|
- Andrea got a bad feeling while passing through the big cemetery at night.
- Andrea gece vakti büyük mezarlıktan geçerken kendini kötü hissetti.
- In this context, we must remember what happened at the cemetery in Strasbourg.
- Bu bağlamda, Strazburg'daki mezarlıkta neler olduğunu hatırlamalıyız.
- It is my belief that liberalisation would leave us with nothing but a cemetery filled with passengers!
- Benim inancım odur ki, serbestleşme bize yolcularla dolu bir mezarlıktan başka bir şey bırakmayacaktır!
- It is my belief that liberalisation would leave us with nothing but a cemetery filled with passengers.
- Benim inancıma göre serbestleşme bize yolcularla dolu bir mezarlıktan başka bir şey bırakmayacaktır.
- I condemn the desecration of the cemeteries in England, which I consider deplorable.
- İngiltere'deki mezarlıklara yapılan saygısızlığı kınıyorum ve bunu içler acısı olarak değerlendiriyorum.
- In this context, we must remember what happened at the cemetery in Strasbourg.
- Bu bağlamda Strazburg'daki mezarlıkta neler olduğunu hatırlamalıyız.
- We'll make a nice little cemetery.
- Küçük güzel bir mezarlık yapacağız.
- We'll make a nice little cemetery.
- Küçük, şirin bir mezarlık yapalım.
- We'll make a nice little cemetery.
- Küçük, güzel bir mezarlık yaparız.
- We are going to the cemetery right now.
- Biz şu anda mezarlığa gidiyoruz.
- Sami called Layla to a secluded cemetery.
- Sami, Leyla'yı tenha bir mezarlığa çağırdı.
- Layla went to the cemetery.
- Leyla mezarlığa gitti.
- In the cemetery, there is a statue of a snake biting its own tail.
- Mezarlıkta, kendi kuyruğunu ısıran bir yılan heykeli var.
- Tom left the cemetery before Mary's funeral was over.
- Tom, Mary'nin cenazesi bitmeden mezarlıktan ayrıldı.
- The funeral parlor is next to the cemetery.
- Cenaze evi mezarlığa yakındı.
- Sami called Layla to a secluded cemetery.
- Sami, Layla'yı tenha bir mezarlığa çağırdı.
- Tom left the cemetery before Mary's funeral was over.
- Tom Mary'nin cenaze töreni bitmeden mezarlıktan ayrıldı.
- The funeral parlor is next to the cemetery.
- Cenaze salonu mezarlığın yanında.
- Which cemetery is Tom buried at?
- Tom hangi mezarlığa gömüldü?
- We are going to the cemetery.
- Biz mezarlığa gidiyoruz.
- Sami visited the cemetery.
- Sami mezarlığı ziyaret etti.
- He was buried in the La Recoleta Cemetery.
- O, La Recoleta Mezarlığı'na gömüldü.
- He was buried in the La Recoleta Cemetery.
- La Recoleta Mezarlığı'na gömüldü.
- We are going to the cemetery.
- Mezarlığa gidiyoruz.
- I try to avoid walking by the cemetery after dark.
- Hava karardıktan sonra mezarlığın yanından geçmemeye çalışıyorum.
- Sami dumped the stolen car by a cemetery.
- Sami çalıntı arabayı mezarlığın yanına bıraktı.
- Tom and I went to the cemetery.
- Tom ve ben mezarlığa gittik.
- Horrible helicopter accident in a Belgian cemetery, the rescuers have already salvaged more than 500 corpses.
- Belçika mezarlığındaki korkunç helikopter kazasında, kurtarma ekipleri şimdiden 500'den fazla ceset kurtarmıştır.
- Tom is buried in this cemetery.
- Tom bu mezarlıkta gömülüdür.
- Sami was buried in this small cemetery.
- Sami bu küçük mezarlığa gömüldü.
- Tom went to the cemetery by himself.
- Tom mezarlığa tek başına gitti.
- Tom went to the cemetery by himself.
- Tom tek başına mezarlığa gitti.
- We are going to the cemetery right now.
- Şimdi mezarlığa gidiyoruz.
- This place looks like a cemetery.
- Burası mezarlığa benziyor.
- Tom met Mary at the cemetery.
- Tom, Mary ile mezarlıkta buluştu.
- Sami was buried in a cemetery outside Cairo.
- Sami Kahire dışında bir mezarlığa gömüldü.
- Tom was interred in a small cemetery.
- Tom küçük bir mezarlığa defnedildi.
- They told me that the cemetery is in terrible condition.
- Bana mezarlığın berbat durumda olduğunu söylediler.
- Tom and I went to the cemetery.
- Tom'la mezarlığa gittik.
- Sami went to the cemetery to pay his respects to Layla.
- Sami, Layla'ya saygılarını sunmak için mezarlığa gitti.
- Tom's grandparents are buried in a cemetery not too far from here.
- Tom'un büyükanne ve büyükbabası buradan çok uzak olmayan bir mezarlıkta gömülü.
- He was buried in the La Recoleta Cemetery.
- O, La Recoleta Mezarlığı'na defnedildi.
- Tom went to the cemetery to visit his mother's grave.
- Tom annesinin mezarını ziyaret etmek için mezarlığa gitti.
- Tom is buried in this cemetery.
- Tom bu mezarlığa gömüldü.
- Dan met Linda at the cemetery.
- Dan, Linda'yla mezarlıkta buluştu.
- In the cemetery, there is a statue of a snake biting its own tail.
- Mezarlıkta kendi kuyruğunu ısıran bir yılan heykeli var.
- Sami dumped the stolen car by a cemetery.
- Sami çalıntı arabayı bir mezarlığın yanına bıraktı.
- They told me that the cemetery is in terrible condition.
- Onlar bana mezarlığın berbat durumda olduğunu söylediler.
Show More (45)
|
