bowl - English Turkish Sentences
English Turkish
bowl kase n.
  • Fill the bowl with warm water and bring it to me immediately.
  • Kaseyi ılık suyla doldurup hemen bana getirin.
  • Put the soup in the bowl with spoon.
  • Çorbayı kaşıkla kaseye koy.
  • Tom took a handful of popcorn from the bowl.
  • Tom kaseden bir avuç patlamış mısır aldı.
Show More (85)
bowl bowling oynamak v.
  • Tom must've gone bowling yesterday.
  • Tom dün bowling oynamaya gitmiş olmalı.
  • Do you enjoy bowling?
  • Bowling oynamaktan hoşlanır mısınız?
  • Do you bowl?
  • Bowling oynuyor musun?
Show More (5)
bowl bovling oynamak v.
  • Tom likes to bowl.
  • Tom bovling oynamayı sever.
  • Do you bowl?
  • Bovling oynar mısın?
Show More (-1)
bowl yuvarlamak v.
  • Stop talking and bowl your bowl.
  • Konuşmayı kes ve topunu yuvarla.
Show More (-2)
bowl (bovling veya çim topunda) atış yapmak v.
  • You can't bowl the ball as you want, rules of cricket limit you.
  • Topla istediğin gibi atış yapamazsın, kriket kuralları seni sınırlandırıyor.
Show More (-2)
bowl kayar gibi gitmek v.
  • We bowled down the road with an average speed.
  • Yolda ortalama bir hızla kayar gibi gidiyorduk.
Show More (-2)
bowl kase dolusu miktar n.
  • Put two bowls of rice and half three bowls of water and boil them together.
  • İki kase dolusu pirinç ve üç buçuk kase su koyarak hepsini birlikte kaynatın.
Show More (-2)
bowl stadyum n.
  • I'll meet you at the bowl's entrance, I've got the tickets.
  • Seninle stadyum girişinde buluşacağım, biletler bende.
Show More (-2)
bowl çim topu n.
  • We were playing bowl while my mother was walking down the street.
  • Annem sokakta yürürken biz de çim topu oynuyorduk.
Show More (-2)
bowl top n.
  • The player with the jersey number 3 has the bowl now.
  • Forması 3 numara olan oyuncu şimdi topu aldı.
Show More (-2)
bowl (krikette) oyun dışı bırakmak v.
  • The South African player bowled Virat Kohli with a successful throw.
  • Güney Afrikalı oyuncu başarılı bir atışla Virat Kohli'yi oyun dışı bıraktı.
Show More (-2)
bowl çanak n.
  • How many bowls do we have?
  • Biz kaç çanağa sahibiz?
Show More (-2)