| 1 |
cut down |
kesmek |
v. |
|
- Yet we subsidise the growing of tobacco plants while we cut down cannabis plants.
- Yine de kenevir bitkilerini keserken tütün bitkilerinin yetiştirilmesini sübvanse ediyoruz.
- We can't cut down that tree.
- O ağacı kesemeyiz.
- Are you going to cut down all the trees here?
- Buradaki tüm ağaçları kesecek misin?
- He cut down a cherry tree.
- O, bir kiraz ağacını kesti.
- Tom cut down a cherry tree.
- Tom kiraz ağacını kesti.
- Tom was almost crushed by the tree that he was cutting down.
- Tom kestiği bir ağaç tarafından neredeyse eziliyordu.
- He cut down a tree in the garden.
- Bahçedeki bir ağacı kesti.
- They cut down many trees to build the boats.
- Onlar tekne yapmak için birçok ağacı kestiler.
- I saw him cut down a tree.
- Onu bir ağacı keserken gördüm.
- They cut down many trees to build the boats.
- Tekneleri inşa etmek için çok sayıda ağaç kestiler.
- He cuts down trees in the mountains.
- Dağlarda ağaçlar keser.
- They cut down a cherry tree.
- Bir kiraz ağacını kestiler.
- Don't cut down those trees.
- O ağaçları kesmeyin.
- He cuts down trees in the mountains.
- Dağlarda ağaç keser.
- I haven't cut down the plum tree yet.
- Erik ağacını henüz kesmedim.
- I'd cut down those trees.
- Ben olsam şu ağaçları keserdim.
- They want to cut down the forest to build a hotel and a shopping mall.
- Onlar bir otel ve bir alışveriş merkezi inşa etmek için ormanı kesmek istiyor.
- Tom wanted to cut down that tree in his front yard, but Mary doesn't want it cut down.
- Tom ön bahçesindeki ağacı kesmek istedi ama Mary kesilmesini istemiyor.
- He cut down a tree in his garden.
- Bahçesindeki bir ağacı kesti.
- Tom cut down the tree with his chainsaw.
- Tom testeresi ile ağacı kesti.
- Last week, we cut down all the trees in our backyard.
- Geçen hafta arka bahçemizdeki tüm ağaçları kestik.
- I'm going to cut down those trees.
- O ağaçları keseceğim.
- Tom cut down the tree with his chainsaw.
- Tom elektrikli testeresiyle ağacı kesti.
- I chained myself to one of the trees they were planning to cut down.
- Kendimi kesmeyi planladıkları ağaçlardan birine zincirledim.
- I'd cut down those trees if I were you.
- Yerinde olsam o ağaçları keserdim.
- She cut down a cherry tree.
- O bir kiraz ağacı kesti.
- They cut down the tree.
- Onlar ağacı kestiler.
- Beavers can cut down trees with their teeth.
- Kunduzlar ağaçları dişleri ile kesebilir.
- He cut down the tree with an ax.
- Ağacı baltayla kesti.
- Tom cut down a tree in his yard.
- Tom bahçesindeki bir ağacı kesti.
- They want to cut down the forest to build a hotel and a shopping mall.
- Bir otel ve alışveriş merkezi inşa etmek için ormanı kesmek istiyorlar.
- He cut down the big tree with an ax.
- Büyük ağacı baltayla kesti.
- She cut down a cherry tree.
- O bir kiraz ağacını kesti.
- She cut down a tree.
- Bir ağacı kesti.
- Capitalism will cut down the tree if it can't sell its shadow.
- Kapitalizm gölgesini satamazsa ağacı keser.
- We counted the growth rings on the tree that we cut down and found out that it was thirty years old.
- Kestiğimiz ağacın büyüme halkalarını saydık ve otuz yaşında olduğunu öğrendik.
- We can't cut down that tree.
- Biz o ağacı kesemeyiz.
- I'd cut down those trees if I were you.
- Yerinde olsam, o ağaçları keserim.
- I saw him cut down a tree.
- Onun bir ağacı kestiğini gördüm.
- I want you to cut down those three trees.
- Ben şu üç ağacı kesmeni istiyorum.
- Tom was almost crushed by the tree that he was cutting down.
- Tom neredeyse kesmekte olduğu ağacın altında kalıyordu.
- Are you going to cut down all the trees here?
- Buradaki tüm ağaçları kesecek misiniz?
- Beavers can cut down trees with their teeth.
- Kunduzlar dişleriyle ağaçları kesebilir.
- They cut down the tree.
- Ağacı kestiler.
- Tom cut down the tree that was in front of his house.
- Tom evinin önündeki ağacı kesti.
- We cut down the largest tree we could find so we could make a canoe.
- Bulabildiğimiz en büyük ağacı kestik, böylece bir kano yapabilecektik.
- Are you going to cut down all these trees?
- Bütün bu ağaçları kesecek misin?
- Mary cut down a cherry tree.
- Mary kiraz ağacını kesti.
- You cut down a cherry tree.
- Sen bir kiraz ağacını kestin.
- She cut down a tree.
- O bir ağacı kesti.
- He cut down a tree in the garden.
- O bahçede bir ağaç kesti.
- Tom cut down a tree in his front yard.
- Tom ön bahçesinde bir ağacı kesti.
- We counted the growth rings on the tree that we cut down and found out that it was thirty years old.
- Kestiğimiz ağaçtaki büyüme halkalarını saydık ve onun otuz yaşında olduğunu öğrendik.
- Capitalism will cut down the tree if it can't sell its shadow.
- Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser.
- He cut down a cherry tree.
- Bir kiraz ağacını kesti.
- Tom cut down a cherry tree.
- Tom bir kiraz ağacını kesti.
- We cut down a cherry tree.
- Bir kiraz ağacını kestik.
- I want you to cut down those three trees.
- Şu üç ağacı kesmeni istiyorum.
- Tom cut down all the trees in his front yard.
- Tom ön bahçesindeki bütün ağaçları kesti.
- I cut down a cherry tree.
- Bir kiraz ağacını kestim.
- Tom cut down a tree in his front yard.
- Tom ön bahçesindeki ağacı kesti.
Show More (58)
|
| 2 |
cut down |
azaltmak |
v. |
|
- Nobody needs to cut down the current weekend driving bans by even one minute.
- Hiç kimsenin mevcut hafta sonu sürüş yasaklarını bir dakika bile azaltmasına gerek yok.
- You had better cut down your living expenses.
- Geçim masraflarını azaltsan iyi olur.
- I want to cut down any avoidable costs.
- Önlenebilir masrafları azaltmak istiyorum.
Show More (0)
|
| 3 |
cut down |
azalmak |
v. |
|
- This one can help cut down on accidents.
- Bu, kazaların azalmasına yardımcı olabilir.
Show More (-2)
|
| 4 |
cut down |
masraf kısmak |
v. |
|
- I must cut down expenses.
- Masrafları kısmalıyım.
Show More (-2)
|
| 5 |
cut down |
kesip devirmek |
v. |
|
- He cut down the big tree with an ax.
- Bir balta ile büyük ağacı kesip devirdi.
Show More (-2)
|
