|
- It is time we stopped this state of denial and faced reality.
- Bu inkâr durumunu bırakıp gerçeklerle yüzleşmenin zamanı geldi.
- The letter reminded me of a drug addict in denial, addicted to subsidies.
- Mektup bana inkâr içindeki, sübvansiyonlara bağımlı bir uyuşturucu müptelasını hatırlattı.
- This is the most extreme version of a denial and violation of human rights apparent to us.
- Bu, insan haklarının inkâr ve ihlalinin bize görünen en uç versiyonudur.
- Consultation played no part in this decision which appears to me to be a denial of democracy.
- Bana göre demokrasinin inkârı anlamına gelen bu kararda istişare hiçbir rol oynamamıştır.
- Denial is one of the strongest human defence mechanisms.
- İnkar, en güçlü insan savunma mekanizmalarından biridir.
- The police didn't believe his denial.
- Polisler, onun inkarına inanmadı.
- Denial is a terrible thing.
- İnkar korkunç bir şeydir.
- Denial is one of the strongest human defence mechanisms.
- İnkâr, insanın en güçlü savunma mekanizmalarından biridir.
- The police didn't believe his denial.
- Polis onun inkarına inanmadı.
- Denial is a terrible thing.
- İnkâr korkunç bir şeydir.
- Denial would have been useless.
- İnkâr etmek yararsız olacaktı.
Show More (8)
|
