1 |
businessman |
iş adamı |
n. |
|
- The successful businessman built a thriving company.
- Başarılı iş adamı giderek büyüyen bir şirket kurdu.
- Most businessman do not think of themselves as marketers, but marketing your business is important.
- Çoğu iş adamı kendilerini pazarlamacı olarak görmez, ancak işinizi pazarlamak önemlidir.
- Most businessman do not think of themselves as marketers, but marketing your business is important.
- Çoğu iş adamı kendilerini pazarlamacı olarak görmez ancak işinizi pazarlamak önemlidir.
- Tom is a businessman.
- Tom bir iş adamıdır.
- He has a good record as a businessman.
- Bir iş adamı olarak iyi bir sicile sahip.
- Tom is fitted to become a businessman.
- Tom, bir iş adamı olmak için uygundur.
- Tom is a respectable businessman.
- Tom saygıdeğer bir iş adamıdır.
- Tom is a shrewd businessman.
- Tom kurnaz bir iş adamı.
- Your father is a businessman.
- Babanız bir iş adamı.
- Tom dreamed of becoming a successful businessman.
- Tom başarılı bir iş adamı olmayı hayal etti.
- Tom is a successful businessman.
- Tom başarılı bir iş adamı.
- Tom is a ruthless businessman.
- Tom acımasız bir iş adamıdır.
- Tom is a very capable businessman.
- Tom çok yetenekli bir iş adamı.
- Tom is a retired businessman.
- Tom emekli bir iş adamı.
- Tom has become a successful businessman.
- Tom başarılı bir iş adamı oldu.
- I used to be a businessman.
- Eskiden bir iş adamıydım.
- The businessman appeared on television this morning.
- İş adamı bu sabah televizyona çıktı.
- The businessman appeared on television this morning.
- Bu sabah iş adamı televizyona çıktı.
- Is Tom a businessman?
- Tom bir iş adamı mı?
- Sami was a pugnacious businessman.
- Sami hırçın bir iş adamıydı.
- Many people stated he was a capable businessman who knew how to make a profit.
- Birçok kişi onun nasıl kâr edileceğini bilen yetenekli bir iş adamı olduğunu söyledi.
- Tom Jackson, a rich businessman, agreed to fund the project.
- Tom Jackson, zengin iş adamı, projeye yatırım yapmayı kabul etti.
- Tom said he was a businessman.
- Tom bir iş adamı olduğunu söyledi.
- Sami seemed the perfect model of the successful businessman.
- Sami başarılı bir iş adamı için mükemmel bir model gibi görünüyordu.
- Tom is now a businessman.
- Tom artık bir iş adamı.
- I'm a respectable businessman.
- Ben saygın bir iş adamıyım.
- Sami was a powerful businessman.
- Sami güçlü bir iş adamıydı.
- Tom is a shrewd businessman.
- Tom kurnaz bir iş adamıdır.
- Tom is a wealthy Boston businessman.
- Tom Boston'lu varlıklı bir iş adamı.
- I am longing for you to succeed as a businessman.
- Bir iş adamı olarak başarılı olmanı çok istiyorum.
- A wise businessman knows how to clamp down on costs.
- Akıllı bir iş adamı, masrafları nasıl azaltacağını bilir.
- I'm a businessman.
- Ben bir iş adamıyım.
- Sami was adopted by a wealthy businessman.
- Sami zengin bir iş adamı tarafından evlat edinildi.
- Tom is a businessman.
- Tom bir iş adamı.
- I used to dream about being a successful businessman.
- Başarılı bir iş adamı olmanın hayalini kurardım.
- A good businessman knows how to make money.
- İyi bir iş adamı nasıl para kazanacağını bilir.
- Sami's father is a businessman.
- Sami'nin babası bir iş adamıdır.
- The businessman is thinking of receding from the contract.
- İş adamı sözleşmeden çekilmeyi düşünüyor.
- He is nothing but a businessman.
- O bir iş adamından başka bir şey değil.
- The businessman is thinking of receding from the contract.
- İş adamı, sözleşmeden geri çekilmeyi düşünüyor.
- He is a promising young businessman.
- Gelecek vaat eden genç bir iş adamı.
- Many people stated he was a capable businessman who knew how to make a profit.
- Birçok insan onun nasıl kazanç elde edeceğini bilen yetenekli bir iş adamı olduğunu ifade etti.
- Your father is a businessman.
- Senin baban bir iş adamı.
- He's a successful businessman.
- O başarılı bir iş adamı.
- My father is a businessman.
- Babam bir iş adamıdır.
- He is a Japanese businessman, but he lives in Finland.
- Japon bir iş adamıdır ama Finlandiya'da yaşamaktadır.
- Learning Klingon will be of great use for his career as a businessman.
- Klingonca öğrenmek bir iş adamı olarak onun mesleği için büyük yararı olacak.
- He's an acute businessman.
- O zeki bir iş adamıdır.
- Tom is a wealthy Boston businessman.
- Tom Bostonlu zengin bir iş adamıdır.
- Tom is now a businessman.
- Tom şimdi bir iş adamı.
- I used to dream about being a successful businessman.
- Başarılı bir iş adamı olmayı hayal ederdim.
- Tom is a ruthless businessman.
- Tom bir gaddar iş adamı.
- Tom was a successful handsome businessman.
- Tom başarılı ve yakışıklı bir iş adamıydı.
- Besides being a businessman, he is a musician.
- İş adamı olmasının yanı sıra bir müzisyen.
- The businessman didn't dare withdraw from the transaction.
- İş adamı işlemden caymaya cesaret edemedi.
- He is nothing but a businessman.
- O sadece bir iş adamıdır.
- Tom Jackson, a rich businessman, agreed to fund the project.
- Zengin bir iş adamı olan Tom Jackson projeyi finanse etmeyi kabul etti.
- Tom is a very capable businessman.
- Tom çok yetenekli bir iş adamıdır.
- Sami's father is a businessman.
- Sami'nin babası bir iş adamı.
Show More (56)
|
2 |
businessman |
işadamı |
n. |
|
- Is turning our businessmen into criminals really what European unity is really all about?
- İşadamlarımızı birer suçluya dönüştürmek gerçekten de Avrupa birliğinin amacı mıdır?
- The businessmen of Taiwan and the European Union have found their own way.
- Tayvan ve Avrupa Birliği'nin işadamları kendi yollarını buldular.
- Is turning our businessmen into criminals really what European unity is really all about?
- Avrupa'nın birliği gerçekten de işadamlarımızı birer suçluya dönüştürmekle mi ilgili?
- The businessmen of Taiwan and the European Union have found their own way.
- Tayvan ve Avrupa Birliği'ndeki işadamları kendi yollarını buldular.
- Content marketing might appear easy for new businessmen, but it's not.
- İçerikle pazarlama, yeni işadamları için kolay görünebilir ancak öyle değil.
- Content marketing might appear easy for new businessmen, but it's not.
- İçerikle pazarlama yeni işadamları için kolay görünebilir, ancak öyle değildir.
- Hans is a German businessman.
- Hans Alman bir işadamıdır.
- He is without doubt one of the most successful businessmen in Japan.
- Japonya'daki en başarılı işadamlarından biri olduğuna şüphe yok.
- The audience was mostly businessmen.
- Seyircilerin çoğu işadamıydı.
- Hans is a German businessman.
- Hans Alman bir işadamı.
- Besides being a businessman, he is a musician.
- Bir işadamı olmasının yanında, o bir müzisyen de.
- Foreign businessmen living in Tokyo often complain of the high prices for imported western food.
- Tokyo'da yaşayan yabancı işadamları genellikle ithal batı yiyeceklerinin yüksek fiyatlarından şikayet ederler.
- He has a good record as a businessman.
- İşadamı olarak iyi bir sicili var.
- I used to be a businessman.
- Ben bir işadamıydım.
- A Japanese businessman bought the artwork for 200 million yen.
- Bir Japon işadamı sanat eserini 200 milyon yen karşılığında satın aldı.
- Tom has become a successful businessman.
- Tom başarılı bir işadamı oldu.
- He's an acute businessman.
- Çok zeki bir işadamı.
- Learning Klingon will be of great use for his career as a businessman.
- Klingonca öğrenmek bir işadamı olarak kariyerine büyük katkı sağlayacak.
- Tom is a retired businessman.
- Tom emekli bir işadamı.
- Tom is a respectable businessman.
- Tom saygın bir işadamıdır.
- Businessmen often go to this restaurant.
- İşadamları sık sık bu restorana gider.
- A survey shows that many businessmen skip lunch.
- Bir anket, birçok işadamının öğle yemeğini atladığını gösteriyor.
- Tom dreamed of becoming a successful businessman.
- Tom başarılı bir işadamı olmayı hayal ediyordu.
- Dan claimed he stole the diamond from a rich businessman's wife.
- Dan elması zengin bir işadamının karısından çaldığını iddia etti.
- This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
- Bu müessese hem turist hem de işadamlarından oluşan bir müşteri kitlesini kendine çekiyor.
- He seems like a respectable businessman, but he's really part of the Mafia.
- Saygın bir işadamı gibi görünüyor ama aslında mafyanın bir parçası.
- He is a Japanese businessman, but he lives in Finland.
- O Japon bir işadamı ama Finlandiya'da yaşıyor.
- He is a promising young businessman.
- Gelecek vaat eden genç bir işadamı.
- Businessmen could not pay back money they owed the banks.
- İşadamları bankalara olan borçlarını ödeyemiyorlardı.
- Sami was a powerful businessman.
- Sami güçlü bir işadamıydı.
Show More (27)
|
3 |
businessman |
iş insanı |
n. |
|
- Most businessman do not think of themselves as marketers, but marketing your business is important.
- Çoğu iş insanı kendini pazarlamacı olarak görmez ama işletmenizi pazarlamak önemlidir.
- He wanted them to go to college and learn to be businessmen.
- Üniversiteye gitmelerini ve iş insanı olmayı öğrenmelerini istiyordu.
- Sami was adopted by a wealthy businessman.
- Sami zengin bir iş insanı tarafından evlat edinildi.
Show More (0)
|