English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | double-dip n. | (hız trenlerinde) yolun yarısında bir süreliğine düzleşen tepe |
General | double-dip v. | iki kaynaktan aynı anda para elde etmek |
General | double-dip v. | bir devlet dairesinde çalışırken diğerinden emekli maaşı almak |
Colloquial | ||
Colloquial | double-dip n. | üzerinde iki top dondurma bulunan külah |
Television | ||
Television | double-dip v. | (derleme olarak veya ek özelliklerle) tekrar yayınlamak |
Sport | ||
Sport | double-dip v. | (softbolda) bir takımı finalde iki kez yenmek |
English | Turkish | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | double dip recession n. | çift dipli gerileme |
Trade/Economic | double dip recession n. | çift dipli durgunluk |
Trade/Economic | a double-dip plunge n. | çifte düşüş (fiyatlarda bir gerileme yaşanırken ikinci bir dalganın vurması) |
Trade/Economic | double dip recession n. | çift dipli resesyon |
Trade/Economic | double dip recession n. | iki dipli durgunluk |
Trade/Economic | double dip lease n. | sınır ötesi finansal kiralama işlemlerinde, ilgili ülke yasaları açısından, vergi amacıyla hem kiraya verenin hem de kiralayanın, kiralanan malın sahibi olarak kabul edilmesi durumu |
Trade/Economic | double dip n. | kısa süreli iyileşme ardından düşük talep nedeniyle ikinci bir düşüş dalgasının yaşandığı durgunluk |
Trade/Economic | double-dip [us] v. | birkaç vergi alanından faiz vergi gideri elde etmek için tek bir borçlanma senedi kullanmak |