|
- We have now reached an important point in our dealings with Iraq.
- Şu anda Irak ile ilişkilerimizde önemli bir noktaya ulaşmış bulunuyoruz.
- We must also be more compassionate in our dealings with each other.
- Birbirimizle olan ilişkilerimizde de daha şefkatli olmalıyız.
- The Commission has shown efficiency in its dealings with Paul van Buitenen, Marta Andreasen and Dorte Smidt-Brown.
- Komisyon, Paul van Buitenen, Marta Andreasen ve Dorte Smidt-Brown ile olan ilişkilerinde etkinlik göstermiştir.
- We must also be more compassionate in our dealings with each other.
- Birbirimizle ilişkilerimizde de daha şefkatli olmalıyız.
- What is important is the strengthening of the national parliaments in their dealings with their national governments.
- Önemli olan ulusal parlamentoların kendi ulusal hükümetleriyle olan ilişkilerinde güçlendirilmesidir.
- Tom is respected in the business community because he is always fair and square in his dealings with others.
- Tom iş dünyasında saygı görüyor çünkü başkalarıyla ilişkilerinde her zaman adil ve dürüst davranıyor.
- Tom is respected in the business community because he is always fair and square in his dealings with others.
- Tom, başkaları ile olan ilişkilerinde her zaman adil ve kararlı olduğundan dolayı iş dünyasında itibarlıdır.
- Did Tom ever have any dealings with Mary?
- Tom'un Mary ile hiç ilişkisi oldu mu?
Show More (5)
|