|
- Present events also clearly indicate the damage caused in Europe by the ideology of the dividends of peace.
- Mevcut olaylar da barışın getirileri ideolojisinin Avrupa'da yol açtığı hasarı açıkça göstermektedir.
- These have never caused problems with regard to the legal basis hitherto.
- Bunlar şimdiye kadar yasal dayanak açısından hiçbir soruna yol açmamıştır.
- The devastation caused by HIV/AIDS is well-known but TB is increasing and malaria remains endemic.
- HIV/AIDS'in yol açtığı yıkım iyi bilinmektedir ancak tüberküloz artmakta ve sıtma endemik olmaya devam etmektedir.
- We know the problems that have been caused with diamonds elsewhere and the arms trade.
- Elmasların başka yerlerde ve silah ticaretinde yol açtığı sorunları biliyoruz.
- Problems have nonetheless been caused by the way in which the Council and the Commission are taking the matter further.
- Bununla birlikte Konsey ve Komisyonun konuyu ele alış biçimleri sorunlara yol açmıştır.
- Its report tackles several of the problems caused by air transport.
- Rapor, hava taşımacılığının yol açtığı birçok sorunu ele almaktadır.
- The Commission also regrets the environmental and economic damage caused by fires.
- Komisyon ayrıca yangınların yol açtığı çevresel ve ekonomik zararlardan da üzüntü duymaktadır.
- The panic caused by 11 September 2001 has still not died down.
- 11 Eylül 2001'in yol açtığı panik henüz yatışmış değil.
- Demonstrators, who cannot be called visitors, caused a lot of problems.
- Ziyaretçi olarak adlandırılamayacak olan göstericiler pek çok soruna yol açmıştır.
- The climate changes caused by our consumer habits have begun.
- Tüketim alışkanlıklarımızın yol açtığı iklim değişiklikleri başladı.
- I am deeply concerned both about what has happened and about the reaction caused by the events in the US and in Europe.
- Hem yaşananlardan hem de ABD ve Avrupa'daki olayların yol açtığı tepkilerden derin endişe duyuyorum.
- The reality is that ferrets seem to have caused no particular problems.
- Gerçek şu ki, gelincikler özel bir soruna yol açmamış gibi görünüyor.
- Together we shared the distress caused by these horrific events, and the subsequent reactions you are aware of.
- Bu korkunç olayların yol açtığı sıkıntıyı ve ardından gelen ve sizin de farkında olduğunuz tepkileri birlikte paylaştık.
- The conflict has, of course, also given rise to further problems and caused delays in making the assistance available.
- Çatışmalar elbette başka sorunlara da yol açmış ve yardımın sağlanmasında gecikmelere neden olmuştur.
- This report, however, totally conceals the destruction caused by the NATO bombing of FRY.
- Ancak bu rapor, NATO'nun FRY'yi bombalamasının yol açtığı yıkımı tamamen gizlemektedir.
- Also to be borne in mind are the problems caused by shipping disasters.
- Ayrıca nakliye felaketlerinin yol açtığı sorunlar da göz önünde bulundurulmalıdır.
- On the other hand, just these few issues caused huge problems, owing to differences in approach.
- Öte yandan sadece bu birkaç konu bile yaklaşım farklılıkları nedeniyle büyük sorunlara yol açmıştır.
- On the other hand, this will also increase rather than decrease the serious tensions caused by fragmentation.
- Öte yandan bu durum, parçalanmanın yol açtığı ciddi gerilimleri azaltmak yerine daha da arttıracaktır.
- The panic caused by 11 September 2001 has still not died down.
- 11 Eylül 2001'in yol açtığı panik hala yatışmış değil.
- Her husband's illness caused her great anxiety.
- Kocasının hastalığı onda büyük bir endişeye yol açmıştı.
- The earthquake in Hokkaido caused extensive damage.
- Hokkaido'daki deprem büyük hasara yol açtı.
- The earthquake caused widespread damage.
- Deprem geniş çaplı hasara yol açtı.
- Tom could have caused a disaster due to his carelessness.
- Tom dikkatsizliği nedeniyle bir felakete yol açabilirdi.
- Tom is still trying to figure out what caused the problem.
- Tom hala soruna neyin yol açtığını anlamaya çalışıyor.
- The earthquake caused considerable damage.
- Deprem büyük hasara yol açtı.
- The typhoon caused damage in many areas.
- Tayfun birçok bölgede hasara yol açtı.
- Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm.
- Çalışanlarımız buz fırtınasının yol açtığı hasarı gidermek için gece gündüz çalışıyor.
- The hurricane has already caused havoc in the Caribbean.
- Kasırga şimdiden Karayipler'de hasara yol açtı.
- The fire caused extensive damage.
- Yangın büyük hasara yol açmış.
- Weak foundations caused the house to subside.
- Zayıf temeller evin çökmesine yol açtı.
Show More (27)
|
|
- The driver who caused the accident saw the man.
- Kazaya sebep olan sürücü adamı gördü.
- According to this report, Tom was the one who caused the accident.
- Bu rapora göre, Tom kazaya sebep olan kişiydi.
- I think you're the one who caused this to happen.
- Bence buna sebep olan sensin.
- The driver who caused the accident was driving with a suspended license.
- Kazaya sebep olan sürücünün ehliyeti askıya alınmıştı.
- The driver who caused the accident saw the man.
- Kazaya sebep olan şoför, adamı gördü.
- What was it that caused you to change your mind?
- Fikrini değiştirmene sebep olan neydi?
- Are you the one who caused the accident?
- Kazaya sebep olan siz misiniz?
- Tom is the one who caused the accident.
- Tom kazaya sebep olan kişidir.
- According to this report, Tom was the one who caused the accident.
- Bu rapora göre kazaya sebep olan Tom'du.
- Tom is the one who caused the accident.
- Tom kazaya sebep olan kişi.
- I think you're the person who caused this to happen.
- Bunun olmasına sebep olan kişinin sen olduğunu düşünüyorum.
- Are you the one who caused this mess?
- Bu karışıklığa sebep olan kişi sen misin?
- The man crossing the street saw the driver who caused the accident.
- Karşıdan karşıya geçen adam kazaya sebep olan sürücüyü gördü.
- That's what caused our problem.
- Sorunumuza sebep olan şey budur.
- The man saw the driver who caused the accident.
- Adam, kazaya sebep olan şoförü gördü.
- I think you're the one who caused this to happen.
- Sanırım bunun olmasına sebep olan kişi sensin.
- The man saw the driver who caused the accident.
- Adam kazaya sebep olan sürücüyü gördü.
- The driver who caused the accident didn't stick around.
- Kazaya sebep olan sürücü buralarda değildi.
- Are you the one who caused this mess?
- Bu karmaşaya sebep olan sen misin?
- Are you suggesting I was the one who caused the problem?
- Soruna sebep olan kişinin ben olduğumu mu iddia ediyorsun?
- I think you're the person who caused this to happen.
- Bence bunların olmasına sebep olan kişi sensin.
- The man crossing the street saw the driver who caused the accident.
- Caddeyi geçmekte olan adam, kazaya sebep olan şoförü gördü.
- Are you the one who caused the accident?
- Kazaya sebep olan kişi sen misin?
Show More (20)
|
