The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.
|
English |
Turkish |
|
| 1 |
cocoon |
koza |
n. |
|
- The cocoon of this insect is used in the making of silk.
- Bu böceğin kozası, ipek üretiminde kullanılıyor.
- I saw a cocoon on the tree.
- Ağaçta bir koza gördüm.
- Caterpillars transform into butterflies while they're in a cocoon.
- Tırtıllar kozanın içindeyken kelebeğe dönüşürler.
- Caterpillars transform into butterflies while they're in a cocoon.
- Tırtıllar koza içerisindeyken kelebeğe dönüşür.
- I saw a cocoon on the tree.
- Ağacın üzerinde bir koza gördüm.
Show More (2)
|
| 2 |
cocoon |
korunaklı ve izole çevre |
n. |
|
- You shouldn't raise her in a cocoon of blankets.
- Onu korunaklı ve izole bir çevrede pamuklara sararak büyütmemelisin.
Show More (-2)
|
| 3 |
cocoon |
rahat ve sıcak sığınak |
n. |
|
- Being surrounded by the cocoon of a decent family must be nice.
- Düzgün bir ailenin rahat ve sıcak sığınağında sarılıp sarmalanmak güzeldir herhalde.
Show More (-2)
|
| 4 |
cocoon |
sarmak |
v. |
|
- You are cocooned in a network of loving friends, but this is not going to last.
- Etrafın sevgi dolu dostlarla sarılmış durumda ancak bu durum uzun sürmeyecek.
Show More (-2)
|
