| 1 |
disgusted |
bıkkın |
adj. |
|
- Tom seemed disgusted.
- Tom bıkkın görünüyordu.
- It seemed Tom and Mary were disgusted.
- Tom ve Mary bıkkın görünüyordu.
- You're disgusted, aren't you?
- Sen bıkkınsın, değil mi?
- It seemed that Tom and Mary were disgusted.
- Tom ve Mary bıkkın görünüyordu.
- Tom didn't seem to be disgusted.
- Tom bıkkın gibi görünmüyordu.
- Tom looked like he was disgusted.
- Tom bıkkın gibi görünüyordu.
- Tom looked disgusted.
- Tom bıkkın görünüyordu.
- Tom seemed to be disgusted.
- Tom bıkkın görünüyordu.
- You look like you're disgusted.
- Bıkkın gibi görünüyorsun.
- You looked like you were disgusted.
- Sen bıkkın gibi görünüyordun.
Show More (7)
|
| 2 |
disgusted |
iğrenmiş |
adj. |
|
- Tom seemed disgusted.
- Tom iğrenmiş görünüyordu.
- Tom looks disgusted.
- Tom iğrenmiş görünüyor.
- We were all disgusted.
- Hepimiz iğrenmiştik.
- Tom said I looked disgusted.
- Tom iğrenmiş göründüğümü söyledi.
- Tom didn't seem to be disgusted.
- Tom iğrenmiş gibi görünmüyordu.
- Tom looked disgusted.
- Tom iğrenmiş görünüyordu.
- Tom is angry and disgusted.
- Tom kızgın ve iğrenmiş.
- Sami was literally disgusted by Layla's video.
- Sami, Layla'nın videosundan tam anlamıyla iğrenmişti.
- Tom looks slightly disgusted.
- Tom biraz iğrenmiş görünüyor.
Show More (6)
|
| 3 |
disgusted |
bezgin |
adj. |
|
- I was disgusted.
- Ben bezgindim.
Show More (-2)
|
