cynicism - English Turkish Sentences
English Turkish
cynicism alaycılık n.
  • Yet if those same critics look to the issue of climate change they will find that such cynicism is unwarranted.
  • Yine de aynı eleştirmenler iklim değişikliği konusuna bakarlarsa, bu tür bir alaycılığın yersiz olduğunu göreceklerdir.
  • Yet if those same critics look to the issue of climate change they will find that such cynicism is unwarranted.
  • Ancak aynı eleştirmenler iklim değişikliği konusuna baktıklarında, bu tür bir alaycılığın yersiz olduğunu göreceklerdir.
  • The meeting of December 2004 was arranged with the usual cynicism in order to side-step the 2004 elections.
  • Aralık 2004'teki toplantı, 2004 seçimlerini atlatmak için her zamanki alaycılıkla düzenlenmiştir.
Show More (1)
cynicism kinizm n.
  • It would be an act of cynicism for Member States to dilute these proposals further.
  • Üye Devletlerin bu önerileri daha da sulandırması bir kinizm eylemi olacaktır.
  • Your cynicism will destroy you one day.
  • Kinizminiz bir gün sizi yok edecek.
  • Your cynicism will destroy you one day.
  • Kinizminiz sizi bir gün yok edecektir.
Show More (1)
cynicism sinizm n.
  • You said that politicians feel a sense of frustration, not to mention cynicism.
  • Politikacıların hayal kırıklığı hissettiğini söylediniz, sinizmden bahsetmediniz bile.
  • The abrupt change of direction by the US might well be viewed with a degree of cynicism.
  • ABD'nin ani yön değişikliği bir dereceye kadar sinizmle karşılanabilir.
  • Sarcasm should not be confused with cynicism.
  • Alaycılık sinizmle karıştırılmamalıdır.
Show More (0)