bleep - English Turkish Sentences
English Turkish
bleep (yayın) biplemek v.
  • The alarm clock bleeped loudly.
  • Çalar saat yüksek sesle bipledi.
  • The profanity was bleeped out during the live broadcast.
  • Edilen küfür canlı yayın sırasında biplendi.
Show More (-1)
bleep çağrı göndermek v.
  • He bleeped his colleague to call him back as soon as possible.
  • Meslektaşına kendisini en kısa sürede araması için çağrı gönderdi.
Show More (-2)
bleep bip sesi n.
  • The microwave emits a loud bleep when the food is ready.
  • Mikrodalga, yemek hazır olduğunda yüksek bir bip sesi çıkarıyor.
Show More (-2)