|
- I feel bad about leaving you all by yourself at work too.
- Ben de seni işyerinde tek başına bıraktığım için üzülüyorum.
- I feel bad about leaving you all by yourself at work too.
- Seni işte tek başına bıraktığım için de kendimi kötü hissediyorum.
- Do you really think you can do that by yourself?
- Gerçekten bunu tek başına yapabileceğini düşünüyor musun?
- Can you do that by yourself?
- Onu tek başına yapabilir misin?
- Don't go there by yourself.
- Oraya tek başına gitme.
- What're you doing by yourself?
- Tek başına ne yapıyorsun?
- You shouldn't go out at night by yourself.
- Gece tek başına dışarı çıkmamalısın.
- You don't usually do that by yourself, do you?
- Bunu genelde tek başına yapmazsın, değil mi?
- You can't save the world by yourself.
- Dünyayı tek başına kurtaramazsın.
- I'm sorry you had to do this by yourself.
- Bunu tek başına yapmak zorunda kaldığın için üzgünüm.
- I can't believe your parents let you come here by yourself.
- Ailenin buraya tek başına gelmene izin verdiğine inanamıyorum.
- I don't think you should try to do that by yourself.
- Bence bunu tek başına yapmaya çalışmamalısın.
- Can you move this desk by yourself?
- Bu masayı tek başına taşıyabilir misin?
- Do you run this place by yourself?
- Burayı tek başına mı işletiyorsun?
- You really should've gone by yourself.
- Gerçekten tek başına gitmeliydin.
- Are you sure you can do that by yourself?
- Bunu tek başına yapabileceğine emin misin?
- I don't like the idea of leaving you at home by yourself.
- Evde seni tek başına bırakma fikrini sevmiyorum.
- Did you come here by yourself?
- Buraya tek başına mı geldin?
- You can't do that by yourself, can you?
- Onu tek başına yapamazsın, değil mi?
- You may have to do that by yourself.
- Onu tek başına yapmak zorunda kalabilirsin.
- Did you come by yourself today?
- Bugün tek başına mı geldin?
- Are you sure you can handle this by yourself?
- Bunu tek başına halledebileceğine emin misin?
- I don't think you should go there by yourself.
- Bence oraya tek başına gitmemelisin.
- I don't think it's safe to go out at night by yourself.
- Gece tek başına dışarı çıkmanın güvenli olduğunu sanmıyorum.
- Do you have to go there by yourself?
- Oraya tek başına gitmek zorunda mısın?
- I didn't know you were going to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapacağını bilmiyordum.
- Why did you do that by yourself?
- Bunu neden tek başına yaptın?
- You might have to do this all by yourself.
- Bunu tek başına yapmak zorunda kalabilirsin.
- You won't have any problem getting home by yourself, will you?
- Eve tek başına gitmekte sorun yaşamazsın, değil mi?
- Are you strong enough to do that by yourself?
- Bunu tek başına yapabilecek kadar güçlü müsün?
- I couldn't leave you alone to face the danger by yourself.
- Tehlikeyle tek başına yüzleşmen için seni yalnız bırakamazdım.
- You can probably do that by yourself.
- Muhtemelen bunu tek başına yapabilirsin.
- Don't you get lonely out here all by yourself?
- Burada tek başına yalnızlık çekmiyor musun?
- Don't try to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmaya çalışma.
- Tom said that he wished you wouldn't go out after dark by yourself.
- Tom, hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamanı dilediğini söyledi.
- I don't think it's a good idea for you to go Boston by yourself.
- Boston'a tek başına gitmenin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
- Did you do the homework by yourself?
- Ev ödevini tek başına mı yaptın?
- Are you sure you want to stay here by yourself?
- Burada tek başına kalmak istediğinizden emin misiniz?
- You'll have to deal with that by yourself.
- Onunla tek başına uğraşmak zorunda kalacaksın.
- You can't do it all by yourself.
- Her şeyi tek başına yapamazsın.
- I'm not sure it's a good idea for you to go out at night by yourself.
- Gece tek başına dışarı çıkmanın senin için iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
- It's not safe to go out after dark by yourself.
- Hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmak güvenli değil.
- Are you by yourself?
- Sen tek başına mısın?
- I just didn't want you to go there by yourself.
- Oraya tek başına gitmeni istemedim.
- Were you able to do that by yourself?
- Bunu tek başına yapabildin mi?
- You can't do it by yourself.
- Tek başına yapamazsın.
- Do you really think you can do that by yourself?
- Gerçekten onu tek başına yapabileceğini düşünüyor musun?
- I told you not to go by yourself.
- Sana tek başına gitmemeni söyledim.
- You're not going there by yourself, are you?
- Oraya tek başına gitmiyorsun, değil mi?
- Don't do that by yourself.
- Bunu tek başına yapma.
- I can't believe you really want to live here all by yourself.
- Burada tek başına yaşamak istediğine inanamıyorum.
- Don't ever try to do this by yourself.
- Bunu tek başına yapmaya çalışma.
- Are you sure you want to do that by yourself?
- Bunu tek başına yapmak istediğine emin misin?
- You built that all by yourself?
- Bunu tek başına mı yaptın?
- Are you really going to do that by yourself?
- Bunu gerçekten tek başına mı yapacaksın?
- It is dangerous for you to travel to a foreign country by yourself.
- Yabancı bir ülkeye tek başına seyahat etmen tehlikeli.
- You're too young to live by yourself.
- Tek başına yaşamak için çok gençsin.
- Do you live by yourself?
- Tek başına mı yaşıyorsun?
- I don't think that you did all this homework by yourself.
- Bütün bu ev ödevini tek başına yaptığını sanmıyorum.
- You are not old enough to go swimming by yourself.
- Tek başına yüzmeye gidecek yaşta değilsin.
- You're too young to travel by yourself.
- Tek başına seyahat etmek için çok gençsin.
- Do you really want to go to Boston by yourself?
- Boston'a tek başına gitmeyi gerçekten istiyor musun?
- You could've done that by yourself.
- Bunu tek başına yapabilirdin.
- You'll have to handle this by yourself.
- Bununla tek başına meşgul olmak zorundasın.
- I know that you won't be able to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapamayacağını biliyorum.
- Are you sure you want to do this by yourself?
- Bunu tek başına yapmak istediğinden emin misin?
- Did you really make this by yourself?
- Bunu gerçekten tek başına mı yaptın?
- Do you think you could handle this job by yourself?
- Tek başına bu işin üstesinden gelebileceğini düşünüyor musun?
- Tom said he wished that you wouldn't go out after dark by yourself.
- Tom hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamanı dilediğini söyledi.
- Are you by yourself?
- Tek başına mısın?
- You shouldn't be doing that by yourself.
- Bunu tek başına yapmamalısın.
- You might want to go there by yourself.
- Oraya tek başına gitmek isteyebilirsin.
- Are you sure you'll be alright here by yourself?
- Burada tek başına iyi olacağına emin misin?
- You can always try doing it by yourself.
- Bunu her zaman tek başına yapmaya çalışabilirsin.
- Do you really think your parents will let you go to Boston by yourself?
- Ebeveynlerinin Boston'a tek başına gitmene izin vereceklerini gerçekten düşünüyor musun?
- You'll never be able to do it by yourself.
- Bunu tek başına asla yapamayacaksın.
- Did you really build that by yourself?
- Gerçekten onu tek başına mı inşa ettin?
- I know that you won't be able to do that by yourself.
- Onu tek başınıza yapamayacağınızı biliyorum.
- Are you strong enough to lift that by yourself?
- Onu tek başına kaldıracak kadar güçlü müsün?
- Would you prefer to do that by yourself?
- Bunu tek başına yapmayı mı tercih ederdin?
- I don't want you doing that by yourself.
- Bunu tek başına yapmanı istemiyorum.
- Do you always go shopping by yourself?
- Alışverişe hep tek başına mı çıkarsın?
- Did you really do this all by yourself?
- Bunu gerçekten tek başına mı yaptın?
- I think it's highly unlikely that you'll be able to do that by yourself.
- Senin onu tek başına yapabilmenin pek olası olmadığını düşünüyorum.
- Don't you know how dangerous it is to go swimming by yourself?
- Tek başına yüzmeye gitmenin ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyor musun?
- I don't want you driving all the way from Boston by yourself.
- Boston'dan o kadar yolu tek başına gelmeni istemiyorum.
- Did you really dance by yourself?
- Gerçekten tek başına mı dans ettin?
- You should do that by yourself.
- Onu tek başına yapmalısın.
- Why did you do that by yourself?
- Onu neden tek başına yaptın?
- This is a problem you have to solve by yourself.
- Bu tek başına çözmen gereken bir sorun.
- You had better not wander around here by yourself.
- Buralarda tek başına dolaşmasan iyi olur.
- I think you should go there by yourself.
- Bence oraya tek başına gitmelisin.
- Do you wanna go see them by yourself?
- Onları tek başına mı görmek istiyorsun?
- I hope you're not planning on doing that by yourself.
- Umarım bunu tek başına yapmayı planlamıyorsundur.
- I told you not to go by yourself.
- Tek başına gitme demiştim.
- You never should've gone there by yourself.
- Oraya asla tek başına gitmemeliydin.
- I recommend that you don't go there by yourself.
- Oraya tek başına gitmemeni tavsiye ederim.
- You are not old enough to go swimming by yourself.
- Tek başına yüzmeye gidecek kadar büyük değilsin.
- Did you really do your homework by yourself?
- Ödevini gerçekten tek başına mı yaptın?
- I think it's highly unlikely that you'll be able to do that by yourself.
- Bence bunu tek başınıza yapabilmeniz pek mümkün değil.
- Have you ever made your bed by yourself?
- Hiç yatağınızı tek başınıza yaptınız mı?
- You really don't want to go by yourself, do you?
- Gerçekten tek başınıza gitmek istemiyorsunuz, değil mi?
- Did you really do this by yourself?
- Bunu gerçekten tek başına mı yaptın?
- You can't save the world by yourself.
- Tek başına dünyayı kurtaramazsın.
- Are you strong enough to lift that by yourself?
- Onu tek başına kaldırabilecek kadar güçlü müsün?
- I don't think you can do that by yourself.
- Bunu tek başına yapabileceğini sanmıyorum.
- Tom said he wished that you wouldn't go out after dark by yourself.
- Tom, hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamanı dilediğini söyledi.
- Did you sing by yourself?
- Tek başına şarkı söyledin mi?
- You're going to have to take care of this by yourself.
- Bununla tek başına ilgilenmek zorunda kalacaksın.
- I'm glad you didn't go there by yourself.
- Tek başına oraya gitmediğine sevindim.
- You shouldn't go there by yourself.
- Oraya tek başına gitmemelisin.
- Is it true you assembled the engine by yourself?
- Motoru tek başına monte ettiğin doğru mu?
- You'll have to do that by yourself.
- Bunu tek başınıza yapmanız gerekecek.
- Can't you do that by yourself?
- Bunu tek başına yapamaz mısın?
- Tom said that he wished you wouldn't go out after dark by yourself.
- Tom hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamanı dilediğini söyledi.
- Did you watch that movie by yourself?
- O filmi tek başına mı izledin?
- I should never have let you carry that by yourself.
- Onu tek başına taşımana asla izin vermemeliydim.
- Did you really bake the pie by yourself?
- Turtayı gerçekten tek başınıza mı yaptınız?
- I'd like you to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmanı istiyorum.
- Is it true that you cleaned the house by yourself?
- Evi tek başına temizlediğin doğru mu?
- That's a pretty big job to do all by yourself.
- Bu tek başına yapmak için oldukça büyük bir iş.
- It would be depressing to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmak iç karartıcı olurdu.
- Can you manage to carry the suitcase by yourself?
- Bavulu tek başına taşıyabilir misin?
- It probably wouldn't have been difficult to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmak muhtemelen zor olmazdı.
- Tom wouldn't let you go there by yourself.
- Tom oraya tek başına gitmene izin vermezdi.
- You're too young to live by yourself.
- Sen tek başına yaşamak için çok gençsin.
- You might not want to go there by yourself.
- Oraya tek başına gitmek istemeyebilirsin.
- I can't believe your parents let you come here by yourself.
- Ebeveynlerinin tek başına buraya gelmene izin verdiklerine inanamıyorum.
- Why are you doing that by yourself?
- Neden bunu tek başına yapıyorsun?
- I can't believe you did this by yourself.
- Bunu tek başına yaptığına inanamıyorum.
- You really don't want to go by yourself, do you?
- Gerçekten tek başına gitmek istemiyorsun, değil mi?
- Are you here all by yourself?
- Burada tamamen tek başınıza mısınız?
- I don't think you should try doing that by yourself.
- Bence bunu tek başınıza yapmayı denememelisiniz.
- I know that you don't want to do that by yourself.
- Onu tek başınıza yapmak istemediğinizi biliyorum.
- You should do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmalısın.
- You shouldn't go out after dark by yourself.
- Hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamalısın.
- You're too young to do that by yourself.
- Onu tek başına yapmak için çok gençsin.
- You could drive home by yourself.
- Eve tek başına gidebilirsin.
- Do you think you could handle this job by yourself?
- Sence bu işi tek başına halledebilir misin?
- You can't do it by yourself.
- Bunu tek başına yapamazsın.
- Don't do that by yourself.
- Bunu tek başınıza yapmayın.
- Do you really think your parents will let you go to Boston by yourself?
- Gerçekten annenlerin Boston'a tek başına gitmene izin vereceğini mi sanıyorsun?
- Don't go there by yourself.
- Oraya tek başınıza gitmeyin.
- You wouldn't do that by yourself, would you?
- Bunu tek başına yapmazsın, değil mi?
- Do you ever swim by yourself?
- Hiç tek başına yüzdün mü?
- Why don't you do that by yourself?
- Neden bunu tek başına yapmıyorsun?
- Are you sure you want to stay here by yourself?
- Burada tek başına kalmak istediğine emin misin?
- You shouldn't go there by yourself.
- Tek başına oraya gitmemelisin.
- It's actually possible to do that by yourself.
- Aslında bunu tek başına yapman mümkün.
- That's a pretty big job to do all by yourself.
- O tamamen tek başına yapmak için oldukça büyük bir iş.
- You can't lift the piano by yourself.
- Piyanoyu tek başına kaldıramazsın.
- Are you sure you can handle it by yourself?
- Tek başına onun üstesinden gelebileceğinden emin misin?
- Are you doing that by yourself?
- Bunu tek başına mı yapıyorsun?
- Can you imagine doing this by yourself?
- Bunu tek başınıza yaptığınızı hayal edebiliyor musunuz?
- You didn't go by yourself, did you?
- Tek başına gitmedin, değil mi?
- Is it true you learned French all by yourself?
- Fransızcayı tek başına öğrendiğin doğru mu?
- Don't ever try to do this by yourself.
- Sakın bunu tek başına yapmaya kalkma.
- What're you doing by yourself?
- Tek başınıza ne yapıyorsunuz?
- You should be able to do this by yourself.
- Bunu tek başına yapabilmelisin.
- Don't attempt to do this by yourself.
- Bunu tek başına yapmaya kalkışma.
- There's no way you can do that by yourself.
- Onu tek başına yapabileceğin hiçbir yol yok.
- I don't think you did this by yourself.
- Bunu tek başına yaptığını sanmıyorum.
- Did you watch that movie by yourself?
- Bu filmi tek başına mı izledin?
- Go by yourself!
- Tek başına git!
- It's not a good idea to go out after dark by yourself.
- Hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmak iyi bir fikir değil.
- I can't believe you did this by yourself.
- Bunu tek başınıza yaptığınıza inanamıyorum.
- That's why I told you not to go by yourself.
- Bu yüzden sana tek başına gitme dedim.
- I should never have let you do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmana asla izin vermemeliydim.
- I'm glad you didn't go there by yourself.
- Oraya tek başına gitmediğine sevindim.
- Soon you'll get used to living by yourself.
- Yakında tek başına yaşamaya alışacaksın.
- Tom wouldn't let you go there by yourself.
- Tom oraya tek başına gitmenize izin vermezdi.
- Can you solve the problem by yourself?
- Bu sorunu tek başına çözebilir misin?
- You can't go anywhere by yourself.
- Tek başına bir yere gidemezsin.
- You can't do that by yourself, can you?
- Bunu tek başına yapamazsın, değil mi?
- It probably wouldn't be easy to do that by yourself.
- Muhtemelen bunu tek başına yapmak kolay olmayacaktır.
- Do you really want to raise these children by yourself?
- Bu çocukları gerçekten tek başına büyütmek istiyor musun?
- Are you by yourself or with someone?
- Tek başına mısın yoksa biriyle birlikte misin?
- What are you doing sitting here in the dark all by yourself?
- Burada karanlıkta tek başına oturmuş ne yapıyorsun?
- Can you manage that by yourself?
- Onu tek başına yönetebilir misin?
- You could've gone by yourself.
- Tek başına da gidebilirdin.
- Didn't I ask you not to go there by yourself?
- Sana oraya tek başına gitme demedim mi?
- There's no way you can do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmanın imkanı yok.
- Can you manage to carry that heavy suitcase by yourself?
- Bu ağır valizi tek başına taşıyabilir misin?
- Is it true that you learned French all by yourself?
- Fransızcayı tek başına öğrendiğin doğru mu?
- Do you really want to go to Boston by yourself?
- Boston'a gerçekten tek başına gitmek mi istiyorsun?
- It probably would be dangerous to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapman muhtemelen tehlikeli olur.
- I saw you out here by yourself and thought you might like someone to talk to.
- Seni burada tek başına gördüm ve biriyle konuşmak isteyebileceğini düşündüm.
- Do you expect me to believe you did this by yourself?
- Bunu tek başına yaptığına inanmamı mı bekliyorsun?
- Did you really do that by yourself?
- Onu gerçekten tek başına mı yaptın?
- It wouldn't be safe to go there by yourself.
- Oraya tek başına gitmen güvenli olmaz.
- I'm never going to let you go to Boston by yourself.
- Boston'a tek başına gitmene asla izin vermeyeceğim.
- You have to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmalısın.
- You'll have to handle it by yourself.
- Bunu tek başına ele almak zorunda kalacaksın.
- I know that you don't want to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmak istemediğini biliyorum.
- You could drive home by yourself.
- Eve arabayla tek başına gidebilirsin.
- You don't seem to have the confidence to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapacak kadar kendine güvenin yok gibi görünüyor.
- You'll have to do that by yourself.
- Bunu tek başınıza yapmak zorunda kalacaksınız.
- I advise you not to walk home by yourself after dark.
- Hava karardıktan sonra eve tek başına yürümemeni tavsiye ederim.
- Did you dance by yourself?
- Tek başına mı dans ettin?
- Tom won't let you go there by yourself.
- Tom senin oraya tek başına gitmene izin vermeyecek.
- You shouldn't have gone there by yourself.
- Oraya tek başına gitmemeliydin.
- Don't walk home by yourself.
- Eve tek başına yürüme.
- Do you still think you'll be able to do that by yourself?
- Hâlâ bunu tek başına yapabileceğini düşünüyor musun?
- Did you really do that by yourself?
- Bunu gerçekten tek başına mı yaptın?
- Is it true that you cut this huge tree by yourself?
- Bu büyük ağacı tek başına kestiğin doğru mu?
- Did you really do this all by yourself?
- Bunu gerçekten tamamen tek başına mı yaptın?
- I thought you lived by yourself.
- Tek başına yaşadığını sanıyordum.
- I don't like the idea of leaving you at home by yourself.
- Seni evde tek başına bırakma fikrinden hoşlanmıyorum.
- You shouldn't have gone there by yourself.
- Tek başına oraya gitmemeliydin.
- Do you like to travel by yourself?
- Tek başına seyahat etmeyi sever misin?
- Wouldn't you rather do that by yourself?
- Onu tek başına yapmayı tercih etmez misin?
- Did you do that by yourself?
- Onu tek başına mı yaptın?
- You're going to have to take care of this by yourself, aren't you?
- Bu işi tek başına halletmek zorundasın, değil mi?
- Did you study by yourself?
- Tek başınıza mı çalıştınız?
- Can you put on a kimono by yourself?
- Tek başına bir kimonoyu giyebilir misin?
- Are you sure you want to do that by yourself?
- Onu tek başına yapmak istediğinden emin misin?
- Do you really want to raise these children by yourself?
- Bu çocukları tek başına büyütmeyi gerçekten istiyor musun?
- Tom won't let you go there by yourself.
- Tom oraya tek başına gitmene izin vermez.
- It would be impossible to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapman imkansız olurdu.
- You don't have to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmak zorunda değilsin.
- You should never do that by yourself.
- Bunu asla tek başına yapmamalısın.
- I should've known that you wouldn't be willing to go there by yourself.
- Oraya tek başına gitmek istemeyeceğini bilmeliydim.
- Are you planning on eating that all by yourself?
- Bunu tek başına mı yemeyi planlıyorsun?
- It wouldn't be safe to go there by yourself.
- Oraya tek başına gitmen güvenli olmazdı.
- Don't try to do this by yourself.
- Bunu tek başına yapmaya çalışma.
- You can't go anywhere by yourself.
- Tek başına hiçbir yere gidemezsin.
- Tom is never going to let you go to Boston by yourself.
- Tom Boston'a tek başına gitmene asla izin vermez.
- Can you really do that by yourself?
- Bunu gerçekten tek başına yapabilir misin?
- You're too young to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmak için çok gençsin.
- I don't think you could ever do that by yourself.
- Senin onu tek başına yapabileceğini sanmıyorum.
- I couldn't leave you there all by yourself.
- Seni orada tek başına bırakamazdım.
- Are you traveling by yourself?
- Tek başına mı seyahat ediyorsun?
- Tom is never going to let you go to Boston by yourself.
- Tom hiç bir zaman tek başına Boston'a gitmene izin vermeyecek.
- I'm not sure it's a good idea for you to go out at night by yourself.
- Geceleyin tek başına dışarı çıkmanın senin için iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
- I didn't think you'd want to do that by yourself.
- Bunu tek başına yapmak isteyeceğini düşünmemiştim.
- Are you by yourself or with someone?
- Tek başına mısın yoksa biriyle mi?
Show More (233)
|