Nobody told me that you were waiting for me. Kimse bana beni beklediğini söylemedi. I've been waiting for you for over a week. Bir haftadır seni bekliyorum. Tom, I think that girl is waiting for you. Tom, sanırım şu kız seni bekliyor. I've been waiting all day for you. Bütün gün seni bekledim. Tom is waiting for his test results. Tom test sonuçlarını bekliyor. Tom has been waiting all morning for someone. Tom sabahtan beri birini bekliyor. Tom is waiting for a phone call. Tom bir telefon bekliyor. Your friends are waiting outside for you. Arkadaşların dışarıda seni bekliyor. I've been waiting here for Tom since this morning. Bu sabahtan beri burada Tom'u bekliyorum. I've been waiting here nearly three hours. Burada yaklaşık üç saattir bekliyorum. Tom is waiting for us in the car. Tom bizi arabada bekliyor. Tom is waiting to pick his nephew up. Tom, yeğenini almak için bekliyor. Tom is waiting for you to finish getting dressed. Tom giyinmeyi bitirmenizi bekliyor. The cat is waiting for you at home. Kedi evde seni bekliyor. I've been waiting for Tom. Tom'u bekliyordum. I was waiting for you to say that. Bunu söylemeni bekliyordum. Someone is waiting for you downstairs. Aşağıda seni bekleyen biri var. The person Tom and I were waiting for didn't turn up. Tom ve benim beklediğimiz kişi gelmedi. Tom is waiting for Mary to come home. Tom, Mary'nin eve gelmesini bekliyor. I've been waiting for this moment for years. Ben yıllardır bu anı bekliyorum. I had been waiting an hour when he appeared. O göründüğünde bir saattir bekliyordum. Tom is waiting for dinner. Tom akşam yemeğini bekliyor. I've been waiting for Tom for a long time. Uzun süredir Tom'u bekliyorum. We've been waiting long enough. Yeterince uzun süredir bekliyoruz. Mary had been waiting till her child fell asleep. Mary çocuğu uyuyana kadar beklemişti. The travelers are waiting to know the cause of the delay. Yolcular gecikmenin nedenini öğrenmeyi bekliyor. Tom is waiting for Mary to come. Tom, Mary'nin gelmesini bekliyor. Tom will be waiting. Tom bekliyor olacak. Tom has been waiting for Mary to do that. Tom, Mary'nin bunu yapmasını bekliyordu. Tom is waiting for someone to come. Tom birinin gelmesini bekliyor. People are waiting on this. İnsanlar bunu bekliyor. My parents are waiting for me. Annem ve babam beni bekliyorlar. I was waiting for Tom to do that. Tom'un onu yapmasını bekliyordum. I knew she was waiting for Tom. Tom'u beklediğini biliyordum. This is the moment we've been waiting for. İşte beklediğimiz an geldi. He was waiting for a long time. O, uzun süredir bekliyordu. Tom is waiting to see you. Tom seni görmek için bekliyor. Tom is waiting for Mary to come back home. Tom, Mary'nin eve dönmesini bekliyor. When I was waiting for the bus, I ran into my friend. Otobüs beklerken arkadaşıma rastladım. I've been waiting for the bus for half an hour. Yarım saattir otobüsü bekliyordum. Tom was waiting for someone. Tom birini bekliyordu. I was waiting. Bekliyordum. I've been waiting for my bus for almost an hour. Neredeyse bir saattir otobüsümü bekliyorum. Sami has been waiting in his car. Sami arabasında bekliyordu. I've been waiting for her for an hour. Onu bir saattir bekliyorum. This bus is the one we've been waiting for. Bu otobüs beklediğimiz otobüs. I know Tom is waiting for us. Tom'un bizi beklediğini biliyorum. Tom and Mary are waiting for you on the porch. Tom ve Mary sundurmada seni bekliyor. It looks as though Tom is waiting for somebody. Tom sanki birini bekliyor gibi görünüyor. We've been waiting for this to happen. Bunun olmasını bekliyorduk. We were waiting for him for a long time. Uzun zamandır onu bekliyorduk. It's obvious Tom is waiting for someone. Belli ki Tom birini bekliyor. Tom has been waiting in line for three hours. Tom üç saattir sırada bekliyor. Sami was waiting in hiding. Sami saklanarak bekliyordu. I've been waiting for you for over an hour. Bir saatten fazladır seni bekliyorum. Tom was waiting. Tom bekliyordu. I was waiting for him. Ben onu bekliyordum. I was waiting for Sami to talk to me. Sami'nin benimle konuşmasını bekliyordum. You haven't been waiting all that long. O kadar da uzun süre beklemedin. Tom is waiting for you at the bar. Tom seni barda bekliyor. I'll be waiting for my passport. Pasaportumu bekliyor olacağım. We have been waiting for hours for you to arrive. Saatlerdir sizin gelmenizi bekliyoruz. You've been waiting all morning. Sabahtan beri bekliyorsun. Your friends are waiting for you. Arkadaşların seni bekliyor. Ken is waiting for the train to come. Ken trenin gelişini bekliyor. This is what Tom has been waiting for. Tom'un beklediği şey buydu. I was waiting for Tom to leave. Tom'un gitmesini bekliyordum. Her Majesty is waiting. Majesteleri bekliyor. They were waiting for the gate to open. Kapının açılmasını bekliyorlardı. They must be waiting for you. Seni bekliyor olmalılar. They were waiting for the signal to start. Başlamak için işaret bekliyorlardı. Jane was waiting with her back against the tree. Jane sırtını ağaca dayamış bekliyordu. I've been waiting for this for so long. Bunu çok uzun zamandır bekliyordum. The actors are waiting on the stage. Oyuncular sahnede bekliyor. He is waiting for me in the yard. O beni bahçede bekliyor. Tom was waiting at a bus stop. Tom otobüs durağında bekliyordu. Sami was waiting for Layla to arrive home. Sami, Leyla'nın eve gelmesini bekliyordu. Tom is waiting for someone to pick him up. Tom onu alması için birini bekliyor. I've been waiting to speak with you. Seninle konuşmak için bekliyorum. Everybody is waiting for you. Herkes seni bekliyor. Tom has been waiting for Mary to come home. Tom Mary'nin eve gelmesini bekliyor. I'll be waiting for you in the lobby. Sizi lobide bekliyor olacağım. While I was waiting for the bus, I saw a traffic accident. Otobüs beklerken bir trafik kazası gördüm. Tom is waiting on the porch. Tom verandada bekliyor. Tom and Mary are waiting for you. Tom ve Mary seni bekliyor. The coach was waiting for the players to swim. Koç oyuncuların yüzmesini bekliyordu. Tom will be waiting in the lobby. Tom lobide bekliyor olacak. I've been waiting for love to come. Aşkın gelmesini beklemekteyim. Show More (1031)