coalesce - English Turkish Sentences
English Turkish
coalesce birleşmek v.
  • Different views within the family coalesced into commitment.
  • Aile içindeki farklı görüşler birleşerek bağlılığa dönüştü.
Show More (-2)
coalesce kaynaşma n.
  • An instant coalesce shouldn't be expected in a new organisation.
  • Yeni bir kuruluşta hızlı bir kaynaşma beklenmemelidir.
Show More (-2)