disruptive - English Turkish Sentences
English Turkish
disruptive yıkıcı adj.
  • Adapting to the new trade law can be very disruptive to a small company.
  • Yeni ticaret yasasına uyum sağlamak küçük ölçekli bir şirket açısından çok yıkıcı olabilir.
  • It would, moreover, have a disruptive effect on the already delicate relations in the aviation sector.
  • Ayrıca havacılık sektöründe zaten hassas olan ilişkiler üzerinde yıkıcı bir etkisi olacaktır.
  • It would, moreover, have a disruptive effect on the already delicate relations in the aviation sector.
  • Ayrıca, havacılık sektöründe zaten hassas olan ilişkiler üzerinde yıkıcı bir etkisi olacaktır.
Show More (2)
disruptive rahatsız edici adj.
  • That will be more disruptive than receiving such messages on your PC.
  • Bu, bilgisayarınızda bu tür mesajlar almaktan daha rahatsız edici olacaktır.
  • That will be more disruptive than receiving such messages on your PC.
  • Bu, bilgisayarınızda bu tür mesajları almaktan daha rahatsız edici olacaktır.
Show More (-1)