disarray - English Turkish Sentences
English Turkish
disarray kargaşa n.
  • After all the merrymaking, the apartment was in great disarray.
  • Tüm o şamatadan sonra, daire büyük bir kargaşa içindeydi.
  • My house is in disarray.
  • Evim kargaşa içinde.
Show More (-1)
disarray düzensizlik n.
  • With his passivity, he has been a party to maintaining a culture of systematic disarray and irregularities.
  • Pasifliği ile sistematik bir düzensizlik ve usulsüzlük kültürünün sürdürülmesine ortak olmuştur.
Show More (-2)
disarray karışıklık n.
  • After all the merrymaking, the apartment was in great disarray.
  • Tüm eğlenceden sonra daire büyük bir karışıklık içindeydi.
Show More (-2)