bilateral - English Turkish Sentences
English Turkish
bilateral ikili adj.
  • The two countries signed a bilateral trade agreement.
  • İki ülke ikili bir ticaret anlaşması imzaladı.
  • It is deploying the most outrageous bullying tactics to get small countries to sign bilateral immunity agreements.
  • Küçük ülkelere ikili dokunulmazlık anlaşmaları imzalatmak için en çirkin zorbalık taktiklerini uyguluyor.
  • This is our message, the stance we will adopt at the bilateral meeting with the Russian authorities in Brussels.
  • Bu bizim mesajımız ve Brüksel'de Rus yetkililerle yapacağımız ikili görüşmede benimseyeceğimiz tutumdur.
Show More (15)
bilateral iki taraflı adj.
  • Should we be using multilateral aid or bilateral aid?
  • Çok taraflı yardım mı yoksa iki taraflı yardım mı kullanmalıyız?
  • To this sum we have to add the bilateral contributions of the Member States.
  • Bu toplama Üye Devletlerin iki taraflı katkılarını da eklememiz gerekmektedir.
  • I believe we can find a bilateral means of solving this.
  • Bunu çözmek için iki taraflı bir yol bulabileceğimize inanıyorum.
Show More (13)
bilateral bilateral adj.
  • Cephalopods are marine animals characterised by tentacles and bilateral body symmetry.
  • Kafadanbacaklılar, dokunaçlar ve bilateral vücut simetrisi ile tanımlanan deniz hayvanlarıdırlar.
Show More (-2)
English Turkish
bilateral bilateral adj.
  • Cephalopods are marine animals characterised by tentacles and bilateral body symmetry.
  • Kafadanbacaklılar, dokunaçlar ve bilateral vücut simetrisi ile tanımlanan deniz hayvanlarıdırlar.
Show More (-2)