dallying - English Turkish Sentences
English Turkish
dallying oyalanma n.
  • It is time that Prime Minister Blair stopped dallying with other concepts.
  • Başbakan Blair'in başka kavramlarla oyalanmayı bırakmasının zamanı gelmiştir.
  • They are dallying and dithering.
  • Oyalanıp duruyorlar.
Show More (-1)