disburse - English Turkish Sentences
English Turkish
disburse ödemek v.
  • It is not, therefore, charging appropriations already disbursed for Kosovo in 1999.
  • Bu nedenle, 1999 yılında Kosova için zaten ödenmiş olan ödenekleri tahsil etmemektedir.
Show More (-2)
disburse ödeme yapmak v.
  • To date, we have disbursed EUR 30 million.
  • Bugüne kadar 30 milyon Avro ödeme yaptık.
Show More (-2)
disburse dağıtmak v.
  • The Chinese government disbursed the second tranche of the money.
  • Çin hükümeti paranın ikinci dilimini dağıttı.
Show More (-2)