distrust - English Turkish Sentences
English Turkish
distrust güvensizlik n.
  • The deepening distrust and hostility among members were apparent.
  • Üyeler arasında gittikçe artan güvensizlik ve düşmanlık apaçık ortadaydı.
  • This distrust was ratified by certain key elements in your speech today.
  • Bu güvensizlik, bugünkü konuşmanızda yer alan bazı kilit unsurlarla da teyit edilmiştir.
  • That ignorance of each other breeds fear and distrust and eventually will breed conflict.
  • Birbirimizi tanımamak korku ve güvensizliği besler ve nihayetinde çatışmayı doğurur.
Show More (8)
distrust kuşkulanmak v.
  • I've always distrusted him.
  • Ondan her zaman kuşkulandım.
Show More (-2)