displaying - English Turkish Sentences
English Turkish
displaying gösterme n.
  • Maybe an onus on banks to put up notices in all their branches displaying these rules and regulations could be one way.
  • Belki de bankaların tüm şubelerine bu kural ve düzenlemeleri gösteren ilanlar asmaları bir yol olabilir.
  • Dan began displaying symptoms of Alzheimer's.
  • Dan Alzheimer belirtileri göstermeye başladı.
  • Dan began displaying symptoms of Alzheimer's.
  • Dan, Alzheimer belirtileri göstermeye başladı.
Show More (0)
displaying sergileyen adj.
  • This is a grossly false accusation displaying a regrettable prejudice against the work of the Convention.
  • Bu, Sözleşme'nin çalışmalarına karşı üzüntü verici bir önyargı sergileyen son derece yanlış bir suçlamadır.
Show More (-2)