devour - English Turkish Sentences
English Turkish
devour yutmak v.
  • He was devoured by a tiger.
  • Bir kaplan tarafından yutuldu.
  • Layla's house was devoured by flames.
  • Leyla'nın evi alevler tarafından yutuldu.
  • He devoured the herring salad.
  • Ringa salatasını yuttu.
Show More (5)
devour yiyip bitirmek (bir duygu) v.
  • He devoured his meal.
  • O, yemeğini yiyip bitirdi.
  • An emptiness devours my heart.
  • Bir boşluk kalbimi yiyip bitiriyor.
  • I will devour you little girl.
  • Seni yiyip bitireceğim küçük kız.
Show More (1)
devour yalayıp yutmak v.
  • I devour novels.
  • Romanları yalayıp yutarım.
  • I devour books.
  • Kitapları yalayıp yutarım.
  • I devour books.
  • Kitapları adeta yalayıp yutarım.
Show More (1)
devour bir çırpıda bitirmek v.
  • She devoured the new season of the TV series.
  • TV dizisinin yeni sezonunu bir çırpıda bitirdi.
  • I devour books of poetry.
  • Şiir kitaplarını bir çırpıda bitiririm.
  • When a dog is very hungry, it devours its food.
  • Bir köpek çok aç olduğu zaman, yemeğini bir çırpıda bitirir.
Show More (0)
devour mideye indirmek v.
  • The snake was devoured by a bigger snake.
  • Yılan daha büyük bir yılan tarafından mideye indirildi.
  • He devoured the herring salad.
  • Ringa balığı salatasını mideye indirdi.
  • He devoured his meal.
  • Yemeğini mideye indirdi.
Show More (0)
devour silip süpürmek (yemeği) v.
  • The child devoured the hamburger and chugged the coke.
  • Çocuk hamburgeri silip süpürdü ve kolayı da kafaya dikti.
  • When a dog is very hungry, it devours its food.
  • Bir köpek çok acıktığında mamasını siler süpürür.
Show More (-1)
devour yok etmek v.
  • The Black Death devoured half of the continent.
  • Kara Veba kıtanın yarısını yok etti.
  • Fire devoured the forest.
  • Yangın ormanı yok etti.
Show More (-1)
devour bitirip tüketmek v.
  • The big V8 engine in the car devoured fuel.
  • Arabadaki büyük V8 motor yakıtı bitirip tüketiyordu.
Show More (-2)
devour yemek v.
  • We are not devouring our children; we are nourishing them with this proposal.
  • Çocuklarımızı yemiyoruz; bu teklifle onları besliyoruz.
Show More (-2)
devour bitirmek v.
  • Saturn devoured his children.
  • Satürn çocuklarını yedi bitirdi.
Show More (-2)