1 |
daydream |
hayal kurmak |
v. |
|
- You cannot just daydream about good health if people are denied their basic right to clean water.
- İnsanların en temel hakkı olan temiz sudan mahrum bırakıldıkları sürece sağlıkla ilgili hayaller kuramazsınız.
- We are daydreaming if we expect harmonisation from the structural policies.
- Yapısal politikalardan uyum beklersek hayal kurmuş oluruz.
- Let us daydream!
- Hayal kurmamıza izin ver!
- Daydreaming is the moonlight of thought.
- Hayal kurmak, düşüncenin ay ışığıdır.
- Daydreaming is the moonlight of thought.
- Hayal kurmak düşüncenin mehtabıdır.
- He is daydreaming.
- Hayal kuruyor.
- Stop daydreaming.
- Hayal kurmayı kes.
- Tom is always daydreaming.
- Tom her zaman hayal kuruyor.
- Tom often daydreams in class.
- Tom sınıfta sık sık hayal kurar.
- Tom seems to be daydreaming.
- Tom hayal kuruyor gibi görünüyor.
- I daydreamed all day.
- Bütün gün hayal kurdum.
- Tom is always daydreaming.
- Tom her zaman hayal kurar.
- Tom is daydreaming.
- Tom hayal kuruyor.
- Stop daydreaming.
- Hayal kurmayı bırak.
Show More (11)
|
2 |
daydream |
hayaller |
n. |
|
- Lost in her daydream, she didn't notice the time passing by.
- Hayallere dalınca zamanın nasıl geçtiğini fark etmedi.
Show More (-2)
|
3 |
daydream |
hayallere dalmak |
v. |
|
- During the lecture, he daydreamed about his upcoming vacation.
- Ders sırasında yaklaşan tatiliyle ilgili hayallere daldı.
Show More (-2)
|
4 |
daydream |
hayale dalmak |
v. |
|
- Stop daydreaming.
- Hayale dalma.
Show More (-2)
|